Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BU milletin gerçekleri öğrenme hakkı yok mu?
Bakın, Susurluk olayının üzerinden bir ay geçti.
"Mafya - devlet ilişkisi"nin neresindeyiz, belli değil.
İlişkileri açığa çıkarma yolunda ne yapıldı, belli değil.
Laf kalabalığı ile olaylar boğuntuya getiriliyor gibi...
Boğuntuya getiriliyor çünkü herkes, her yetkili, her sorumlu ayrı telden çalıyor.
Cümlenin maksadı bir ise, bu dağınıklık niye?
* * *
MESUT Yılmaz olayın aşağı yukarı ilk günlerinden beri elinde belgeler olduğunu açıkladı.
Bu belgelerin bantlar olduğu vurgulandı.
Hatta o belgeler konusunda belki Mesut Yılmaz'ın maksadını da aşan yorumlar yapıldı.
Ama o günden bugüne Yılmaz belgeleri açıklamadı...
Açıklasa belki olay bitecek.
Akla kara belli olacak.
Ama hep erteledi.
Kamuoyu kesin sonuca Yılmaz'ın açıklamalarıyla varacağını sanıyor ama, bir türlü bu açıklama gelmiyor.
Üstelik, "açıklama artık yapılabilir" derken Yılmaz'ın Refah'a ortak hükümet teklifi geldi.
Yani düğüm içinde düğüm.
Kamuoyu ne bekliyor, karşısına ne çıkıyor?
* * *
TANSU Çiller Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, eski Başbakan, DYP Genel Başkanı. Onun açık seçik konuşması da kamuoyunu aydınlatabilir. Ama nerede...
Olayın cereyanından bu yana dört dörtlük bir açıklama yok.
"Kurşun sıkan da, kurşun yiyen de kahramandır."
Anlayan beri gelsin.
Kim kurşun sıkmış? Kim yemiş? Kim kahraman?
Oysa Çiller'in "kahraman" dediğine bazıları, mesela eski baro başkanı "katil" diyor.
Vatandaş, kamuoyu hala şaşkın bekliyor. Açıklama, ama hakiki anlamda bir açıklamayı hangi yetkili yapacak diye.
* * *
GÜNLERDİR pek çok kişi son çare olarak "Cumhurbaşkanı liderleri toplasa, dağınıklığa, kargaşaya son verse olmaz mı?" diye soruyor.
Ama Cumhurbaşkanı da bazı olaylarda sokaktaki adamdan farksız bir tutumu tercih ediyor:
"Kime kadar, nereye kadar giderse gidin."
Cumhurbaşkanı gazetecilere nereye kadar giderse gidin diyor. Peki kendisi ne yapıyor?
Bir zamanlar bir İtalyan komedi filminde komutan savaşta askerlerine gür sesiyle komut veriyordu:
"Siz ileriiiiii, ben geri..."
Bu da adeta öyle bir şey.
"Hep beraber şu meçhulün üzerine gidelim, çözelim" diyen yok.
* * *
BİZ bu köşede işin başından beri Cumhurbaşkanı'nın teşebbüsü ele almasının yararlı olacağı düşüncemizi yazdık durduk.
Aynı görüşte olan çok kişi var.
Mesela CHP lideri Deniz Baykal kaçıncı kez Çankaya zirvesinin yararını vurguluyor.
Baykal dün de bu çağrıyı yinelerken şunları belirtiyordu:
"Belge konusunda kamuoyu çok ileri bir beklentiye sokuldu. Gösterişli bir açıklamayla birtakım ifşaat yapılacağı izlenimi yaratıldı. Bunun olmayışı kamuoyunda sıkıntı yarattı.
İkinci hata ise olayın devletteki kirliliğin ortaya çıkartılması ve temizlenmesi amacından saptırılarak hükümet değişikliği amacına yöneltilmesi.
Bu nedenle biz CHP olarak Demirel'e çağrımızı yineliyor ve liderleri toplayarak Çankaya'da bir yuvarlak masa oluşturulmasını istiyoruz."
Evet konu karıştırıldı.
Bir an önce sonuca varılması, açıklama yapılması beklenirken daha da içinden çıkılmaz hal aldı.
Kamuoyu bunun sorumlularını hep beraber ibretle izliyor.