MECLİS'te bütçe görüşmeleri var.
Türkiye için en önemli konulardan biri geçen pazartesi gününden beri sözde tartışılıyor.
Siz izliyor musunuz bilemem ama ben TV'de, Meclis kanalında izliyorum.
Ama milletvekillerinin izlediğini göremiyorum.
Bazı parlamenterlerimizin "Keşke bu Meclis kanalı olmasaydı da milletvekillerinin foyası ortaya çıkmasaydı" dediklerini duyar gibiyim.
Hangi foya?
Meclis'e de, kanuna da, bütçeye de boşverme foyası.
Konuşanlar da bir alem. Bütçeden başka her şey gündeme geliyor.
Muhalefet hep karamsar.
İktidar hep iyimser.
Hangisine inanılacak?
Meclis'e güven böyle mi sağlanacak?
Demokrasi böyle mi güçlenecek?
Çareyi başka yerlerde görmek isteyenler bu manzara karşısında haksız mı sayılacak?
* * *
BUGÜN, yasama, görevini savsaklıyor.
Yürütme, görevini iki kişiye (Başbakan ve yardımcısına) devretmiş.
Yargının bağımsızlığı tartışılıyor.
Öyleyse bugün Türkiye'de, iktidarın halkı halk için yönettiği söylense bile, bu, halkın kendisini yönetmesi sayılır mı?
* * *
MECLİS 550 kişi.
Ama izleyin bakın toplantıya katılanların sayısı 50'yi, 60'ı geçmiyor.
Peki bu milletvekillerimizin gerisi nerede, ne yapıyor?
Gazetede çalışan bir arkadaşım maaşını alır, karşılığında emeğini sabah 8, akşam 8 bu gazeteye tahsis eder.
Hem de severek, koşarak, üreterek...
Peki bizim milletvekillerimiz mesailerini neden millete, Meclis'e tahsis etmezler.
Bütçe görüşmelerinden daha önemli ne olabilir?
Üstelik milletvekilleri gibi liderlerin de çoğunu Meclis oturumlarında görmek mümkün değil.
O sırada başka işlerle uğraşmak veya tatile çıkmak; İstanbul'a, Antalya'ya, Bodrum'a, Paris'e gitmek bu millete, o milletvekillerini Meclis'e yollayanlara hakaret sayılmaz mı?
* * *
DÜN Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı'nın bütçeleri vardı. Meclis boş.
Geçen gün de Turizm Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı'nın bütçeleri vardı.
Meclis'te yine 50 - 60 milletvekili.
Tatsız tuzsuz bir görüşmeden sonra Başkanvekili Kamer Genç sırasıyla iki bütçeyi de her zamanki tarzda oya sundu. Önce Turizm bütçesi:
Hızlı söylemekten anlaşılması güç iki kelimelik bir cümle:
"Kabul edenler."
(20 - 25 el kalkıyor.)
"Etmeyenler."
(Kalkan el yok.)
"Kabul edilmiştir."
Ve bazı milletvekillerinin, bütçeleri kabul edilen bakanları koşup tebrik etmeleri...
Allah kabul etsin.
* * *
ARKASINDAN Dışişleri bütçesinin görüşülmesi var.
Saat 16.15 civarı.
Meclis'in müdavimleri protestoya başlıyor.
Nedenini anlamayan Başkan Vekili Kamer Genç'e bağırtı çığartı arasında izah ediliyor.
"Burada Dışişleri bütçesi var. Dışişleri Bakanı yok. Bakan bütçesinin komisyondaki görüşmelerine de katılmamıştı."
Protestonun nedeni anlaşılıyor.
Meclis'e devam etmeyen bakanı protesto.
Ben de bir vatandaş olarak tüm devamsızları protesto ediyorum.
Etkisi olur mu?..