Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan Heper

"AHDE Vefa. Çiller, zor günlerde kendisini yalnız bırakmayan milletvekillerini, seçim listesinde `ilk' sıraya alıyor.
DYP lideri Tansu Çiller, DYP'nin mevcut milletvekillerinin partilerine bağlılıklarını dosta düşmana gösterdiklerini ifade ederek, yeni milletvekili aday listesinde hepsinin de seçilebilecekleri yerlere koyulacağını söyledi. Çiller, tercih sisteminin getirilmesi halinde ilk sıralara yerleştirilen milletvekillerinin seçilme şanslarının azalabileceğini kaydederek, `Bu durumda en azından ek bir yasa ile emekliliklerini öne alıp hepsini bu şekilde onore edebiliriz' diye konuştu."
Bu haber Rafahyol'u destekleyen Türkiye gazetesinden alındı.
Böyle "besleme politika", rüşvetli demokrasi dünyanın hangi demokratik ülkesinde vardır?
* * *
"ÇİLLER, 11 muhalifi liste garantisi ile partide tutma çabasında.
DYP'de kal koltuğu al.
Refah'la ittifaka DYP'den büyük tepki gelince Çiller çark etti. Güvenoyu için muhaliflere koltuk vaat etmeye başladı."
Bu da Yeni Yüzyıl gazetesinin manşeti.
Burada da DYP'de ulufe dağıtıldığı anlatılıyor.
Evet, Ankara'da demokrasi dediğiniz işte bu.
Dalkavuklara koltuk dağıtılacak, isyancılara koltuk dağıtılacak ve bu koltuklarda oturanlardan bağımsız, doğru, objektif, ülke yararına kararlar beklenecek.
Olur mu?
Olmaz.
Bugün olmadığı gibi...
* * *
BBP Genel Başkan Yardımcısı Kırış demeç veriyor.
Anlaşıldığına göre BBP, Refahyol'a devamlı dayatıyor.
"Barajları yüzde beşe indirmezseniz sizi desteklemeyiz." diyor Kırış...
Peki yüzde beşi ANAP ve diğer muhaliflerin oluşturacağı ittifak desteklerse ne olacak?
Herhalde BBP bu kez onların yanında yer alacak.
Bunu da BBP'nin Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ima etti. "Madem barajların yüzde beşe indirilmesi kabul edilmiyor. Biz de bu kez muhalefetin vereceği bir gensoruyu destekleriz" demek istedi.
Çarşamba pazarında pazarlık yapar gibi.
Yani, pazarlıkta uyuşulursa iktidar desteklenebilir, ama pazarlıkta uyuşulmazsa muhalefet de desteklenebilir.
Bu desteğe göre de ülkenin kaderi 180 derece farklı bir hedefe yönelebilir.
Yani "tuvalet kağıdı yok, zımpara kağıdı verelim."
Ne ilkeli bir tutum değil mi?
Bu da herhalde bizim demokrasimizden başka demokrasilerde rastlanabilecek bir yol olamaz.
* * *
BUĞDAYA hükümet danyadaki ölçüleri çok çok aşan bir fiyat verdi.
Çaya da öyle...
Sonra memurlara yapılacak zam açıklandı. Rekor bir zam.
"Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?"
Seçim varsa seçim ekonomisi de var denilirdi. Ama eskiden. Oysa şimdi adil düzen var.
Hani adil düzen her alanda adaleti de getirecekti?
Oysa bu buğday fiyatı da, bu maaş zammı da zam değil rüşvet...
Seçim rüşveti.
Rüşvetin adaleti olur mu?
Rüşvetin ahlakta yeri var mı?
Bu kadar çarpıklık içinde demokrasi yaşar mı?
Biz hayal kuruyoruz.

Yazara Emaild.heper@milliyet.com.tr