Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök önemli açıklamalar yaptılar.
ABD'nin Türk askeri konusunda tereddüt göstermesi üzerine Başbakan Erdoğan açık konuştu:
"İstemiyorlarsa bizim yapacağımız bir şey yok. Asker göndermeyiz. Zaten çok da hevesli değiliz."
Bu sözlerin altında yatan gerçek şu:
"Türkiye, ABD istediği için asker gönderme kararı aldı. Bunu içine sinerek yapmadı. Bir yandan ABD'nin baskısı ve ABD ile ilişkileri düzeltme niyeti, bir yandan Türkiye'nin çıkarları için iyi olur düşüncesi..."
Ama bir gerçek daha var ki, o da, Türk halkının hala büyük çoğunlukla asker göndermeye karşı olması. İktidar partisi AKP'nin tabanı ve kimyası da bu kararla zaten uyuşmuyordu...
Erdoğan'ın önemli bir sözü de şu:
"Irak'ın geleceği meçhul. ABD savaşta gösterdiği başarıyı sürdüremiyor."
Bu Erdoğan'ın başbakan olduğundan beri ABD yönetimine yönelik yaptığı ilk ciddi eleştiri...
Erdoğan'ın bu sözleri Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ün, Yunan gazetesi Elefterotipia'ya verdiği demeçle birlikte değerlendirildiğinde, ortaya şu sonuç çıkıyor ki, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, ABD'nin Irak'ta ne yapmak istediğini hala bilmiyorlar. Org. Hilmi Özkök bunu açık açık Yunan basınına söylüyor ve biz de Yunanlı meslektaşlarımız sayesinde öğreniyoruz. Org. Özkök diyor ki:
"Sadece Türk halkı değil bütün dünya ABD'nin Irak'ta ne yapmaya çalıştığını sorguluyor. Garip ama ABD somut bir hedef ortaya koymadı. Toplu imha silahlarından, Irak'ın demokratikleşmesinden ya da diktatör Saddam'ın devrilmesinden söz ettiler ama Amerikan operasyonlarını haklı çıkaracak somut, objektif bir hedefleri yok."
Bu sözlerin Türk Genelkurmay Başkanı'na ait olması önemlidir.
Bu durumda ortaya şu sorular çıkıyor:
Erdoğan ve Org. Özkök'ün sözleri, Ankara'nın politika değişikliğine yöneldiğini mi gösteriyor? Washington'un yalpalayan tutumu karşısında, Ankara, yeni politikalar çizdi ve Irak işinden vazgeçmeyi mi kararlaştırdı?
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök bile ABD'nin Irak'taki hedefini anlayamadığını veya bilmediğini söyleyebiliyorsa, ortada bir hedef mi yok, yoksa, ABD Türkiye gibi bir müttefikine bile hedefini anlatmayı beceremedi mi? Veya saklamayı mı tercih etti?
Nereden bakılırsa bakılsın Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın sözleri ABD'ye karşı açık bir güvensizlik içeriyor.
Bu düzeyde ifade edilen bir güvensizlik zemini üzerinde Türkiye ile ABD'nin Irak'ta samimi bir askeri işbirliğine yönelmeleri nasıl olacak?
Başbakan, ABD istemezse gitmeyiz diyor. Genelkurmay Başkanı ise Türkmenler yardım isterse gideriz, diyor.
Türkmenler hariç Irak'ta hiç kimsenin "gelin" demediği belli oldu.
Peki ya Türkmenler "hadi gelin" derlerse...
Gidebilir miyiz, gidemez miyiz?
Yanıt vermek zor değil mi?
Sanki geride kalmış bir soru gibi duruyor...