Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Günlerdir aklımız ve dualarımız Güzel İzmir’de, Ege’de. 30 Ekim’deki depremde yaşamını yitirenlerin yakınlarına bir kez daha başsağlığı, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyorum. Böyle zor günleri birlik içerisinde sağduyuyla atlatmak tek dileğim.

Enkaz altında kalan biri için saliseler bile önemliyken, canla başla çalışan arama kurtarma ekiplerine sonsuz minnet borçluyuz. 3 yaşındaki Elif’imiz tam 65. saatte enkazın altından yaralı olarak kurtarıldı, bu mutluluğu bize yaşatanlara bir kez daha teşekkür ediyorum.

Destek olmak adına sivil toplum kuruluşları birçok faaliyet gerçekleştiriyor, bağışlar toplanıyor, ben de sosyal medya hesaplarımdan olabildiğince duyurmaya ve destek olmaya çalışıyorum. Ülkemizin her yerinden yardımlar geliyor, bunları görmek çok sevindirici. Gün, birlik olma günü. Dayanışma, sevgi ve birliktelikle bu günleri de atlatmak en büyük temennimiz.

Doğayı korumak için bize kendisini hatırlatmasını beklemeden harekete geçmeliyiz. Bir kez daha gördük ki doğaya saygılı olmak ve buna uygun davranmak zorundayız. Tüm bu afetler bize yıllardır ne anlatmaya çalışıyor, hiç durup düşündük mü? Tedbir almak elimizdeyken, neden her gün kötüye gidiyoruz? Ne zaman iyileşebileceğimizin cevabı aslında ortada. İnsanın insana, doğaya tüm canlılara saygı duyduğu günlere özlem duymadığımızda iyileşeceğiz.
Gezegen hasta, doğa hasta, toprak hasta diye defalarca söylüyorum. Uzun süredir mücadele ettiğimiz Kovid-19 salgını insan kaynaklı bir afet, deprem ise doğa kaynaklı. Fakat ikisinde de insanoğlunun rolü olduğu ortada. Bilim aslında burada yol gösterici. Deprem için uygun olan olmayan zeminleri bilmek, tedbir almak mümkünken, çürük, çatlak binaların olması doğanın değil bizim suçumuz. Depremin bir doğa olayı olduğunu, afeti ise çoğu zaman insanların yarattığını unutmayın.

Canlı popülasyonları azalıyor

Doğaya gerektiği saygıyı göstermiyoruz. Doğal kaynakları kullanımımız 20. yüzyılın ortalarından itibaren artmaya devam ediyor. Bu da bağlı olduğumuz temel çevresel yapıları tehlikeye attığımız anlamına geliyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) yayımladığı Yaşayan Gezegen Raporu, 2020’nin sonuna kadar yeryüzündeki canlı popülasyonlarının 3’te 2’sini kaybedebileceğimize dikkat çekiyor. Bu gidişat devam ederse, 2020’ye kadar dünyadaki canlı popülasyonlarının yüzde 67’sinin tamamen yok olabileceğinin farkında olalım.

Burada hepimize düşen görevler var. Doğayı tüm biçim ve işlevleriyle korumalı ve hem kendimiz hem de gelecek nesillerimiz için adil bir yaşam alanı yaratmalıyız. Ancak bu şekilde gezegenimize sahip çıkabiliriz.

Alışkanlıklarınızı gözden geçirin

Haberin Devamı


Doğaya biraz olsun iyilik yapmak istiyorsanız beslenmenizde de bu yönde değişiklikler yapın. Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek, tarım arazisi açmak için feda edilen ormanları koruyabilir, doğa kaybını tersine çevirebilir, su kullanımını ve kirliliği azaltabilir ve iklim değişikliğiyle mücadeleye olumlu bir katkıda bulunabilirsiniz.

WWF’in geçtiğimiz aylarda yayımladığı ‘’Planetary Based Diet’’ raporunda, gezegen dostu beslenme için izleyeceğiniz beş adım çok güzel özetlenmiş.

Haberin Devamı

1- Sürdürülebilir üretim ve tüketim

Sürdürülebilir şekilde üretilen besinlerin doğa üzerinde minimum etkisi olduğunu unutmayın. Yiyeceklerinizin sürdürülebilir olup olmadığını öğrenmenin en iyi yolu, nereden geldikleri hakkında bilgi edinmektir. Yerele yönelmek ve yerele uygun beslenmenin önemini bir kez daha hatırlayalım.

2- Hayvansal kaynakları azaltmak

Haberin Devamı

Doğaya çevresel etkimizi iyileştirmek istiyorsanız, hayvansal ürünlerin karbon ayak izinin yüksek olduğunu göz önünde bulundurmalısınız. Kırmızı et tüketiminizi azaltırken, sebze meyve tüketiminizi artırarak doğaya olumlu yönde katkıda bulunabilirsiniz.

3- Çeşitlilik

Vücudumuzun nasıl çeşitli besinlere ihtiyacı var ise gezegenimiz de mahsul çeşitliliğinden fayda görüyor. Beslenme planınızda farklı renkte sebze meyvelere yer verin.

4- İşlenmiş gıdalar minimum

Bir besin ne kadar işlem görürse, üretimi sırasında daha fazla enerji kullanıldığı için çevresel etkisi o kadar büyük olur. İşlenmiş besin tüketiminizi azaltın.

5- Neyi boşa harcadığınıza dikkat edin


Gıda israfını azaltarak, kaynaklarımız üzerindeki yükü hafifletebilir ve ihtiyaç sahiplerine daha fazla besin sunulmasını sağlayabilirsiniz.
Hep birlikte daha güzel bir Dünya’da yaşamak dileğiyle...