LONDRA’YA BJK’lılarla uçtum. Başkan, 2’inci Başkan, yöneticiler, teknik ekip, futbolcularla...
Topçular genellikle uyudular. Haklılar. Sabah 7:30’da Sabiha Gökçen’de olmak için sabah erkenden “Karga kahvaltısını etmeden” 06’da falan kalkmak gerekiyordu.
Teknik direktör Sloven Bilic bilgisayar ekranından bir gün sonra oynayacakları rakip Tottenham’ın maçlarını izledi.
Yarım saat falan ancak kestirmiştir.
Bu fotoğraf henüz başlamadan çekilmişti. Dostum Serdar Güzelaydın ve oğulları ile birlikte umutluyduk.
Tottenham tribünlerinde
BİR gece sonra Tottenham - BJK maçı için stattaydım.
Bizim Aslantepe Arena’ya, Saraçoğlu stadına göre çok daha mütevazı.
Ama tertemiz. Yazılar “duygu yüklü.” Stad, Londra’dan epey uzak iki saate yakın otobüsle yol aldık. Başkan, yöneticiler, bazı Divan üyeleri de otobüsteydi.
Futbolcular ayrı otobüsteydi.
BJK’lılar arasında bir GS’li olarak futbolcuların maça asılmalarını, sahaya yüreklerini koymalarına saygı duydum.
Alkışladım...
Gerçi Tottenham İngiltere liginin “orta/üst” sıralarında bir takım ama sağlam basıyor. Fizik gücü yüksek. Beşiktaş son dakikalarda beraberliği yakalamış olsa da, bu skor görüntüsü yanlış fikir verebilir.
Totthenman kalecesi Fransız Milli Takımı’nın kale bekçisi. Onun “çılgın” kurtarışlarına takılmasaydı BJK galip de ayrılabilirdi.
Şila Gök’ün imzasıyla yapılan bu gezi de gene güzel düzenlenmişti.
Stadyum yaratmak
Beşiktaş’ın Dolmabahçe’deki stadyumunun Şubat veya Mart’ta hizmete girmesi için çalışılıyor.
Ajanda böyle.
Müthiş bir sürat... En kötü ihtimal 2014-2015 sezonu.
Ama stadyum “yapılıyor” değil “yaratılıyor” demek daha doğru.
Devletten tek kuruş katkı almaksızın kulüp sadece kendi olanakları ve sponsorlarıyla“varediş” mücadelesinde.
Düşünün ki... Stad inşaatı bir müteahhit firmaya bile verilmemiş.
Kulüp kendi inşaat şirketini kurmuş.
Başına da deneyimli ve başarılı inşaat profesyoneli İhsan Coşkun var.
Fikret Orman’ın bu konudaki çabalarını da not etmek gerekiyor.
Aralarında inşaatı “şu kadar demir bugün gitsin, yarın da falan kadar” gibi konuşmalara tanık oldum.
Rakamlara baktım.
Loca ve kombine satışlar ile forma ve sponspor gelirleri tırmanışta.
Merhum babam Fenerbahçe’liydi, Valideçeşme’de oturdukları için de Beşiktaş’ta spor yapmış. “Beşiktaş tuttuğum 2’inci takım” derdi.
İkametgâhı Nişantaş’ı olan ben de “baba çizgisini” sürdürüyorum.
Maç sonrası Başkan Fikret Orman ve kızlarının sevgi yumağı...