İktidara göre “Kobani, çözüm süreci için şantaj olarak kullanılıyor...”
Gerçekten masanın öbür tarafından “Kobani düşerse çözüm süreci biter” söylemleri uçuşuyor havada.
Durum karışık...
PYD’nin Suriye sınırındaki 3 yönetim bölgesinin (kantonun) ortasındaki “Kobani” IŞİD’in eline geçerse zincir kopmuş olacak.
Aralarında iletişim kırılacak.
Sıra diğer ikiye gelecek.
Türkiye’den “ağır silah yardımı” ve “batıdan geleceklere geçiş sağlaması” isteniyor.
Türkiye ise “ağır silahların PKK uzantısı güçlere verilmesi halinde bunların kendisine karşı da kullanılma olasılığı” nedeniyle şu formülü öneriyor:
“Kobani dahil sınır boyu Türkiye bir -güvenlik şeridi- oluştursun. Bu şeridin içindeki PYD kantonları dahil uzun bir coğrafyayı korumaya alsın.”
PYD “Türkiye askeri girmesin, bu işgal olur, savunmamız için bizi IŞİD’in tank/toplarına karşı ağır silahlarla donatsın” diyor.
İki taraf da bu noktada ısrarlı.
PYD, kendi isteğini kabul ettirmek için dolaylı olarak “Türkiye’nin çözüm süreci” kartını oynuyor.
“Aksi halde çözüm süreci biter!..”
Türkiye yurttaşlarının akrabaları olan Kobanililere insani yardım yapıyor, gelenlere sınırlarını açıyor, ikametlerini, beslenmelerini, tedavilerini üstleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bizim için IŞİD neyse, PKK da o” söylemindeki satır araları böyle okunmalı.
........................
Ve...
Bu arada IŞİD Kobani’ye doğu mahallelerinden girdi bile.
Peki...
Sınırın öte tarafında durum böyleyken, bu tarafta nasıl?
Kandil’den zaten “Çözüm süreci bitmiştir” raconu kesildi bile.
İmralı’dan mesaj da çok iç açıcı değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın altını çizerek sık sık söylediği “Çözüm sürecine devam... Arkasını bırakmam” tavrı ise ipin henüz kopmadığı izlenimini vermekte.
Muharrem Sarıkaya’dan satırlar da enseyi büsbütün karartmamak gerektiğini ortaya koymakta.
HDP grup başkan vekiliyle konuşmuş.
“Çözüm süreci yol haritasının geciktiğini” söylemiş.
Buldan’ın cevabı şöyle olmuş:
“Gecikme söz konusu değil, Sayın Öcalan son görüşmemizde bunun ilkeler paketiyle doldurulması gerektiğini söyledi. Bir mutabakat sağlanmış.”
Ayrıca bir adım daha atmış:
“Ben mutabakat sağlanan ancak içinin doldurulması beklenen yol haritasını gördüm...”
Evet...
“Yol haritasının karşılıklı mutabakatla belirlenmiş olması” öyle pat diye “çözümün kopmasının” kolay olmadığını gösteriyor.
İmralı’nın, Kandil’in ötesinde bir de Kürt yurttaşlarımızın “kanın durması ve silahların susması” iradesi ve psikolojisi ağırlıklı faktör.
.......................
Bu duyarlı çizgide yürüyüşte “rota” elbette sadece “PYD sorunu” değil.
IŞİD’in Kobani’yi düşürmesi, sıranın diğer iki kantona gelmesi ihtimali ağır bastıkça başta Amerika olmak üzere Batı ülkelerinde alarm renk değiştiriyor.
“Sarı”dan “kırmızı”ya...
“Uçuşa kapalı olarak sınır boyu Suriye kuzeyinde güvenli kuşak oluşturmak ve Esad’ın da hedef alınması halinde, TSK’nın karşı tarafa geçmesini” hedefliyor olabilir.
Bu hamlenin öncüsü ABD’nin “Hedefimiz IŞİD’dir, Esad değil” kabuğunu “kırmızı alarmın” çatlatacağı/kıracağı hesabıdır belki de...
Sonuç...
Bu bir “matematik problemi” değil, “pozitif bilim” de değil.
Sorunlar hem yeni sorunları hem de çözüm yollarını üretmekte.
.......................
Yukarıdaki satırlar yazılırken Türkiye’nin her tarafından gelen haberler iç karartıcı. Şiddet de içeren gösteriler, yakmalar yıkmalar, “sokağa çıkma yasakları”...
“Sağduyu” ile “kriz yönetimi” Türkiye’mize esenliği sağlasın dileğiyle “virgülü” koyuyorum.
Hayırlı ve huzurlu bir “nokta” umuduyla.