"Demokrasi"ye toz kondurmuyoruz.
Ama demokrasi bir bakıma "erdem" rejimidir.
Erdem, sözlükte en basit şekliyle şöyle tarif ediliyor: "Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet..."
Bizdeki demokrasinin fazilet, erdem tarafı eksik.
Ahlaksızlar, hırsızlar, hırsızların işbirlikçileri, rüşvetçiler, devleti soyanlar sanki bu rejimin nimetlerinden daha fazla yararlanıyor.
Sanki demokrasi halkın değil de bunların rejimidir.
Bu olumsuzluklar halkı demokrasiden soğutan unsurlar sayılmaz mı?
"Demokrasi buysa, demokrasi bazı namussuzlara yarıyorsa, sizin olsun", dedirtmez mi?
* * *
SEÇİM sistemi zaten göstermelik bir demokrasiye meydan veriyor.
Parti liderlerinin adamları Meclis'e ve hükümete hakim oluyor.
Bu sistemle seçmen figüran haline geliyor.
Sanal demokrasi de yolsuzluklara zemin hazırlıyor.
* * *
BANKALAR sistemindeki aksaklığı bilmeyen var mı?
Cumhurbaşkanı biliyor, Başbakan biliyor, bakanlar biliyor, milletvekilleri biliyor, bankacılar biliyor, halk biliyor.
Peki demokrasi "fazilet" rejimi ise neden soyguna yol açan mevcut bankalar sistemi değiştirilmiyor?
Var mı bunun makul bir cevabı?
* * *
"CANIM sana ne, soygun dediğin yasalara aykırı bir eylemdir. Cezası vardır, yargı gereken cezayı verir, hak yerini bulur" diyenler çıkabilir. Ama onlara da cevabı yüksek mahkeme başkanları sık sık veriyor:
"Yargı bağımsız değildir."
Üstelik yargı bağımsız bile olsa veya bağımsız bir şekilde hareket de etse, yasalar soygunu mümkün kılar şekilde yapılmışsa yargı ne yapsın?
Peki ama devletin kötü durumdaki bankaları denetleme ve hileli iflastan önce tedbir alma yetkisi yok mu?
Var. İşte zaten o noktada kötü niyetli bankacı ile kötü niyetli yöneticinin işbirliği ortaya çıkıyor, yani faziletsizlik, erdemsizlik boy gösteriyor.
Ve bankacılıktaki yozlaşma, demokratik sistemin de yozlaştırılması oluyor.
* * *
ADAMLAR banka alıyor. İçini boşaltıyor. Sonra da "iflas ettim" diyor. Trilyonlar cebe gidiyor. Devlet de mağdur vatandaşın parasını, mevduatta devlet güvencesi olduğu için garanti fonundan, yani yine vatandaşın parasıyla ödüyor.
Bu ne biçim bir çarktır ki kırılamıyor?
Kırılması bir yana tekrar tekrar dönüyor.
Hem de yetkililerin, etkililerin gözlerinin önünde...
"Demokrasi fazilet rejimidir, erdem rejimidir." Ya bu kanı yanlış ya da bizimki gerçek demokrasi değil...
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr