Son 8

4 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     AKP, "Biz de AB trenini kaçırtmak istemiyoruz" açıklamasını yapmış. AKP'nin çabaları bu doğrultuda fakat oynanan oyunun senaryosu yabancı değil...
     AKP de bu oyunun kenar çizgisinde. Açayım... 1975'te Yunanistan AB'ye tam üyelik için kararlıdır.
     Destekçisi Fransa'dır.
     Ancak...
     Almanya direnir. Kıbrıs nedeniyle gerilen Yunanistan - Türkiye ilişkilerinde bir yumaşama olmadıkça bu üyeliğe karşıdır.
     Şansölye Schmidt'e göre "AB, Yunanistan ile birlikte Kıbrıs sorununu da içine alırsa bu, üyelik ilkelerine aykırı olur.

Yazının Devamı

İslamın krizi

3 Haziran 2003

O tarihten itibaren Arabistan Yarımadası Müslüman olmayanlar için "yasak bölge" ilan edildi.Usame bin Ladin ve yandaşları tarafından kabul edilen İslam Hukuku anlayışına göre, Müslüman olmayan birinin kutsal toprağa ayak basması bile büyük suçtur.1930'lardan itibaren, petrolün bulunması ve işletilmeye başlanması, küçük bir vaha kasabası olan Riyad'ın metropole dönüşmesiyle yabancılar ve ağırlık olarak Amerikalıların akını, kutsiyet ihlali olarak görüldü.Muhammed Peygamber'in emriyle yabancıların ayak basmaması gereken Suudi Arabistan ve 500 yıl halifelerin yaşadığı Irak, İslamın en önem verdiği iki coğrafyadır.Ünlü Ortadoğu uzmanı Prof. Bernard Lewis'in son kitabı, İSLAM'IN KRİZİ adını taşıyor. (Literatür Yayıncılık)Kitabı bir nefeste okudum.Yukarıdaki gibi ilgi çekici ve çok tartışmalar açacak bölümler var. Arap tarihçiler "Hz. Muhammed'in ölüm döşeğinde Halife Ömer'e Arabistan Yarımadası'ndan Hıristiyan ve Yahudilerin çıkarılması emrini verdiğini" anlatırlar. Neden diskotekler? Eğitim Bakanlığı tarafından ABD'ye gönderilmişti. Dönüşünde gözlemlerini yayımladı.Kutub'a göre ABD, yozlaşmanın, ahlak çöküşünün simgesiydi.Amerika'daki kiliseler bile müşteri ya da izleyici çekmek için

Yazının Devamı

İslamın krizi

3 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Arap tarihçiler "Hz. Muhammed'in ölüm döşeğinde Halife Ömer'e Arabistan Yarımadası'ndan Hıristiyan ve Yahudilerin çıkarılması emrini verdiğini" anlatırlar.
     O tarihten itibaren Arabistan Yarımadası Müslüman olmayanlar için "yasak bölge" ilan edildi.
     Usame bin Ladin ve yandaşları tarafından kabul edilen İslam Hukuku anlayışına göre, Müslüman olmayan birinin kutsal toprağa ayak basması bile büyük suçtur.
     1930'lardan itibaren, petrolün bulunması ve işletilmeye başlanması, küçük bir vaha kasabası olan Riyad'ın metropole dönüşmesiyle yabancılar ve ağırlık olarak Amerikalıların akını, kutsiyet ihlali olarak görüldü.
     Muhammed Peygamber'in emriyle yabancıların ayak basmaması gereken Suudi Arabistan ve 500 yıl halifelerin yaşadığı Irak, İslamın en önem verdiği iki coğrafyadır.
     Ünlü Ortadoğu uzmanı Prof. Bernard Lewis'in son kitabı, İSLAM'IN KRİZİ adını taşıyor. (Literatür Yayıncılık)

Yazının Devamı

Konuşan vücutlar

1 Haziran 2003

Büfelerde isteyenlere beyaz ve kırmızı şarap satılıyordu! Oysa İstanbul Belediyesi'nin Erbakan'ın partisine geçişinden itibaren AKM'de, Lütfi Kırdar'da, CRR'de sadece kolalı içecekler, kahve ve çay verilirdi. Alkollü içecekler yasaktı.Bunca yıl "ayıp oluyor" diye yazıldı, çizildi, konuşuldu...Ama kulaklara sanki kurşun dökülmüştü.Haydi bizler neyse, ya konuk sanatçılar, dışarıdan gelen sanatseverler, diplomatlar, yabancı yatırımcılar anlamakta güçlük çekiyorlardı.Demek ki bu kabuğun kırılması için AKP'nin seçimleri kazanması ve yönetime gelmesi gerekiyormuş.Sınıfın en yaramaz öğrencisini mümessil yaparak düzeni sağlamak gibi bir şey. Perşembe gecesi AKM'de Pina Bausch'un, "İSTANBUL" adlı dans gösterisini izlerken garip bir şey oldu. Sahnede değil... Fuayede... Dansla anlatmak Pina Bausch'un "İSTANBUL" dans gösterisine...Dünyanın önde gelen koreograflarından Pina Bausch Hong Kong, Roma, Lizbon'dan sonra İstanbul'u da dansla anlatıyor.Geçen ağustos ayında bu projeyi başlattı.30 dansçısıyla birlikte İstanbul'u gezdi. Hamamlardan meyhanelere, Balat kahvehanelerinden Boğaziçi'ne, düğün salonlarından Tophane - Kasımpaşa mekânlarına İstanbul'u yaşadı.Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi

Yazının Devamı

Konuşan vücutlar

1 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     Perşembe gecesi AKM'de Pina Bausch'un, "İSTANBUL" adlı dans gösterisini izlerken garip bir şey oldu. Sahnede değil... Fuayede...
     Büfelerde isteyenlere beyaz ve kırmızı şarap satılıyordu! Oysa İstanbul Belediyesi'nin Erbakan'ın partisine geçişinden itibaren AKM'de, Lütfi Kırdar'da, CRR'de sadece kolalı içecekler, kahve ve çay verilirdi. Alkollü içecekler yasaktı.
     Bunca yıl "ayıp oluyor" diye yazıldı, çizildi, konuşuldu...
     Ama kulaklara sanki kurşun dökülmüştü.
     Haydi bizler neyse, ya konuk sanatçılar, dışarıdan gelen sanatseverler, diplomatlar, yabancı yatırımcılar anlamakta güçlük çekiyorlardı.
     Demek ki bu kabuğun kırılması için AKP'nin seçimleri kazanması ve yönetime gelmesi gerekiyormuş.

Yazının Devamı

Yarısı dolu

31 Mayıs 2003

Anlatıyor: "Elinde silah olan yüksek tahsilli subay, siyaset konuşur.Buna mani olamazsın. Fakat siyasi harekete geçmesine mani olunur." AKİS'in Genel Yayın Yönetmeni olarak sohbette bulunan Kurtul Altuğ'dan dinledim. İsmet Paşa'nın anlattıklarına devam..."Gazi, bir gün 'Askerde kıpırdanma varmış. Ne diyorsun?' diye sordu.Ona ikimizin de genç subaylar olduğumuz yılları hatırlattım. 'Paşam, biz de mahfellerde siyaset konuşmuyor muyduk' diye cevap verdim.'Haklısın' dedi."İsmet Paşa, Atatürk'ün bir prensibini de şöyle vurguluyor:"Gazi, askeri sarı altından, beyaz baldırdan, siyasetten uzak tutardı. Bu prensibi tatbik ettik."Yani...Paradan, kadından ve siyasetten soyutlanmış asker."Ne alakası var" denilmesin. Osmanlı döneminde tüccar paşalar çoktu. Almanya ve İngiltere, onların kendi etki alanlarına girmesi için çekişirdi.Saraydan evlilik yapmak, genç kurmaylara kolay yükselme yolunu açardı.Örneğin... Enver Paşa'nın Naciye Sultan'la evliliği.Osmanlı'nın özellikle son yıllarında asker, boğazına kadar politikaya batmıştı.İttihat ve Terakki örgütü, askerin siyasi partisiydi.Osmanlı'nın sonunu getiren, vatanı parçalatan, işgale terk eden ittihatçılar değil miydi?Gerçi Atatürk de bu

Yazının Devamı

Yarısı dolu

31 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     22 Şubat ihtilal girişiminden sonra dönemin Başbakanı İsmet İnönü gazetecilerle sohbette...
     Anlatıyor: "Elinde silah olan yüksek tahsilli subay, siyaset konuşur.
     Buna mani olamazsın. Fakat siyasi harekete geçmesine mani olunur." AKİS'in Genel Yayın Yönetmeni olarak sohbette bulunan Kurtul Altuğ'dan dinledim. İsmet Paşa'nın anlattıklarına devam...
     "Gazi, bir gün 'Askerde kıpırdanma varmış. Ne diyorsun?' diye sordu.
     Ona ikimizin de genç subaylar olduğumuz yılları hatırlattım. 'Paşam, biz de mahfellerde siyaset konuşmuyor muyduk' diye cevap verdim.
     'Haklısın' dedi."

Yazının Devamı

Konuşan asker

30 Mayıs 2003

AB ve diğer duyarlı konularda, uzun süre kamuoyunun tek taraflı oluştuğunu, askerin de kendi açısından doğrularını anlatarak kamuoyunun yanıltılmasını önleyeceğini" söylemişti."Demokrasilerde, kamuoyunun gücüne inandığını" gösteren söylemleri olmuştu."Konuşmamak, görüşlerini kapalı kapılar arkasında dile getirmek" gibi gelenekleri olan TSK'nın, bir süredir, önemli sorunlarda görüş açıklamasının gerekçesi budur. Bir önceki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu ile Harp Akademileri Komutanlığı'nın bahçesindeki davette bir söyleşiydi. Rastlantı değil Org. Büyükanıt'ın şu sözleri mesajdır:"TSK, AB konusunda haksız bir saldırının hedefi olmuştur. Türkiye, Avrupa'nın bir parçasıdır ve AB'ye girecektir."İçeride AB üyeliği önünde askeri engel olarak göstermek isteyenlere... Askerin sırtından polemiklerle siyasi rant peşindekilere ve tatlısu kahramanlarına...Yüzde 80'i Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen kamuoyu önünde, askeri hedef göstererek, TSK'yı yıpratmak çabasında olanlara mesaj...Sınırların ötesinde de hayali "ihtilal" jurnalleri yapanlara...Madalyonun diğer yüzüne gelince...Org. Büyükanıt, Türkiye'nin laisizm, üniter devlet, demokrasi gibi temel ilkeleri ile AB üyeliğinin tam

Yazının Devamı