Başı örtülü ressam Fatma Zeynep Çilek’in atölyesinde gene “kapalı” Tuba ve Galerist Berrin’le “musafaha” fotoğrafı.
SAYFADAKİ fotoğraf karesine yansıyan içtenliğe bakın. Bu görüntü, ötekileştirmeden ve kendi tarzını diğerine dayatmadan birlikte yaşamın “empati manifestosu”...
Buna “musafaha” da denebilir. “Çoğul tokalaşma” için kamera karşısına geçtik. Önemli olan “içtenlik”...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çankaya’daki görevine başlarken şöyle seslenmişti:
“Biz sizi anlıyoruz. Siz de bizi anlamaya çalışın. Musafaha (tokalaşma) için el uzatıyorum.”
Ressam Fatma Zeynep Çilek’in Şişli Osmanbey’deki geniş ve modern atölyesindeyiz.
Zeynep Çilek başı örtülü bir kadın ressam. Başarılı.
Onun iki arkadaşı Tuğba Gül ve kuzeni Feyza Ünsal da kapanmış genç kızlar.
Ve resim galerisi olan Berrin Kerpiç... Onun başı açık.
Sanattan siyasete, sosyolojiye, örtünmeye, evliliğe, harama/helale, müziğe, sinemaya, modernetiye uzanan çok renkli bir söyleşimiz oldu.
Birbirimizi anlamanın nasıl da gerekli olduğunu bir kez daha hissettim.
Evet...
Bodrum, denize bakan masadayız. Kaya Erdem, Gencay Gürün, eşim Canan ve ben.
KAYA ERDEM KİTABI GELİYOR
MERHUM Turgut Özal’ın başarılı ekonomi yıllarını hatırlayın.
Kaya Erdem önce Maliye Bakanı sonra da Ekonomi dümenini de ellerinde tutan Başbakan Yardımcısı’ydı.
Çekirdekten yetişmiş bir iktisatçı.
Anavatan’ın kuruluşunda Özal’la birlikte ilk iki isimden biri.
Özal ameliyat olduğu Houston’dayken uzun süre hükümeti o yönetmişti.
Evren’den sonraki cumhurbaşkanlığı için onun adı geçiyordu.
Siyaset ve ekonomi anılarını dinlemekten büyük keyif alırım.
Şimdi de bunları yazdığı kitabı tamamlamak üzere.
Büyük ilgiyle okunacak bir kitap.
Erdem büyük bir bankanın yönetim kurulunda hem danışmanlık yapıyor hem de ekonominin güncel durumunu yakından izleyebiliyor.
Bir gece Bodrum’un en eski ve geleneksel balık restoranı Körfez’de davetlisi olduk.
Nefis mezeler ve “ancak bu kadar taze ve iyi pişmiş” diyebileceğimiz balıklar.
Masamızda eski ANAP döneminin bakanlarından -bir konser için erken kalkan- İmren Aykut, tiyatronun simgelerinden Gencay Gürün de vardı.
30-35 yıla kadar uzanan anılarla harmanlanmış bugünü ve yarınları konuştuk.
Serdar Ortaç’ın İrlandalı eşi Chloe : Piercing’ler gitti, kanatlar geldi.
CHLOE İLE MAHALLE’DE
SERDAR Ortaç’ın eşi Chloe ile Nişantaşı Topağacı’nın ortamı da müşterisi de özgün “Mahalle” kafe restoranındayız.
Kaldırımdaki masalardan birinde bir projeyi konuşuyoruz. Chloe İrlandalı.
Serdar’a sevginin en güzel tonlarında tutkulu. Türkçeyi hayli ilerletmiş.
Konuşmada zorlanıyor ama söylenenleri gayet iyi anlıyor.
Güler yüzlü, kalbi gözlerinde bir genç kadın.
Adı nasıl okunuyor?
Cevabı “Tıpkı aynı adı taşıyan parfüm gibi” oluyor.
Chloe dizisinden “Chloe Love” fragrance ürünlerinden biri ve en ünlüsü.
Annesi bu parfümden esinlenmiş anlaşılan.
Chloe’yi henüz 16 yaşındayken doğurmuş.
Görüntüleri abla kardeş gibi. Bir küçük kardeşi var. Diğer kardeş de yolda.
4 ay sonra aileye katılacak.
Serdar’la evliliklerinden çocuklarla büyük bir aile istiyor.
Oyunculuğun yanı sıra bir hedefi de moda editörlüğü.
Serdar’ı tanıyınca çok değişmiş.
“Daha önce dudağında, göbeğinde piercing olan bir kızdım” diyor.
“Piercing” gitmiş iki -görünmez- “kanat” gelmiş.
Artık Serdar Ortaç’ın koruyucu meleği.