Güneş gibi doğmak!

25 Şubat 2017

2002 Dünya üçüncülüğünden sonra dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ve ay-yıldızlı oyuncuları kabul etmişti Çankaya Köşkü’nde.
Türk futbol tarihinin en parlak başarısıydı. Hâlâ da öyle.
Arşivi karıştırırken bir fotoğraf geçti elime. Cumhurbaşkanı, Güneş’i kutlar ve plaket verirken. Hoş bir anıydı. Şenol hoca ile paylaştım. Ertesi sabah aradı. Kısa bir sohbete vesile olmuştu o fotoğraf.
“Ne kadar gençmişiz. Şimdi saçlarımıza ak düştü. (Gülerek) Siz medya getirdiniz bu hâle” dedi.
“Kolay değil, 15 yıl olmuş hocam” karşılığını verdim.
“Son iki yıldır çok rahatım. Şimdi sadece işimi yapıyorum” yanıtında, huzur, gurur, mütevazılık, ne derseniz vardı aslında.
Krediyi kendi aldı

Yazının Devamı

Teşekkürler!

24 Şubat 2017

Geçen hafta Pire’de Karaiskakis stadının müthiş atmosferinde tur için avantaj sayılacak bir skor elde etmişti Osmanlıspor.

Hani maç öncesi sorsanız, tek farklı yenilgi bile umutları rövanşa taşıyacak bir sonuç denebilirdi. 25 bin Olympiakos taraftarı her saniye oyunun içinde kalmıştı. Hakeme de temsilcimize de öylesine bir baskı uyguladılar ki, kaleci Karcemarskas’ın da büyük katkısıyla gelen golsüz beraberlik, mucize gibiydi.

Kolay değildi, lakin Avrupa liginde sürpriz sonuçlara imza atmasına alıştığımız Osmanlıspor’dan son 16’ya adını yazdıracak bir sonuç bekliyorduk dün akşam. Olmadı. Deneyim ve kadro yapısı, temsilcimizi ilk kez mücadele ettiği kulvarda vedaya zorladı.

Aslında başkent ekibi dengeli başlamıştı maça. Ceza alanı çevresinde dikkatli, top ikinci bölgede iken baskı yaparak rakibin oyun kurmasına engeleme çabasında idi. Ndiaye ve Musa’nın önderliğinde takım savunmasını başarılı bir şekilde yaptı. Tabii bu arada bir Osmanlıspor klasiği haline gelen hızlı hücumları da etkili oldu. Webo çok ciddi iki pozisyona girdi, gol vuruşu gelmedi. Oysa bu tip maçlarda daha dikkatli olmak zorundasınız. Atamazsanız, faturayı ödetirler çoğu kez. Buna rağmen ilk yarıda işler

Yazının Devamı

Sihir bozuldu!

21 Şubat 2017

İlk yarının son haftasındaki Fenerbahçe yenilgisinden sonra Trabzon camiasının kafasındaki soru ve yaşadığı endişe şu idi; “Bu takım küme düşer mi?..”

İşler gerçekten kötü gidiyor, bordo-mavili takımdan en ufak bir umut ışığı yansımıyordu tribünlere.

Çok değil, aradan 4 hafta geçti. Dün geceye kadar dört galibiyet. Uzun yıllardır peşi sıra böyle bir seri yakalamamıştı Trabzonspor. Bir elin parmakları kadar transfer böyle bir değişime yol açabilir miydi? Ersun Yanal’ın oyun sistemine uyarsa evet. Çünkü hocanın sistemindeki çarkları çevirecek uygun dişliler katılmıştı ekibe. Bir başka deyişle kumaşın kalitesi iyi olunca, ustanın hünerini göstermesi kolaylaştırmıştı.

Trabzonspor müthiş bir iştahla başladı Alanyaspor karşısında maça. Bazı takımların 90 dakika boyunca bulamadığı pozisyonları ilk yarım saate sığdırdı. Hem de öyle böyle değildi fırsatlar. Yanal son haftaların kazanan takımına tek dokunuş yapmıştı. Düşüncesi N’Doye yerine seyircisi önünde Rodellega’yı vitrine çıkarmaktı belki de. Ama o Rodallega ilk yarıda inanılmazı başardı. Birbirinden kolay 4 pozisyonu adeta ıskaladı. Hele biri penaltıdan basitti. Olcay, Yusuf ve Costillo’nun kaçırdıkları da cabası. Hani antrenmanda

Yazının Devamı

Etik mi? Haddini bil!

18 Şubat 2017

Vay efendim sezon ortasında bir büyük kulüp, bir Anadolu takımının teknik direktörünün aklını niçin çelermiş!
Etik değerler nasıl yerle bir edilirmiş... Bu tavır Galatasaray’a hiç yakışmamış...
Tudor garibim, zaten karın tokluğuna çalışırken teklife balıklama atlamış, ahlaki kriterleri ayaklar altına almış.
Panik yapmayalım. Bir dakika...
Bu federasyonun Etik Kurulu yok mu? Senede bir, bilemediniz iki tane dosyayı görüşüp, mevsimlik işçi statüsünde çalışmıyorlar mı zaten?
İşte fırsat. İlla birilerinin şikayet etmesi mi gerekiyor?
Belki Karabükspor Başkan’ı bile bilmiyor işlerin nasıl yürüdüğünü. Yaşananlardan rahatsız olan bir vatandaş göreve çağıramaz mı kurulu?..

Yazının Devamı

Cehennemden çıkmayı başardı

17 Şubat 2017

Avrupa’da holiganizmin tavan yaptığı taraftar gruplarından birine sahip Olympiakos. Bunun farkında olan Osmanlıspor teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay’ın bir gün önce düzenlediği basın toplantısında “Hem adımızı, hem ülkemizi temsil edeceğiz” mesajını Yunanlı gazeteciler üzerinden vermesi manidardı.

Beklendiği gibi müthiş seyirci desteği ve baskısıyla başladı maç. Baskı sadece temsilcimize değildi. Fransız hakem de ilk yarıda ateşli seyircinin etkisinde kaldı. Olympiakoslu oyuncuların aşırı sertliğine göz yumdu. Figueiras’ın daha 10. dakikada ikinci sarıdan ihraç edilmesi gerekirken, kendi otoritesini hiçe saydı. 74. dakikada ise o da dayanamadı ve Viana’ya kırmızıyı göstermek zorunda kaldı.

Osmanlıspor’un ilk yarım saatte iyi kapanıp direnç göstermesi gerekiyordu. Öyle de oldu. Bu bölümde Yunan temsilcisine istediği pozisyonları vermedi. Sadece devrenin son bölümlerinde Botia ve Cardozo’nun iki tehlikesi vardı, kaleci Karcamarskas için bunları savuşturmak zor değildi.

Buna karşın en iyi yaptığı işi denemeye başladı temsilcimiz. Delarge, Regattin, Ndiaye gibi hızlı ve top becerisi yüksek oyuncularıyla Olympiakos savunmasını eksik yakalamaya çalıştı. 44. dakikada Ndiaye istediği

Yazının Devamı

Kazanmak güzel de..

12 Şubat 2017

Skor şahane, gerisi bahane diyebileceğimiz bir maçtan söz etmiyoruz. İki devresi de çok farklı bir mücadele izledik. Niye derseniz, sevgili hocamız Ersun Yanal kusura bakmasın, bu sezon ilk defa bu kadar isabetsiz oyuncu değişiklikleri yaptı da ondan. Umarız nazar boncuğu olur!

Karşılaşmanın ilk yarısında ezici bir şekilde topa sahip olmasına karşın, hücumda istediklerini yapamayan bir Trabzonspor vardı sahada. Amaç peşi sıra alınan üç galibiyetten sonra Osmanlıspor’un hazırladığı tuzağa düşmemekti.

Sıkıntılı bir süreç geçirse de rakip ligde hızlı hücumu en iyi oynayan takımlardan biri. Savunmayı biraz ihmal ettin mi, cezayı kesecek fırsatçılıkta oyuncuları var. Dolayısıyla Ersun Yanal’ın önce kaybetmemek, sonra fırsat bulursa bitirici darbeyi vurmak şeklindeki stratejisi doğruydu.

İlk 45 dakikada işe de yaradı. N’Doye sürekli savunmacılarla boğuştu. İndirdiği topları Olcay ve Yusuf Yazıcı takip etmeyince, oyunu üçüncü bölgeye taşımakta zorlandı. Gol ise enteresandı. Geldiği günden bu yana takıma büyük katkı sağlayan Olcay’ın dün tek olumlu hareketi, skor tabelasını değiştirdi. Uğur’un savunmadan, yaklaşık 30 metreye attığı pası takip eden ve kalecinin kapadığı köşeden ağlara asan

Yazının Devamı

Niçin sadece Volkan?

11 Şubat 2017

Volkan Demirel’in son yıllardaki “vukuatları” saymakla bitmez.
Neler yapmadı ki; meslektaşımızı evinden aldırmakla tehdit etti.
Milli maç öncesi ısınırken kendisine küfür edildiğini ileri sürüp, teknik direktörü dahil herkese posta koydu, çekip gitti.
Bir Galatasaray derbisinde Melo’yu kastederek, “Belediye gereksiz sokak köpeklerini zehirlesin, yoksa bu iş bana kalacak” dedi.
Yine bir Galatasaray derbisinde kalesinden orta sahaya kadar depar attı, Sabri ile kavgası uzun süre konuşuldu.
Son olarak Fenerbahçe-Galatasaray basketbol maçından sonra taraftara çirkin tezahürat yaptırmakla suçlandı.
Ve bu eylemi yüzünden, Türkiye’de 6222 sayılı yasa gereği hakkında soruşturma açılan ilk sporcu oldu.

Yazının Devamı

100 bin euro için değer miydi?

4 Şubat 2017

Baştan söyleyelim, Hakan Çalhanoğlu’nun aldığı 4 aylık men cezasında Trabzonspor Kulübü’nün en küçük bir sorumluluğu yok.
Trabzonspor Yönetimi, 4 yıl önce 100 bin euro imza parası verdiği genç yıldız bir başka takıma transfer olunca, açıktan ödediği parayı geri alabilmek için işin peşine düştü.
Menajeri ve Hakan’ın babası defalarca talep edilmesine karşın bu parayı geri ödemeyince, konu önce FIFA’lık, sonra da CAS’lık oldu.
Aslında Hakan da itiraf ediyor, “Babamın hatasıydı” diye... İyi de Hakan; aradan bu kadar süre geçmiş, sen neden iade etmedin Trabzonspor’dan aldığın ve hak etmediğin o parayı? Yoksa baban hâlâ kandırıyor mu seni? Üstelik yaptığın transferlerden misli misli kazanmışken!
Kusura bakmasınlar. 17 yaşında bir çocuğun menajeri dayısı-babası-ağabeyi olur, yetkisiz insanlara yetki verilirse daha çok can yanar. Sadece Hakan’ın değil, Avrupa’daki pek çok gurbetçi oyuncunun kaderi bu.
Şimdi herkes kara kara düşünüyor. Hakan Çalhanoğlu, A milli takımın en hayati maçlarından biri olan Finlandiya sınavında, kadroda olamayacak.
Sezon sonuna kadar önemli bir oyuncusundan mahrum kalacak Bayer Leverkusen de isyanlarda, “bizim suçumuz ne” diye. Peki kardeşim, transfer

Yazının Devamı