Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

LİDERLER zirvesine gönülsüz gibi görünen Demirel'in ani zirve kararı sürpriz oldu sayılabilir.
Haftalardır seslendirilen zirve için Demirel'in Çankaya'da Cemal Gürsel Başkanlığı'nda yapılan başarısız bir yuvarlak masa toplantısını örnek vermesi de bu gönülsüzlüğün kanıtı gibiydi.
Öyleyse ne oldu da Cumhurbaşkanı birden bire liderleri pazar günü aynı masada toplamaya karar verdi?
Medyadakileri süzgeçten geçirip alt alta koyarsanız önümüzdeki günlerde bir milli mutabakat hükümetiyle karşı karşıya kalmanın sürpriz olmayacağı sonucunu bile çıkartabilirsiniz.
* * *
TÜRKİYE'nin bunalımdan çıkma yolunda bir şeyler yapması gerekiyor.
Böyle devam edemeyeceği muhakkak.
Freni patlamış bir otomobille yola devamda ısrar, faciadan başka neye sebep olur ki?..
Bugün demokrasimizi yaşatacak ve yürütecek olan liderler, sorumluluklarının gereğini yerine getirmiyorlar.
Bir kör dövüşüdür gidiyor.
Bazılarına göre kahramanlar var; bazılarına göre katiller var.
Bazılarına göre çeteler var; bazılarına göre çeteler yok.
Bazılarına göre devlet, mafya, siyaset üçgeni var; bazılarına göre yok.
Var mı, yok mu?
Bunu açık seçik ve kesin olarak ortaya serecek tarafsız, güvenilir bir merci de yoksa demokrasi de yok demektir.
* * *
ÇİLLER güvenilirliğini kaybeden bir lider.
Yılmaz dürüst bir lider olarak tanınıyor ama günlerdir belge açıklayacak diye bekleniyor, açıklamıyor...
Erbakan kimle iktidar ortağı olursa ona yararlı olacağını ispatladı. Ve bu arada taraftarlarının ona olan güveni de sarsıldı.
Bakın Akit gazetesindeki, Yeni Şafak'taki yazılara.
Ordudan ihraç edilenler konusunda Erbakan'ın yaptığı açıklama pek çok yandaşı tarafından eleştiriliyor. Yani o da kendi seçmeni nezdindeki güvenilirliğini yitirdi.
İşte Akit ve Yeni Şafak'taki köşe yazarlarından üç küçük örnek:
"Sayın Erbakan bir çok insanı incitti. Bu söz neresinden alırsanız alın yanlıştır. Bütün olup bitenlere tuz biber eken bir açıklamadır."
"Erbakan kendi çizgisinde önemli yara almıştır. Bundan sonra kesinlikle bu söz söylenmeden önceki Erbakan olamayacaktır."
"O kararı imzalayan herkesin hesap vereceği bir gün gelecek. Erbakan da, öteki şura üyeleri de o gün kendilerini savunacaklar, bugün ihraç edilenler de. Önemli olan o gün aklanmış olmak."
* * *
VE tüm bu kargaşanın ortasında Genelkurmay Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'nı iki kez ziyaret etmesi var.
Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Emniyet Genel Müdürü'ne ani ziyareti var.
Gazetelerde "üst düzey bir askeri yetkiliye dayanan" manşetler var.
Susurluk incelemesinin yavaşlığından duyulan rahatsızlık var.
Erbakan'ın "Ordudan ihraç edilen bazı subayların durumunu istismar etmekten kaçınmak gerekir. Bunların dini inançları nedeniyle ihraç edildikleri havasını yaymak fevkalade sakıncalıdır" gibi ilginç ama onun yapısıyla tam çakışmayan ve üstte de örneklerini verdiğimiz taraftarlarının tepkilerine neden olan açıklaması var.
* * *
TÜRKİYE "kamyondan önce, kamyondan sonra"yı bir yana bırakmalı. Çankaya'dan önceye ve sonraya bakmalı.
Buradaki hava Türk siyasetini yeni bir noktaya çekebilir.
Kargaşadan çıkış, liderler dışında birinin başkanlığında geçici bir "milli mutabakat hükümeti"yle sağlanabilecekse neden olmasın?
Bunun yeri Meclis'se; işte Meclis. Bu ihtiyaç varsa ve buna karar verecek olanlar liderlerse; işte liderler.
Siyasi parti liderleri Meclis'te bu zor gibi görünen konuda anlaşabilir ve Türk demokrasisini düze çıkartabilecek bir adımı atarlarsa tarih her şeye rağmen onları saygıyla anacaktır.