Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan Heper


"AHLAK"sız siyaset olur mu?
Olmaz...
Siyaset, ahlakı da kapsar.
Bakın hükümet hakkındaki gensoru nedeniyle herkes serbest atışa başladı.
Desteksiz, mesnetsiz iftira niteliğinde söylentiler.
Mesela geçen akşam TV'de Hasan Celal Güzel'in bir Refahlı gruba yaptığı konuşma vardı.
Hükümete yakın TV istasyonu, Hasan Celal Güzel'in güzel cümlelerini seçip vermeye özen gösterdi.
Bir cümlesi bakanlıktan istifa eden Işılay Saygın'la ilgiliydi.
Güzel, Saygın'ın istifa için ne aldığını soruyordu.
Böyle sözler, ahlaka uymayan konuşmalar her şeyden önce konuşanı yaralamaz mı?
Benim gözümde de bu sözlerle Işılay Saygın değil Hasan Celal Güzel yara almış oldu.
Oysa ben, Sayın Güzel'i memleket için daha çok şey yapabilecek potansiyel bir güç olarak görürdüm.
Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı'nda hataları olduysa da yine de onun ahlaklı bir politikacı olarak Türkiye'ye gerekli olduğuna inanırdım.
Oysa Hasan Celal Güzel, son günlerdeki tutumuyla kendi hakkında iyi şeyler düşünenleri adeta şüpheye düşürdü.
Sekiz yıllık kesintisiz eğitim konusunda takındığı tavır, çeşitli yerlerde yaptığı konuşmalar, onun amacının ilk fırsatta Refah'tan milletvekili olma peşinde olduğu izlenimi yarattı.
Adeta konuşmalarıyla, davranışlarıyla Refah'a yatırım yapar oldu.
Refah'ı desteklemek suç mu?
Hayır.
Ama bunu kendisinden böyle bir tutum beklenmeyen kişilerin yapması ve şahsi ikbal için yapması herhalde savunulacak bir davranış olmasa gerek.
İşte bakanlıktan istifa eden, bakanlık avantajlarını terkedecek kadar özveri gösteren Saygın'a Güzel'in hakaretini de bu çerçevede gördüm ve üzüldüm.
* * *
HASAN Celal Güzel'in belki de Aydın Menderes'i örnek aldığı söylenecektir.
Aydın Menderes de Türkiye'de belli bir kesime güven vermiş, soyadının hakkını vereceği zannedilmiş, bu nedenle başlangıç olarak küçük bir grup tarafından da olsa desteklenmişti.
Ama Aydın Menderes ne yaptı?
Aldı partiyi, götürdü Refah'a teslim etti.
Böylece birçoklarını hayal kırıklığına uğratmış oldu.
İkinci hayal kırıklığını da yine tutarsız bir yol izlediği için son bir ay içinde yaşattı.
Daha bundan kısa bir süre önce Milli Güvenlik Kurulu kararları sırasında Refahyol hükümetine karşı çıkarmış gibi tavır takınan Menderes, geçen hafta kendisini ziyaret eden Erbakan ve Çiller'den sonra koyu bir Refahyol müdafii kesildi.
Menderes dün de demeç verdi.
"Hükümet için verilen gensoru Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor" diye.
Yeni Şafak gazetesi bu demeci manşetten "Menderes'ten uyarı" diye sunuyor.
Menderes'e göre, "Bugün Türkiye'de kim ama kim neden şikayetçiyse bu şikayetlerin sebebi ne RP'dir ne de Refahyol hükümetidir."
Oysa 18 Nisan günü arkadaşımız Fikret Bila'nın yaptığı ve 19 Nisan'da Milliyet'te çıkan röportajda şu sözleri söyleyen aynı Menderes değil miydi?
"İktidar kafasını kuma gömmüş. Müdahale olasılığı ortadan kalkmadı. Rejim gideceğine hükümet gitsin."
Refahyol'u savunmak suç mu?
Hayır.
Tabii ki onu savunanlar olacaktır.
Burada kabul edilemez olan Menderes gibi bir ismin bir ay içinde birbiriyle taban tabana zıt iki farklı görünüm sergilemesidir...
* * *
TÜRKİYE ne çekiyorsa güvendiği dağlara kar yağmasından, kişilikli sandığı insanların çok çabuk taraf ve tavır değiştirmesinden çekiyor.

Yazara Emaild.heper@milliyet.com.tr