Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Şu türbülans içinde yapılması en az gereken şey “bedelli askerlik”tir.
Tasarı hazırmış, kararı seyahat dönüşü Başbakan Davutoğlu verecekmiş.
Biliyorum, böyle bir yasadan gerçekten yararlanması gerekenler var.
Ama...
“Zamanlama” sakat.
Sınırlarımızın kıyısı alev alev...
Devletler, özerk yönetimler, haydut devletler kuruluyor.
Sınırın bu yanında tam içimizde de patlatılmaya kurgulanmış mayınları da seziyoruz.
Böyle bir ortamda Silahlı Kuvvetler’in en formda, en disiplinli yapılanmada olması gerekir.
Allah korusun fakat bu ülkenin dirliğini de, bütünlüğünü de korumak için temel güvencedir.
Bölge istikrara kavuşmadan, içeride “çözüm süreci” sonuna gelmeden -geniş tutulmuş- “bedelli askerlik” taşınamaz lüks olur.
Avrupa’nın göbeğinde değiliz.
Komşularımız da Avusturya, İsviçre, Çek Cumhuriyeti değil.
Mezhep savaşlarının akıttığı kan, milyonların göçü, kadınlara/ çocuklara bile kıyım...
Sürekli volkanlar patlıyor.
Türkiye’nin -geniş tutulmuş- bedelli askerlik lüksü bir yana TSK’nın mevcut statüsünde de değişiklik için “zamanı mı” sorusu bir düşünülmeli.
Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na daha da sıkı bağlanması olayından söz ediyorum.
Şimdi tepki maillerinin uçuşacağını biliyorum.
Ama ortak akılda buluşmalıyız.
“Bedelli askerlik” de “Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na daha sıkı bağlanması” da bir “hükümet etme” tercihi olabilir.
Mümkündür.
Haklı nedenler de ileri sürülebilir.
Ama...
“Zamanlaması” önemli.
Türkiye’ye Ortadoğu’dan 3 milyona yakın göçmen sığındı.
Bir kez daha söylüyorum Allah korusun.
Türkiye insanının göçeceği, sığınacağı bir coğrafya yok.
Kendi toprağımızda sağlam basmalıyız.

Haberin Devamı

ARALIK KAPI

ÇÖZÜM için devletin atacağı/atmak üzere olduğu adım sesleri aralık kapılardan sızıyor.
Örneğin...
- İmralı’da şartların daha da iyileştirilmesi...
Adanın başka bir yerine nakilden ve bir çeşit “ev hapsi” ortamı oluşturmaktan söz ediliyor.
- İmralı’ya yeni mahkumların da getirilmesi.
Bunların süreç çalışmalarında “sekretarya” görevini yapmaları... (Sekretarya sorununu çözen formül bu.)
- Öcalan’ın göndereceği mektuplar...
HDP’nin İmralı heyeti aracılığıyla Kandil’e ve örgütün Avrupa ayağına mektuplarla Öcalan’ın “kesin eylemsizlik” istemesi.
Yani...
Yol kesmeler, kimlik sormalar, askere, polise, korucuya infazlar (!), karakollara, inşaatlara, yurtlara, okullara saldırılar... Bunların tamamen durdurulması.
.......................
Devlet bundan sonra yasalarda değişiklik ve diğer düzenlemelerle süreci hızlandıracak...
Ama...
Başka hesaplar da var.
Masanın öbür tarafındaki Kandil, Türkiye’deki PKK’lıları çekmek ve silah bıraktırmak şöyle dursun, kendine “meşruiyet” kazandırmak çabasında.
ABD’nin IŞİD’e karşı mücadele de Kürtlerden (peşmerge) yararlanmasının kapsamında PKK da var.
Bu fırsatı “meşruiyet kazanma şansına” dönüştürme hesapları da yapmakta.
Bu durumda “sürecin” yeniden hareketlenmesi PKK’nın silah bırakması değil “genel eylemsizlik” ile start alacak gibi görünmekte.
Selahattin Demirtaş’ın “Sayın Öcalan mart veya nisanda silahları bıraktırabilirim dedi” açıklaması bir yanda... Kandil’in ayak sürmesi öte yanda...