Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, veto ettiği yasanın “Şike Yasası” olarak anılmasını doğru bulmuyor:
- Siz Şike Yasası diyorsunuz ama bu doğru bir ifade değil. Şike Yasası değil ki... Sporla ilgili tüm konuları düzenleyen bir yasa. İçinde bahis konusu var, şiddet var, şike var. Dolayısıyla sporun bütün alanları var.
Bu sözlerinden de belli ki, Cumhurbaşkanı Gül, yasanın ve veto kararının Aziz Yıldırım’a bağlanmasını yanlış buluyor. Sorularımıza verdiği yanıtlardan benim çıkardığım sonuç, Gül’ün kişilerle veya takımlarla ilgili olmadığı. Cumhurbaşkanı, “suç ve ceza arasında denge” arıyor ve yasanın sadece şikede değil, şiddet ve bahis konularında da caydırıcı bir nitelik taşımasını istiyor.
Şu sözleri, bu mesajları taşıyor:
“Benim bir daha görüşülsün diye Meclis’e göndermemdeki en önemli gerekçe suç ve ceza arasındaki dengeyi kurmak. Tabii Meclis’in bileceği bir iştir. Suç ve ceza arasındaki dengede bir ölçüsüzlük gördüm ve bende caydırıcılık etkisinin de yok olduğu kanaati uyandırdı. Bütün spor alanını düzenleyen bir yasayı sadece şikeye indirgerseniz meseleyi iyi takip etmiyorsunuz anlamı çıkar. Bunun içinde şiddet vardır, bahis konusu vardır, mali konular vardır. Zaten bahis deyince bütün bu konular içine girer. Dolayısıyla burada Türk spor dünyasının en güçlü, en sağlam iklime kavuşması açısından düşündüm. Onun için Meclis’ten bütün bunları bir kez daha gözden geçirip yeni bir düzenleme ile gönderilmesini beklemek üzere iade ettim kendilerine. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Anlıyorum ki bu konuda birazcık çalışılmadan tartışılıyor, sizin yorumlarınıza, sorularınıza bakıyorum öyle görünüyor. Şike diye soruyorsunuz, oysa bu büyük bir düzenleme.

Gül’ün beklentisi
Cumhurbaşkanı’nın iade ettiği yasa, Meclis’te aynen kabul edilip yeniden yasalaşırsa bu kez Çankaya veto edemiyor. Ancak yine Gül’ün sözlerinden anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı, yeni bir düzenleme yapılmasının daha uygun olacağını düşünüyor. Bunu açıkça ifade de etti.
Bu beklentisinin nedeni ise benim edindiğim izlenime göre Cumhurbaşkanı’nın mevcut cezaları çok ağır bulması, veto ettiği yasadaki düzenlemeleri de caydırıcılıktan uzak hafiflikte görmesi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Gül, cezalar açısından mevcut yasa ile veto edilen yasa arasında bir düzenleme bekliyor.
Gül, bu konuda açıktan bir ifade kullanmadı, Meclis’in işine karışıyormuş gibi bir izlenim vermek istemedi. Mevcut cezaları ağır mı buluyorsunuz yolundaki sorulara:
- Onu Meclis’e soracaksınız. Meclis’in takdir edeceği bir konu, demekle yetindi.
Yasa hazırlanırken görüşmeniz veya bir telkininiz oldu mu, sorusuna da, “Hayır öyle bir görevim yok ki” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, TÜBİTAK ödüllerini verdikten sonra sorularımızı yanıtlarken, bu konuda kişilerle veya takımlarla ilgili olmadığı mesajını çok net verdi.
Cumhurbaşkanı, suç ve ceza dengesini vurgularken konuya ilkesel açıdan yaklaştığını gösterdi. Sadece şike boyutuyla değil, şiddet ve bahis boyutuyla da bundan sonra bu tür işlere tevessül edecekler bakımından caydırıcı etki yaratacak bir yasa bekliyor.