Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TRT TV'sinin akşam ilk haberlerinden biri:
"RP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında konuşan Başbakan Erbakan, halkın isteklerinin bir bir yerine getirilmeye başlandığını" söylüyor. Ve; "bu adımlar birbirini takip edecektir" diye ilave ediyor.
Başbakan'ın bir soru üzerine söyledikleri de şöyle:
"TEDAŞ ve TOFAŞ komisyonlarında suç niteliğinde bir şey bulunamamıştır. Bunlarda bir çelişki yoktur. Görevler eksiksiz yapılmaktadır. Bundan memnuniyet duyuyoruz."
İki konu; ikisi için de Başbakan'ın sözleri doğru değil, belki de daha yerinde bir tabirle samimi değil.
Keşke doğru olsaydı veya "Başbakan sözlerinde samimi" diyebilseydik.
Nasıl doğru olabilir ki? Memur, işçi, emekli boşuna mı sokaklara dökülmüş, yürüyor?
* * *
ÖNCEKİ gün Wall Street Journal gazetesine demeç veren işadamı Sakıp Sabancı'nın şu sözü ilginç; ilginç olduğu kadar da önemli.
Erbakan'ın da sık sık iltifatlarına nail olan Sabancı, Türkiye'deki durumu şu bir cümle ile özetliyor:
"İş dünyası çalışıyor, hükümet çalışmıyor."
Bu sözle, Erbakan'ın "halkın istekleri bir bir yerine geliyor" sözü ne kadar da paralellik arzediyor değil mi?
Çalışmayan bir hükümetin halkın isteklerini yerine getirme başarısı!..
* * *
OYSA Türkiye işadamı, işçisi kadar çalışan bir hükümete de sahip olsa kimbilir neler başarabilirdi?
Bakın iç karartıcı, iğrenç olaylar arasında sevinmek için vakit bulamadığımız bir haber:
"Avrupa'da, Fransa, İngiltere, Almanya ve Lüksemburg'dan sonra uydu sahibi beşinci ülke konumunda bulunan Türkiye, dünyaya uydu pazarlamaya hazırlanıyor.
Fransa ve Türkiye arasında bu yıl başında imzalanan bir anlaşmayla kurulan, yüzde 51'ine Türklerin, yüzde 49'una Fransızların ortak olduğu şirket, önümüzdeki günlerde faaliyete geçecek. Şirketin yapacağı uyduların finansmanı Fransızlara, işletmesi ise Türkiye'ye ait olacak.
Şu anda Avrupa'dan ve Asya'dan çok istek var. Hemen o istekler karşılanacak. İkinci aşamada ise Afrika pazarına yönelik projeler üretilecek..."
Hükümetin haberi var mı? Mümkün değil...
* * *
ALLAH kimseyi Erbakan'ın yerine koymasın.
Bir yanda ortağı ve iktidar, öte yanda gerçekleri öğrenmek isteyen halk, kamuoyu.
"TEDAŞ ve TOFAŞ komisyonları suç niteliğinde bir şey bulamadı" demek Erbakan'ı haklı kılar mı?
O Erbakan ki, o Refah ki bu soruşturmaları isterken en acımasız ithamları sıralamıyor muydu?
Çiller hakikaten bu konularda suçsuz olabilir, o ayrı bir konu, Erbakan ve RP'nin gayri samimi davranışı ise başka konu. Daha doğrusu asıl ibret alınacak nokta bu ikincisi...
Anlaşılıyor ki RP iktidarda kalma uğruna her şeye göz yumabilir, yumacaktır. Ama bir gün yeniden muhalefet olursa bugün göz yumduklarına o gün sil baştan "tu kaka" diyebilecektir. Bu mu samimiyet, doğruluk, dürüstlük?..
Bu arada Meclis'teki komisyonların da hukuki açıdan bir işe yaramadığı, verdikleri ve verecekleri kararların siyasi olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.
Oylar hakka, hakikate göre değil muhalefette ve iktidarda olmaya göre verilmektedir.
Böyle bir parlamentonun saygınlığından da söz edilebilir mi?