Eren Aka

Eren Aka

eren.aka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin yolları yalnızca şehirleri birbirine bağlamıyor, tatları da taşıyor. Son yıllarda bu tatların görünür olmasında belediyeler büyük rol üstleniyor. Çünkü artık neredeyse her kentte bir gastronomi festivali var. Yerel yönetimler biliyor ki bir şehri tanıtmanın yolu yalnızca tarihi eserlerinden değil, mutfağından da geçiyor. Bugün gastronomi, belediyelerin kültür yatırımı ve tanıtım vitrini haline geldi.

Kentten kente lezzet

Adana, Lezzet Festivali ile kebap ateşini duyuruyor; sokaklardaki duman markalaşma çabasının sembolü. Gaziantep, UNESCO tescilli mutfağını Baklava Festivali ile dünyaya hatırlatıyor; baharat pazarındaki her koku gastronominin evrensel dilini anlatıyor.

Haberin Devamı

Bursa, Uluslararası Gastronomi Festivali’nde “Rota Yeniden Oluşturuluyor” diyerek pideli köfte, kestane şekeri ve süt helvasını öne çıkarıyor. Konya GastroFest’te yüz binlerce kişi etli ekmek kuyruğunda buluşuyor, şehrin tarihine mutfak üzerinden yolculuk ediyor.

Ege’de Çeşme Ot Festivali, İzmir’in boyozu, Ayvalık’ın zeytinyağlıları ve Muğla’nın balık şenlikleri turistleri çekiyor; Manisa’nın Mesir Macunu Festivali geleneği bugüne taşıyor. Karadeniz’de Sinop Mantı Festivali, Trabzon’un hamsi şenlikleri ve Ordu’nun fındık günleri bölgenin bereketini sofraya getiriyor.

Doğu’da Kars Peynir Festivali gravyeriyle öne çıkarken; Erzurum Cağ Kebabı Günleri soğuğu sofrada ziyafete çeviriyor. Van Kahvaltı Şenliği dünyanın en zengin kahvaltılarından birini tanıtıyor. Ardahan kaz etiyle, Erzincan tulum peyniriyle görünür oluyor.

Güneydoğu’da Mardin’in Baharat Festivali kokuları dünyaya taşıyor. Şanlıurfa isot günleriyle, Hatay Gastronomi Festivali künefeden humusa çeşitliliğiyle sahne alıyor.

Şehirler gastronomiyle dünyaya açılıyor

Festivallerin gücü

Bu etkinlikler yalnızca yemek şöleni değil, ekonomik canlılık kaynağı. Esnafın yüzü gülüyor, üreticinin pazarı büyüyor, şehir marka kimliği kazanıyor. Bir festival küçük üreticiyi küresel vitrine çıkarabiliyor. Turist için Kapadokya balonları ne kadar cazipse Antep baklavası da o kadar cazip hale geliyor. Yerli turist için Ege koyları ne kadar çekiciyse Hatay mutfağı da tatilin sebebi oluyor.

Haberin Devamı

Festivaller aynı zamanda şehrin kültürüne nefes veriyor: konserler, atölyeler, paneller derken şehir birkaç günlüğüne sahneye dönüşüyor. Yalnızca damak değil, zihin de doyuyor; tüm dikkat o kente çevriliyor, şehir basında ve sosyal medyada gündem oluyor.

Türkiye’nin tadı

Artık yerel yönetimler yalnızca yollarla değil, gastronomiyle de öne çıkıyor. Çünkü biliyorlar ki bir kentin geleceği mutfağında da gizli. Belediye başkanları gastronomiyi güçlü tanıtım aracı görüyor, festivaller şehrin dünyaya açılan kapısına dönüşüyor.

Bugün Edirne’den Ardahan’a, Sinop’tan Hatay’a, Muğla’dan Hakkâri’ye her köşe kendi mutfağıyla vitrine çıkıyor. Edirne tava ciğeriyle, Ardahan kazıyla, Sinop mantısıyla, Hatay künefesiyle, Muğla zeytinyağıyla, Hakkâri tandır ekmeğiyle söz sahibi oluyor.

Kısacası, mutfak üzerinden kurulan bu köprü şehirleri dünyaya tanıtıyor. Türkiye’nin gerçek rotası artık yalnızca otoyollar değil, sofradan sofraya uzanan bir yolculuk. Unutmayalım: Bir ülkenin tadı, kimliğinin aynasıdır.

Haberin Devamı

Gastronomiden bahsetmişken YÖREX’i de anmadan olmaz. Antalya Ticaret Borsası’nın öncülüğünde başlatılan bu proje, Türkiye’nin en büyük yöresel ürünler fuarı olarak bu yıl Avrupa’ya açılıyor. Antalya’da 13 kez başarıyla düzenlenen YÖREX, bu kez Düsseldorf Havalimanı Fuar Alanı’nda Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerini dünyaya tanıtacak. Bu fuarın bugünlere gelmesinde emeği olan Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır’ı yürekten tebrik ederim.

Sağlıcakla kalın.