Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Görevinden kuvvet komutanlarıyla birlikte istifa eden bir önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’e ait olduğu öne sürülen bir konuşma internet ortamında yayımlandı.
Öncelikle vurgulanması gereken iki yön var:
Birincisi; hukuki olmayan yollardan elde edilen bu kayıtların, yayımlanması etik açıdan sorunlu bir olaydır. Maalesef bu Türkiye’de siyasal amaçlar için de yaygın ve etkin biçimde kullanılan bir yol haline geldi. Yasama, yürütme ve yargı bu kötü gidişi durduracak etkili önlemler almak zorunda.
İkincisi; eğer bu konuşma eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’e aitse yasa dışı dinleme olayı Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek boyutlara varmış demektir. Genelkurmay Başkanı ve toplantı yaptığı karargâh bu şekilde dinlenebiliyorsa, devlet açısından çok büyük bir zaaf söz konusudur. Bu dinleme ister içeriden birileri tarafından yapılmış olsun, ister yabancı servislerin işi olsun, güvenlik zaafı gerçeğini ortadan kaldırmaz.

Yeni konsept ihtiyacı
Koşaner’e ait olduğu iddia edilen konuşmalar iki bölümde yayımlandı. Birinci bölüm büyük ölçüde açık yüreklilikle yapılmış mesleki bir özeleştiri olarak nitelenebilir.
Terörle mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hatalarını ve eksikliklerini net şekilde ortaya koyan bir konuşma. Emir-komuta aksaklıklarından teknolojiyi etkin kullanamamaya, başıbozuk mayınlamalardan kendi askerimizi vurmaya kadar birçok can acıtıcı hataları sıralıyor.
Bu tespitlere ister itiraf ister özeleştiri deyin, sonuçta terörle mücadelede bir konsept değişikliğine ihtiyaç olduğu en üst komutan tarafından ifade edilmiş oluyor.

Reform ihtiyacı
Koşaner’e ait olduğu öne sürülen ifadeler sadece terörle mücadelede yeni bir konsepte değil aynı zamanda TSK’nın yapısal değişikliğe ihtiyaç duyduğunu da ortaya koyuyor.
Bu ihtiyacı gösteren tipik eleştiri TSK’da erlerin kullanılış tarzıyla ilgili. Erlerin subayların özel işlerinde kullanılması; köpek gezdirmekten badana yapmaya, alışverişe gitmeye varan örneklerle gösteriliyor.
Esasen anayasaya aykırılık oluşturan bu “angarya” türü çalıştırmaya son verilmesi yine Koşaner zamanında gündeme gelmişti.
Konuşmanın mesleki bölümünün tümüne bakıldığında, terörle daha etkili mücadele edecek birlikler oluşturma, teknolojiyi kullanma, daha hızlı hareket edebilme, yerinde, zamanında ve doğru karar verebilme ve askerlik hizmetinin insan haklarına uygun biçimde yerine getirilmesi açılarından TSK’nın bir reform ihtiyacı içinde olduğu görülüyor.
Gerek terörle mücadele konusunda dile getirilen yanlışlar, eksikler, hatalar gerek yapısal sorunlarla ilgili tespitler, yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları için düzeltilmesi gereken yönler ve alınacak önlemler bakımından yol gösterici nitelikte.

Balyoz konusu
Eğer konuşmalar Koşaner’e aitse, Balyoz davasıyla ilgili sözleri de önemli. Devam eden davayla ilgili değerlendirmeler olduğu için hukuki sonuçları olabilir. İfadelerden anlaşılıyor ki, Koşaner, Balyoz olayını 1. Ordu Karargâhı’nın işi olarak görüyor. Balyoz davasına konu olan söz konusu plan seminerine ilişkin yazışmaların Kara Kuvvetleri ve Genelkurmay’da belli bir süre bekledikten sonra prosedür gereği imha edildiği bilgisi daha önce kamuoyuna yansımıştı. Koşaner’in Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olarak bu olayı araştırdığı, ancak kayıt bulamadığı anlaşılıyor.
Buna karşın değerlendirmesinde 1. Ordu Karargâhı’nı sorumlu gördüğü de belli oluyor.

Sorunlu ifadeler
Koşaner’e ait olduğu iddia edilen konuşmalar çok sorunlu ifadeler de taşıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesiyle ilgili değerlendirmesi bunlardan biri. “35. madde olsun veya olmasın” diye başlayan ifadeler, başka anlamlara çekilebilecek sorunlu ifadelerdir.
Keza, “Hatalar yaptık, hukuk dışına çıktık, böyle devam eder zannettik” türü sözler ile “hiç kimsenin talimatına ihtiyacımız yok” gibi cümleler de problemli ifade örneklerinden bazılarıdır.
Gazetecilerle ilgili sözlere gelince. Eğer konuşma Koşaner’e aitse, “Analarını satar haber diye koyarlar” ifadesi yakışıksız, eleştiri haddini çok aşan bir söylem. Bu sözler Koşaner’e aitse, eski Genelkurmay Başkanı’nın basına bir özür borcu olduğu da açıktır.
Basınla ilgili değerlendirmelerin ayrıca, iletişimin devrimlere yol açtığı bu çağda, çok sığ kaldığı da söylenmesi gereken bir başka yön.