Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Ekonomik krizden çıkış için kalıcı alternatif kaynaklar arayan hükümetin üzerinde durduğu projelerden biri de Türkiye'deki altın rezervini ekonomiye kazandırmak.
Başbakan Bülent Ecevit, bu konuda kendisine sunulan "altın projesi"nin Türkiye'yi sağlam ve kalıcı bir ekonomik kaynağa kavuşturacağı düşüncesinde.
Ancak, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin Bergama altın işletmesi için verdiği iptal kararı, bu alandaki mevcut ve muhtemel girişimleri riske sokmuş durumda. Kesin karar, Danıştay tarafından verilecek.

Hukuki alandaki çalışmalar sürerken, Ankara'da bir yandan da Türkiye'nin altın rezerviyle ilgili projelendirmeler de yürütülüyor.
MTA ve ODTÜ'nün araştırmalarının yanı sıra DSP milletvekilleri Erol Al ve Hasan Özgöbek'in çalışmaları da Başbakan Ecevit'e sunulmuş durumda.
Başbakan Ecevit'e sunulan bilgilere göre Türkiye, dünyada Güney Afrika'dan sonra ikinci en büyük altın rezervine sahip ülke. Dünyada saptanan 43 bin ton altın rezervinin 20 bin tonuna sahip olan Güney Afrika birinci sırada yer alırken, 6 bin 500 tonla Türkiye ikinci, 4 bin 770 tonla da ABD üçüncü sırada bulunuyor.

En büyük rezerve sahip Güney Afrika yılda 447 ton, üçüncü sıradaki ABD 340 ton, dördüncü sıradaki Kanada 158 ton, beşinci sıradaki Avustralya 300 ton altın üretirken, ikinci büyük rezerve sahip Türkiye hiç altın üretmiyor.
Başbakan Ecevit'e sunulan bilimsel raporlara göre Türkiye, altın rezervini bir ekonomik kurtuluş projesi olarak değerlendirebilir. Yapılan hesaplara göre Türkiye'nin altın rezervinin asgari değeri 400 milyar dolar. Türkiye işletmeye geçtiği taktirde yılda 15 milyar dolar ihraç geliri elde edebilir. Bu rakam daha yükselebilir. Ayrıca dünyanın ziynet üretimi ve ihracında ikinci sırada bulunan Türkiye, altın ithalatına ödediği kaynağı da tasarruf edebilir.
Uzaydan yapılan saptamalara göre Türkiye'de 580 noktada altın rezervi bulunuyor. Bütün dünyada 553 altın madeni ocağı bulunduğu düşünülürse Türkiye'deki rezervler için açılacak maden ocaklarının sayısı dünyadaki toplamı aşıyor. Bu rezerv noktalarının üretime açılması halinde 25 bin kişiye iş olanağı yaratılacağı saptanmış durumda.

Yine Başbakan'a sunulan bilgiler arasında dikkati çeken bir yön de sivil toplum kuruluşlarının Bergama'da altın işletmesinin açılmasına karşı yürüttükleri ünlü kampanya. Siyanürle altın üretimine karşı geliştirilen, insan sağlığı ve çevre temizliği ekseninde yürütülen bu kampanyanın Alman Fiyan Vakfı tarafından desteklendiği saptaması var. Türkiye'nin altın üretimine karşı kampanyaları Alman kuruluşların desteklemesinin nedeni olarak Almanya'nın her yıl Türkiye'ye 800 milyon dolar tutarında altın ihraç etmesi gösteriliyor. Dünyada ikinci sırada ziynet eşyası üreticisi konumundaki Türkiye'nin kuyumculuk sektörünün bütünüyle ithal altına dayandığına dikkat çekiliyor.

Dünyanın ikinci büyük altın rezervine sahip olan Türkiye'nin üretime geçmesi halinde dünya altın piyasasında çok büyük bir yere sahip olacağı ve ekonomiye sürekli bir alternatif kaynak yaratmış olacağını vurgulayan DSP milletvekilleri Erol Al ve Hasan Özgöbek'in siyanürle ilgili olarak verdikleri bilgi de şöyle:
- Dünyanın 553 işletmesinde de siyanür kullanılıyor. Siyanür, çıkarılan madendeki altın ve gümüşün diğer madenlerden ayrılması için kullanılıyor. Maden, siyanür tanklarına konuluyor ve orada sıvılaşıyor. Sonra sıvı karbon süzgeçlerden geçiriliyor. O sıvının içindeki altın ve gümüş karbona tutunuyor. Diğer maddeler ise atık havuzuna gidiyor. Atık havuzuna giden kısımdaki siyanür de kimyasal işlemle azot ve hidrojene ayrışıyor. Atık suda içme suyundaki gibi 0.01 miligram siyanür kalıyor ki, bu tutar insanın normal besin maddelerinden aldığı siyanürün bile altında kalıyor.

Hatta Erol Al, siyanürle altın üretiminin insan sağlığına ve çevreye zararsız olduğunu kanıtlamak için Bergama'da atık havuzunda yüzebileceğini belirtiyor.
Türkiye'nin altın rezerviyle ve ekonomiye sağlayacağı kalıcı katkıyla ilgili olarak Başbakan'a sunulan rapor ve projeler, üzerinde durulmaya değer nitelikte görünüyor. Ayrıca, altın üretimine karşı yürütülen sivil toplum kampanyasının amacı ve destek kaynaklarının da üzerinde durulmasının yararlı olacağı anlaşılıyor.
Ankara, altın konusunu mercek altına almalı...