Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tansiyon hâlâ yüksek, psikoloji gergin ama -neyse ki- sokakların ve meydanların ateşi "düşmüş" görünüyor.Genişleyebilecek bir sosyal yangın olasılığının kıyısından geçtik.Derin bir nefesin ve de ders almanın zamanıdır.Bir musibet, bin nasihatten evladır (daha iyidir).....................Şu son olayların, üzücü ve kaygı verici olmanın ötesinde, "hayırlara vesile(!!)" olması da mümkün.Tabii... Yaşananlardan sorumlu ve yetkililerin ders çıkarabilecek kadar duyarlı ve sağduyulu olmaları koşuluyla...Gerçekten... Kerameti kendinden menkul "vatan kurtaran aslanlara" yanlış ve hukuk dışı sözde operasyonların, faili meçhullerin, provokasyonların büyük sosyal ateşler yakabileceğini lafla anlatabilmek herhalde mümkün değildi.Kulaklarına kurşun akıtılmış, at gözlükleri takmış olmalılar.O ateşlerin nasıl söndürüldüğü bile "ateşle oynamanın ne demek olduğunu" ortaya koymuştur.Cenazelerin kalkacağı gün, ilçedeki bütün polisler yollardan, meydanlardan çekiliyorlar.Polis ve asker aileleri konutlarından ayrılıyorlar. Kamu kurumu binalarına ve tesislerine topluca yerleştiriliyorlar.Panzerler ve diğer tüm askeri ve sivil araçlar görünmez hale geliyor.Cenaze töreninde olayların çıkmamasını muhtarlar, parti yöneticileri ve partilerin, sivil toplum örgütlerinin, sayıları 2000'i bulan kolları kırmızı bantlı görevlileri sağlıyor. Devlet, neredeyse yok.Alçaktan uçan 2 askeri jet ve askeri helikopter ise durumu daha da trajik hale getiriyor.Yani... Koskoca ilçe, güvenlik örgütleriyle temsil edilemez hale gelmiş......................Elbette partilerin ve sivil toplum örgütlerinin duyarlı ve özenli olmaları olumludur.Uzun namlulu silahları, çelik yelekleri, panzerleriyle caddenin, meydanın, yolların ve mezarlığın sanki savaş varmışçasına tutulması güzel manzara olmazdı...Ama... O muhtarların ve parti yöneticilerinin, 2 bin görevlinin şiddet eylemine dönüşmesini önledikleri cenazeler için yürüyüşte PKK ve Apo için atılan "destek" sloganları, açılan PKK ve federasyon bayrakları güzel manzara mıydı?Ya bundan sonra?......................Kim/kimler, hangi akla/akılsızlığa hizmet ederek gidip eski bir PKK'lının kitapçı dükkânını bombalamış/bombalatmıştır?Şemdinli olayında her şey tabak gibi ortada... Bir PKK itirafçısı, güpegündüz ilçenin tek pasajına geliyor ve eski bir PKK'lının kitapçı dükkânını bombalıyor ve pasajın en dibindeki dükkândan kapıya doğru kör kör parmağım gözüne adeta "Beni görün, beni tanıyın, beni yakalayın" vücut diliyle ilerliyor, elbette yakalanıyor.Yetmedi... Kapıda jandarma istihbaratında görevli 2 astsubay bir Renault otomobilde bekliyor.Onlar da sanki "Gelin bizi yakalayın" mesajının temsilcileri...Renault'nun ruhsatına göre, onlardan biri aracın sahibi."Canım belki bir rastlantı sonucu oradadırlar" denmesin diye otomobilde bombalanacak dükkânın bulunduğu pasajın profesyonelce çizilmiş bir krokisi, dükkânın sahibinin adının da bulunduğu bir liste ve çarpı işaretleri, Kalaşnikov silahlar Renault'ya "birer kanıt gibi" yerleştirilmiş.Onlar da halk tarafından yakalanıyor.Savcı inceleme yaparken, bu kez bir başka jandarma astsubay üzerlerine ateş açıyor.O da yakalanıyor.Bütün bu garipliklerin bir araya gelmesi, -eğer yanılmıyorsam- bir tek -olası- amaçla izah bulabiliyor: Şemdinli'yi karıştırmak ve Türkiye'de etnisite çatışmaları yaratmak provokasyonu...Yani... Pis bir tezgâh...Bu sütun yargı yeri değil. Hüküm vermeye kalkışmıyorum. Kuşkularımı ve izlenimlerimi yansıtıyorum sadece...Keşke yanılsam...Ama... Yanılmış olsam da, gerçekleri saptamış olsam da bir şey değişmiyor.Bu olaylardan ders çıkarmak Türkiye'nin geleceği için aklın yoludur. g.civaoglu@milliyet.com.tr Şemdinli, Yüksekova, Hakkâri, Diyarbakır olayları nasıl da duyarlı bir süreçte olduğumuzu gösterdi.