Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YURT dışından yeni dönen bir arkaşım, "Türkiye dışardaki itibarını iyice yitirdi" diyor.
Dünyayı ve olayları yakından izleyen yabancılar Türkiye için iyi konuşmuyor.
Nasıl konuşabilirler ki?
Politikacılarımızın birbirleri için söyledikleri bile Türkiye için verilecek notun ne olabileceğinin göstergesi.
En son Tansu Çiller, Cibali Karakolu benzetmesi yaptı.
Oradaki komiser biliyorsunuz bekçilikten yükselme, bilgisizliğini kapatmak için adeta "kanun benim" dercesine hareket eden biri.
Oyun komedi.
Çiller'in Muammer Karaca'yı Cibali Karakolu'nda izlediğini zannetmiyorum.
Ben izlemiştim. Galatasaray'la Şişhane arasında o zaman yeni inşa edilmiş olan Muammer Karaca'nın mülkü, Karaca Tiyatro'da.
Zaten Cibali Karakolu deyince akla Muammer Karaca gelir.
Sonra oyunu başkaları da oynadı. Ama onlar bir Muammer Karaca olamadı.
Çiller oyunu seyretmiş olsa da, olmasa da, herhalde Mesut Yılmaz'ı oyundaki Muammer Karaca ile özdeşleştirmek istedi. Tabii ANAP'ı da Cibali Karakolu'yla...
Uysa da, uymasa da; bu bir şeyi gösteriyor.
Liderler birbirlerini yemeye kararlı.
Böyle bir siyasi ortama, normaldir denilebilir mi?
Seçim sath - ı mailinde değiliz. Ufukta sandık yok. Peki bu liderlere ne oluyor?
Bunların davranışları şaşkınlık ifadesi değil de nedir?
Üstelik bu iki lider yani Çiller'le Yılmaz, aynı görüşün temsilcileri. Yani merkez sağın.
Bunlar bir süre önce ortak hükümet kurarken "merkez sağ bütünleşiyor, Türkiye'ye istikrar gelecek" diye düşünenler, bugün bu iki lideri hayırla anmıyor.
Onların yüzünden merkez sağ silinirken, radikal bir parti, RP merkez sağın yerine yerleşmeye çalışıyor.
Bu başarı Çiller'le Yılmaz'ındır!..
Ve yalnız bu bile onlardan ilelebet kınayarak söz etmeye yetecektir!..
* * *
TURGUT Özal; "2000'li yıllarda İtalya'yı yakalayacağız" diyordu. Ona göre; "Türkiye on yılda dünyadaki en büyük on ülke arasına girecek"ti.
Ve Türkiye'deki 65 milyon bu hedefe göre adeta şahlandı. İşadamları, öğrenciler, işçiler tüm dünyaya el kol attı. Arkasından "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne" sözü moral pompası gibi geldi.
Ve on yılın sonunda vardığımız nokta kaos oldu.
Toz duman içinde boğuşan, devamlı birbirine çamur atan, yalnızca birbirleriyle uğraşan bir avuç, lider denen adamın yarattığı kaos...
Bakın bu liderler haftalardır ülke sorunlarını tartışıyorlar mı?
Önerileri var mı?
Yeni projeler, yeni söylemler, yeni bir ufuk, yeni bir ümit hangisinden çıkıyor?
Hiçbirinden...
Vatandaşın gündemiyle bunların gündeminin ilgisi yok.
* * *
ŞİMDİ bakıyoruz Türkiye 113 ülke arasında yaşanması en riskli ülkelerden dördüncüsü.
CIA'nın kısa bir süre önce yaptığı bu araştırmada Türkiye'nin, Pakistan, Hindistan ve Bangladeş'ten sonraki sıraya yerleşmesi pek de iftihar edilebilecek bir durum sayılmasa gerek.
Özal'ın ve Türk insanının hedefleri ve geldiğimiz noktadaki gerçekler ne kadar tenakuz teşkil ediyor.
On yılda geleceğimizi umduğumuz yer dünyanın en gelişmiş on ülkesinin arasında olmakken kadere bakın ki Pakistan, Hindistan ve Bangladeş'in arasında kaldık.
Politikacılarımız, liderlerimiz ne kadar iftihar etse azdır!..