İstanbul'un Sevilen Müzeleri

14 Mart 2020

İstanbul’un sevilen müzeleri deyince aklımıza hemen gelen isimler Topkapı Sarayı,
Arkeoloji Müzesi, Rahmi Koç Müzesi… Aslında her karış toprağında kültür ve tarih fışkıran İstanbul’da gezilecek o kadar çok müze var ki… Bu sebeple biz de “sanata zaman yarat” dedik ve sizin için şehrin sevilen müzelerini listeledik. Önce yazıyı okuyun,
ardından kendinize bir müze gezi planı yapın deriz…

Kaynak: sehirnotlari.com

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Bir milyonu aşkın tarihi eser ve objeye sahip dünyanın en büyük altı

Yazının Devamı

Dört günde Paris nasıl gezilir?

19 Mayıs 2017

Bu bir davet yazısıdır. Fransa’nın başkenti Paris’e... Geçen kış doğumgünü kutlamak için gittiğimiz Paris’te neler yaptık, sizinle de paylaşmak üzere derledik. Ve tabi ki biz çok eğlendik, şimdi sıra sizde diye düşünerek bir rehber hazırladık.

Şimdi gelin Disneyland’da beraber eğlenelim, Eiffel Kulesi’nin romantizmine kendimize bırakalım, Louvre Müzesi’nin şahaneliği karşısında beraber etkilenelim. Sizi daha fazla sabırsızlandırmadan dört günlük Paris kaçamağımızda neler yaptığımızı, nereleri gezip gördüğümüzü paylaşalım.

Eyfel, Paris’ten Önce Gelir

Tabii ki Eyfel’i görmeden başlayamazdık gezimize. Oranın romantizminden nasiplenmeliydik. 128 yaşında olan Eyfel tamı tamına 324 metre. Kulenin zirvesine çıkmak istiyorsanız 1,665 basamak çıkmanız gerekiyor. Şaka şaka, asansör var artık. Kulenin içinde oldukça şık bir restoran var, Jules Verne Restaurant (Restaurant le Jules Verne). Eyfel Kulesi’nin romantizmle eşleşen duruşuna ek olarak bu restaurantta yemek yiyerek romantizmi doruklarına çıkarabilirsiniz. Hem akşamları ışıklandırması ile ayrı bir büyüleyici. Pek çok gezgin “demir yığını” olduğunu söylese de herkesin bir kere olsun Eyfel Kulesi’ne gitme isteği inkar

Yazının Devamı

Şövalyeler Adası Rodos

10 Aralık 2015

Şehir Notları olarak bu yaz Rodos'taydık! Şövalyeler adası olarak da bilinen Rodos, Ege sularındaki Oniki Adaların en büyüğü. Fethiye’den bir buçuk – iki saatlik bir feribot yolculuğuyla Rodos’a geçilebiliyor ve dilerseniz konaklamalı ya da günübirlik ziyaret edilebiliyor. Vizesi olmayanlar için kapıda vize alma şansı var. Fakat bana sorarsanız vizenizi alıp Rodos’a gidin derim. Zira kapıdaki kalabalığı görünce, siz de benimle aynı fikirde olacaksınızdır eminim.

Rodos büyük bir ada olmasına rağmen, yapılacak aktiviteler sınırlı. Özellikle yaz aylarında tercih etmenizi öneririm, çünkü gerçekten masmavi bir denizi ve harika kıyıları var. Dolayısıyla deniz tatilini hem yurt dışında hem de çok yol kat etmeden yapmak isteyenler için ideal.

Adaya vardığınızda Rodos’un neden vakti zamanında Osmanlılar tarafından çok zor fethedildiğini çok iyi anlıyorsunuz. Adanın girişi surlarla ve kalelerle çevrili. Surların içinden girip, eski şehre ulaşıyorsunuz. Eski şehirde envai çeşit turistik dükkanlar, mekanlar ve restoranlar var. Aslında bu bölgedeki dükkanların Marmaris, Kuşadası gibi yerlerdeki turistik dükkanlardan pek farkı yok. Hatta öyle ki, satılan hediyelikler bile hemen hemen

Yazının Devamı

İnziva Köşesi: D&C Göcek Otel

25 Eylül 2015

"Çok uzun zamandır kendimi bu kadar huzurlu hissetmemiştim." D&C Göcek Otel'in bahçesindeki havuzun kenarında güneşlenirken, aklıma ilk gelen cümle bu oldu. O anda yazımın giriş paragrafını da bulmuş oldum. Zaten burası öyle huzurlu bir yer ki, hangi konuda ilhama ihtiyacınız varsa, eminim aradığınızı burada bulmanız çok zor olmayacaktır.

Fethiye'nin Gökçeovacık Köyü'nde doğanın kucakladığı bir araziye kurulu dört odalı butik bir otel burası. Cem Bey ve eşi Didem Hanım'ın emeklilikten sonra yaşamak için aldıkları bu arazi, sonrasında bir şeyler yapmaya devam etme arzusuyla butik bir otele dönüşmüş. Zaten otel için "burası bizim evimiz, ziyaretçiler de eve gelen misafirlerimiz" diyorlar. Orada konakladığınız süre boyunca, ince düşünülmüş her detay ve konfordan kendinizi ev rahatlığında hissedebiliyorsunuz zaten.

Otelin bahçesinde incir, limon, nar, armut ağaçları, biberiyesi, lavantası ve onlarca çeşit harika bitkisi, sebzesi mevcut. Didem Hanım bahçeden topladığı malzemelerle salatasını, reçelini yapıyor, gelenlere ikram ediyor. İleride konukları için reçel yapım atölyesi gibi aktiviteler de düzenlemeyi planlıyor. Doğal yaşam ve beslenme konularına meraklı olanların

Yazının Devamı

Sokak sokak Lizbon

20 Temmuz 2015

Bu yazı yurtdışına çıktığında sokakları karış karış gezmeyi sevenler, akşam otele döndüğünde yorgunluktan kendini ne yapacağını bilemeyenler için gelsin. Çünkü Lizbon tam anlamıyla bu eforu hak eden, her sokağında çektiğin fotoğrafın hakkını veren bir şehir.

Avrupa’da Barselona’dan sonra en sevdiğim şehir oldu Lizbon. Ruhu, atmosferi, tarihine sahip çıkışı, kendine has karakteri, o şehre saygı duymak ve oradan ayrılmamak için yeterince sebep yarattı bilinçaltımda. Hatta öyle ki, bir gün mutlaka ama mutlaka tekrar gitmek istediğim yerler listesine bile ekledim. Şimdi siz giderseniz, Lizbon’u nasıl ve nereden başlayarak gezmelisiniz, bunları kalemim döndüğünce aktarmaya çalışacağım.

Lizbon fazla büyük bir şehir değil. Özellikle tarihi semtlerini gezmek istediğinizde, maksimum yarım saatlik yürüme mesafeleriyle şehrin kilit noktalarını görmeniz mümkün. En önemli bölgeleri; Baixa - , , , , ve . Eğer tarihi şehir merkezine yakın bir noktada konaklarsanız, Baixa - Chiado, Barrio Alto ve Alfama’yı yürüyerek gezebilirsiniz. Yürümek istemezseniz, metro kullanarak da bu bölgeler arasında hızlıca geçiş yapabilirsiniz. Metro ile yalnızca Alfama'ya gidiş yok. Oraya da 28 numaralı meşhur

Yazının Devamı

Bol şerbetli bir sohbet!

20 Haziran 2015

Şehir Notları olarak Erenköy Şerbet ve Meşrubat'ın yaratıcısı Mustafa Bey'le tatlı mı tatlı bir röportaj gerçekleştirdik. Bu lezzetle tanışmalısınız diyor ve sözü şerbet ustasına bırakıyoruz.

Öğretmenlik yaparken doğal şerbet üretme fikri nasıl aklınıza geldi? Erenköy Şerbet'in hikayesini anlatır mısınız?

Aslında tüm hikaye sana sunulmayan alternatifleri kendin yaratmakla ilgili. Meslek lisesinden sonra üniversitede elektrik öğretmenliği okudum. Sonrasında atanamayan bir öğretmen olarak vekil sınıf öğretmenliği yapmaya başladım. Altmış kişilik sınıfımda ilk fark ettiğim şey çocukların öğretmene değil eğitmene ihtiyacı olduğuydu. Yaratıcı drama, yazı çalışmaları ve birazcık ilgiyle çocuklardaki kendini keşfetme coşkusunu görünce ben de çocuk öyküleri, masallar, oyunlar yazmaya başladım. İlk roman denemelerime onlu yaşlarda başlamıştım ki o zamanlar henüz ilk romanımı okumamıştım. Bir yandan çocuk dergilerinde yazılarım yayınlanırken bir yandan ilk senaryo ve ilk kısa filmim “İpek Böcekleri” geldi. Yazarlık serüvenine bir dönem ara verip görece uzun bir süre elektrik alanında çalıştım. Sonrasında uzun metraj bir senaryo üzerinde çalışmaya başladım. Osmanlıdan Cumhuriyete

Yazının Devamı

Yaza Büyükada'dan merhaba!

20 Haziran 2015

Hava ısındı, soğudu, yok yağmur yağdı yok Balkanlar'dan soğuk hava dalgası geldi derken, bir şekilde ucundan tuttuk sıcak yaz günlerinin. Eee mevsim yaz olunca İstanbul'da yaşayanların aklına ilk gelen yer adalar oluyor haliyle. Hem mesafe çok yakın, hem denize girilebiliyor, doya doya deniz mahsulleri tüketiliyor, konaklamak için uygun fiyata butik oteller bulunabiliyor vs. Hal böyleyken biz de Şehir Notları olarak sizin için bir Adalar turuna çıkalım dedik. Saygıda kusur etmeyip, keşfe adaların en büyüğünden başladık. Her hafta sırasıyla geziye devam edeceğiz. Bahar günlerinde pek yapılası Büyük Ada önerilerimiz aşağıda...

Prinkipo'da ada dondurması

Büyük Ada ile ilgili aklımda en çok kalan anı, etrafı fındık fıstıkla kaplı uzun kornet içinde servis edilen dondurma olmuştu. Yıllar sonra gittiğimde de, yine bu dondurmayı yapan en iyi yer olan Prinkipo'ya uğradım. Kendime leziz bir kornet alıp sahil boyunca dondurma ve manzara ikilisinin tadını çıkardım. Ballı bademli çeşidi harika. Bir kornet 9 tl gibi biraz turistik bir fiyat olsa da, kırk yılın başı yapılan bu aktivite için değer. Bu arada Prinkipo, çok eski yıllarda Büyük Ada'ya verilen admış. Bunu da gittiğimiz Ada

Yazının Devamı

20 Euro'ya Brüksel'de Yapabileceğiniz 20 Şey

19 Nisan 2015

Yurt dışı seyahatlerinde ilk aklımıza gelen şey, bütçemizi zorlamadan iyi vakit geçirmek oluyor haliyle. Euro ve TL arasındaki cep yakan fark, bizim de yüreğimizi acıtabiliyor zaman zaman. Durum böyle olunca, sizin için ekonomik olduğu kadar da keyifli bir Brüksel listesi hazırladık. Haydi yavaştan planları yapın, bahar aylarında Brüksel'in cıvıldayan sokakları sizi bekliyor.

1. Streetart'larla Büyülenmece

Brüksel tam bir street art cenneti. Bizim de nur topu gibi mural (duvar resmi) festivallerimiz olmaya başlamış ve kendimizi sokakta duvarlara hayranlıkla bakmaya alıştırmışken, işin geldiği noktayı bir de Brüksel'de keşfedin derim. Hem de bu etkinlik tamamen ücretsiz. Yalnızca Brüksel Grand Place'e vardığınızda, ara sokaklara doğru kendinizi bırakmanız yeterli.

2. Delirium'da Bira Çılgınlığı

Brüksel ve bira kelimeleri yan yana gelince ilk akla gelen adres Delirium oluyor haliyle. Menüsünde hali kabarık bir bira listesi görmeniz mümkün. Mekan, 2400 çeşitin üzerinde birayı aynı anda sunabilme özelliğiyle Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş vakti zamanında. Brüksel'e gitmişken Kwak birası denenir, bu da en iyi Delirium'da içilir diyorum.

2. Delirium'da

Yazının Devamı