Çizgilere değil duygulara odaklanın

27 Ekim 2020

Mesleğimde 8. yılıma girdim. Mesleğimi bilmeyenler için ben ameliyatsız estetik alanında çalışan bir tıp hekimiyim. İlk başladığım dönemlerde hastalar gülüş çizgilerimi sevmiyorum diyordu oraya dolgu yapıyorduk. Kaş aramda çizgi var diye gelenlere kaş arasına botoks yapıyorduk. Dudak üstümde çizgi var diyordu hemen orayı tedavi ediyorduk. Bazen çok mutlu oluyorlardı, bazen ortalama tepkiler alıyordum. O dönem hastalara şunu sormadık. Neden dudak üstü çizgilerini yok etmek istiyorsun. Kaşının arasında çizgi kaybolduğunda ki beklentin nedir?

Hastalar kendilerini fotograflardan ve aynadan değerlediriyor. Çoğu zaman bu iki boyutlu bir değerlendirme oluyorlar. Diğer insanlar ise sizi üç boyutlu değerlendiriyor.

Bir örnek üstünden ilerleyelim. Hasta nazolabial çizgisi azalırsa daha iyi gözükeceğini düşüyor. Çünkü fotoğraflarda gölgeli çıkan yer orası. Halbuki hastanın nazolabial çizgisi gençliğinde de var. Yaşlı ve sarkık gözükmesinin belki bir nedeni o ama asıl sorun çoğu

Yazının Devamı

Anneleri ile kliniklere gelen kızlar

23 Ekim 2020

Sosyal medya ve internet kullanımının çılgınlığa ulaşmasının ardından estetik ve yaşlanma karşıtı uygulanaları yaptığımız hastaların yaşı oldukça düşmüş durumda. Ben instagramı oldukça aktif kullanan, sürekli bilgilendirme videoları çeken bir doktorum. Bu mecraları yoğun bir şekilde kullanan insanlar gençler olduğu için onlarla daha çok etkileşime geçiyorum. Peki gençlerin estetikten beklentisi nedir? Bu işlere ne zaman başlanmalı? Farklı jenerasyondaki hastalara nasıl yaklaşmalıyız?

Gençlerin en önemli beklentisi hep genç kalmak. Anneleri gibi önce yaşlanıp sonra oluşmuş hasarları tamir ettirmek istemiyorlar. Aslında doğru ve maddi olarak ucuz olan yaklaşım da bu. Mesela örnek vermek gerekirse 48 yaşında kaş arasında oturmuş bir çizgi ile gelen hastaya sık aralıklar ile botoks öneriyoruz. Kaşının arasındaki çizgi oturduğu için hem botoks dozlarımız yükseliyor hem de botoksu kısa bir sürede vücuttan atmaya çalışıyor. Botoks oturmuş kırışıklıkları açmadığı için botoks işleminden sonra bir de oradaki oturmuş

Yazının Devamı

'Yorgun musun? Hasta mısın?' gibi sorulardan sıkıldıysanız..

19 Ekim 2020

Harika bir uyku ardından alarmsız uyanmış, işe gitmişsiniz ve iş arkadaşınız size “günaydın” diyip yorgun olup olmadığınızı soruyor. Gerçekten dünyanın en sinir bozucu şeyi olsa gerek. Peki yorgun olmadığımız halde neden yorgun gözürüz? Yüzümüzden karşı tarafa yorgun olduğumuz ile alakalı neden yanlış sinyal gidiyor?

Öncelikle yorgunluk göz çevresinden anlaşılan bir duygusal durumdur ve göz çevresinde olan yapısal güçsüzlükler sizi olduğunuzdan daha yorgun gösterecektir. Bu durumlar nelerdir? Biraz açalım.

1- Kaş yüksekliği

Düşük ve basık kaşlar gerçekten kişileri, özellikle de kadınları yorgun gösterebiliyor. Erkeklerde bir miktar basık kaş “avcı bakışı” dediğimiz maskülen ifade ile örtüştüğü için arzulanan bir durumdur. Özellikle botoks gibi uygulamaları erkeklere uygularken kaş uçlarını yükseltmemeye çalışırız.

2-Göz altı morlukları

Milli hastalığımız olan göz altı morlukları genç, yaşlı, kadın, erkek demeden herkesi etkiliyor. Çoğu zaman

Yazının Devamı

Aspirin ve penisilinden sonraki en büyük icat

15 Ekim 2020

Bir ilaç düşünün zayıflamadan, baş ağrısına, diş sıkma tedavisinden güzelleşmeye, diş estetiğinden yüz estetiğine hatta baldır inceltmeye bile yarasın. Göz doktorları ilacı alsın şaşılık tedavisinde, başka bir hekim grubu alsın tortikollisli doğan bebeklerin kas kasılmaları için kullansın.

Evet hangi ilaçtan bahsettiğimi anlamışsınızdır. Botulinum toksin, halk arasında botoks olarak bilinen ilaçtan bahsediyorum.

Her yıl tıbbın her alanında dünyada milyonlarca enjeksiyon yapılan bu ilacın elimizde gerçekten geniş bir datası bulunuyor.

Hastalarımın sıklıkla sorduğu sorulardan bazılarını size burada cevaplarıyla yazmak isterim.

Botoks güvenli bir ilaç mı?

Öncelikle botoks yeni bir uygulama değil. Sadece estetik alanın yirmi yıldan fazladır kullanılıyor. Diğer endikasyonları için çok daha eski kullanılmaya başlandı. Her gün yeni bir kullanım alanı için fda onayı alıyor. Yazıma başlarken bunun bebeklere dahi uygulandığını yazmıştım. Bir ilaç bebeklere hemde yüksek doz uygulanabiliyorsa güvenliliği ilgili şüpheniz olmasın. Şu da unutulmasın. Bu bilgi

Yazının Devamı

Kolajen içerek gençleşmek mümkün mü?

14 Ekim 2020

Ne oldu da birdenbire her yerde kolajen reklamları görmeye başladık? Tüm uzmanlar bu içeceklerden ya da kemik iliğinin faydalarından bahseder oldu? Kolajenin faydaları tıpta yeni mi bulundu? Yoksa her şeyi hızlıca tüketmeye aç toplumumuza yeni bir ürün ihtiyacı mı vardı?

Bu yazımda sizlere kolajen içeceklerinin ne olduğunu, nasıl kullanılacağını ve en önemlisi işe yarayıp yaramadığını anlatacağım.

Öncelikle kolajen nedir? Kolajen protein yapıda sadece cilt değil tüm vücut için olmazsa olmaz bir yapı taşıdır. Sadece konumuz olan cilt değil eklem, kas, saçlar ve tırnaklarda da bulunur. Cildin kolajeni ne kadar yüksekse o kadar sıkı, parlak, nemli ve canlı gözükür. Aslında bizim de medikal estetikte yapmaya çalıştığımız tedavilerin tümünde cildin kolajeni korumak, artırmaya çalışmak veya yıkılımını azaltmak vardır.

Stresten uzak, temiz besinler ile beslenen, hava kirliliğinden uzak yaşayanların biraz daha geç başlasa da nüfusun çoğu metropollerde yaşıyor ve kolajen yıkılımı 20'li yaşlarda başlıyor.

Yaşlanmanın etkilerini azaltmak her kesimin

Yazının Devamı

Burnun büyük değil çenen küçük

13 Ekim 2020

Irk olarak İskandinavlar gibi keskin hatlara sahip olmadığımızı farkedeli yıllar oldu. Her ırkın kendine özgü olumlu ve olumsuz yaşlanma avantajları var. İsveç, Norveç, Finlandiya, Rusya gibi kuzeyde yaşayan ırkların hyaluronik asit seviyeleri düşük olduğu için yaşlanırken ciltleri incelerek adeta parşomen kağıdı gibi oluyor fakat güçlü kemik yapıları sayesinde gençliklerinde kilolu bile olsalar gergin gözüyorlar.

Bu durum bizim gibi doğulu ırklarda biraz farklı. Bizim kemik yapımız özellikle elmacık ve çene kemiğimiz çok güçlü olmuyor. Bunun kozmetik olarak olumsuz yansıması da erken sarkmaya meğilli olmamız ve başka problemler.

Bugün sizlere burnun diğer organlar ile ilişkisini ve burna dokunmadan burnu küçük göstermenin ameliyatsız yollarını anlatacağım.

Selfie veya yan profilden bir fotograf çekildiğimizde en çıkık bölgemiz her zaman burnumuz olacaktır. Profiloplasti yani profil estetiği yaparken burnu değerlendirdiğimiz organların başında çene gelir. Çene ne kadar geri ise burun o kadar ön plana

Yazının Devamı

Neden herkes kaşlarını kaldırtmak istiyor?

12 Ekim 2020

Instagram mesaj kutuma en sık gelen mesajlardan biri “Hocam kaş kaldırtma hakkında bilgi alabilir miyim?”

Peki kadın, erkek demeden neden herkes kaşlarını yükseltmek istiyor? Kaş yüksekliği her koşulda gençliğe mi işaret ediyor? Biraz bu konu hakkında bilgilendirme yapmak istedim.

Yorgun ifadenin azaltılması ve çekici bakışlar kadın ve erkeğin ortak isteği. Fakat yorgun ifadenin tek belirleyicisin kaşlar olduğunu düşünmek bizi hataya düşüren nokta. Yorgun görünüşün azaltılmasında sadece kaşlar değil göz çevresindeki dokuların tamamını değerlendirmek bizi doğru sonuca ulaştırıyor. Bunların arasında göz altındaki derinin renginden yanak volümüne, üst göz kapağında fazla deriden şakağın ne kadar gergin durduğuna kadar geniş bir yelpaze var. Kaşların nasıl alındığı bile bizi olduğundan daha yorgun gösterebilir.

Şüphesiz kadınlar arasında kavisli, gür, kalkık kaşlar şu anda çok moda. Benim çocukluğumda ince kaşların moda olması gibi. Bunda sosyal medyanın da etkisi yadsınamaz. Saç bantlarıyla, photoshop uygulamalarıyla ekstra kaldırılmış

Yazının Devamı

Yazdan çıkmış ciltleri onarmanın yolları

10 Ekim 2020

Geçtiğimiz pazar deri ceketlerimi aradı gözüm. Yazın bunaltıcı sıcakları gitmiş esintili ve soğuk bir havaya bırakmıştı kendini. Bu havanın cildimiz için anlamı büyük. Artık tamir zamanı!

Bu yazın diğer yazlar gibi olmadığı oldukça açık. Corona virüs pandemisinden sonra sıkılan bünyeler hiç yüzmediği kadar yüzdü, güneşlenmediği kadar güneşlendi. Sosyalleşme ile birlikte artan kötü beslenme, düzensiz uyku saatleri derken cildimizi normal yazlara göre daha fazla yıprattık. Peki iş işten geçti mi? Yoksa cildimize verdiğimiz hasarları geri çevirmenin gerçekten bir yolu var mı ?

Öncelikle cildimizi hasarlayan şeyleri sıralarsak bunlardan korunmanın ve tamir etmenin yolları da daha anlaşılır olacaktır.

1- Güneş

Yaydığı UV ışınları ile cildimizin lekelenmesine, kurumasına, kırışmasına, kanser olmasına yol açıyor. Korunmanın yolu ise basit. Yaz kış demeden güneş kremini düzenli kullanmak

2-Stres

Stresli durumlarda vücudumuzun kortizon seviyeleri yükseliyor. Bu da cilt sağlığı için oldukça kötü bir durum.

Yazının Devamı