Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan Heper


SİZLERE;
Geçmiş olsun.
Size;
Kolay gelsin.
Bu iki cümle belki güven oylamasından sonraya yakışırdı ama perşembenin gelişi çarşambadan belli oldu.
Mesut Yılmaz hükümeti Çankaya'da onaylandı.
Güvenoyu garanti gibi...
Duruma bakıp, Çiller'in oturup ağlaması lazım.
Ailesi dağıldı. Demek ki, zoraki birliktelikmiş. Yanlışlar üzerine kurulmuş bir evlilikmiş...
DYP ileri gelenleri, ayrılanlara çamur atacağına, nedenlerini iyi teşhis etmeliler.
Yoksa, ayrılanları onlar listelere alıp milletvekili yaptıklarını unuttular mı?
* * *
BAŞBAKAN Mesut Yılmaz dün Çankaya'da hükümet listesini onaylattıktan sonra yaptığı basın toplantısında "uzlaşma" kelimesini sık sık kullandı, "uzlaşma"nın üzerinde çok durdu.
Ülkenin buna ihtiyacı var.
Yeni Başbakan "Türkiye'nin çok zor bir döneminde görevi devraldık" derken belki de bunu ifade etmek istiyordu.
Yılmaz'ın basın toplantısındaki dikkati çeken noktalardan biri "55. hükümetin biriken ülke sorunlarına hiç gecikmeden el atacağı" oldu.
Protokolde seçim tarihi de belirtilmediğine göre bu, 55. hükümetin icra hükümeti olacağını göstermez mi?
Yılmaz'ın bu soruya cevap teşkil edebilecek ifadesi de şöyleydi:
"Hükümetimiz ülkeyi seçime hazırlamak dahil ülkenin acil sorunlarına çözüm getirmek amaçlı bir uzlaşma hükümetidir."
* * *
"RET cephesi"
nin sarıldığı taktik belli; erken seçimi kurcalayarak Baykal'ı yanlarına çekmek.
Hiç olmazsa "huzur cephesi"nin arasını açmak.
Baykal'ı "huzur cephesi"nden koparmak.
Başarılı olur mu?
Baykal'a bağlı...
Baykal hükümete girmemekle, önce muhalefette RP'yi yalnız bırakmamış oldu.
Sonra hükümetin icraatına bir bakıma ortak olmayarak partisini birinci derecede sorumluluktan kurtardı.
Böylece muhtemel erken seçimde rahat konuşma, eleştirme imkanını elinde tuttu.
Refahyol'un sona erdirilişinde rol oynayarak da kamuoyunda kazanılan prestije ortak oldu.
Tüm bunların sonunda herhalde Baykal ve CHP ilk genel seçimde laik, Atatürkçü, demokrat, sosyal adaletçi kesimin tek temsilcisi ve RP'nin alternatifi olarak çoğunluk oylarını alacağını, iktidara geleceğini hesap ediyor.
Baykal herhalde bunun için de bir an önce, adeta hemen erken seçim istiyor.
Çünkü; "Her geçen gün, bu hesapları değiştirebilir.
Belki de huzur cephesi başarılı işler yapar ve CHP'nin lehinde olduğunu hesap ettiği denge değişir.
Belki de Refahyol'la yaşananlar unutulur.
Öyleyse seçim hemen olmalı, yani en geç bu yıl sonuna kadar."
Bu acele CHP'ye belki yarayabilir ama ülkeye yarar mı?
Hesabı bir de bu açıdan yapmak gerek.
O zaman da "ne çok erken ne çok geç, makul sürede seçim" şıkkı ortaya çıkıyor.
Makul süre ise her şeyden önce ülkede toplumsal uzlaşma yönünde alınacak sağlıklı mesafe ile ilgili olmalı.
* * *
ŞİMDİ merak edilecek bir konu var.
Gemiyi ilk terkedecekler kimler olacak?
Refahyol'un batan gemisini.
Tansu Hanım ve Refahyol için kimler, "zaten biz söylemiştik" demeye başlayacak?
Mesut Yılmaz'a veryansın edenlerden kimler ilk yemeği Mesut Yılmaz'a verip Başbakan'ı ağırlayacak?
Herhalde şimdi birçok mekanda yeni hükümete yanaşma manevrası için planlar da yapılıyordur.
Çünkü bu ortamda muhalif olmayı içine sindiremeyen çok kişi var. Onlar için hep iktidarlara yakın olmak gereklidir. Olurlar da...
Tabii bir de, Çiller'e yakınlık ve bağlılık gösterdikleri için trilyonluk kredileri alıp ekonomik çöküşten kurtuldukları ve rahat politika yaptıkları söylenenler var, bakalım onlar da ne yapacak?

Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr