Dün "Türkiye'nin 2008 Avrupa, 2010 Dünya Futbol şampiyonalarından dışlanma cezası alabileceği" gibi densizce bir açıklama yapan FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) Başkanı Sepp Blatter ise, futbolun "Papa"sıdır. Bu muazzam serveti, görünmez ilişkilerle İsviçre'nin "sır saklamakla ünlü" hesaplarında yönetir.FIFA'nın ve onun küçük fakat zengin kardeşi UEFA'nın merkezlerinin İsviçre'de olması, bir rastlantı değildir.Sepp Blatter, 4 yıl önce reklamcılardan "örtülü menfaat sağladığı" gerekçesiyle mahkemeye verilmiştir. Kanıt bulunamadığı için beraat etmiştir.Sepp Efendi dün daha eline gözlemciler raporu bile ulaşmadan nasıl tehdit savurur?Bu ne acele?Yoksa "önce infaz, sonra yargı mı?"Eduardo Galeano, kitabında, FIFA ve UEFA yönetimlerinin muazzam servetine ve nakit nehirlerine bakarak büyük güçlere sahip başkanları için "Futbolun Derebeyleri" deyimini kullanmıştır.Anlaşılan Joseph (Sepp) Blatter'in "yargısız infazı" derebeyliğinden kaynaklanıyor......................Bu İsviçre aşkı nedendir?Nedenlerden biri olarak, Avrupa'nın sır kuyuları gibi olan İsviçre bankalarındaki kabarık hesaplar için duyulan kuşku -belki- düşünülebilir.Abartı sanılmasın.Sadece geçen yıl dünya futbolunun cirosu, 250 milyar dolardır. Bu rakam, Türkiye'nin 1 yıllık milli geliri dolaylarındadır. Gene geçen yıl sadece statlarda 1 milyar 100 milyon kişi maç izlemiştir.Dünyada başka böyle bir dev sanayi yok.Dünya devi General Motors'un bile yıllık cirosu bunun aşağısındadır.250 milyar dolarlık yıllık cironun yüzde 78'i televizyon gelirleridir.Yani, yaklaşık 200 milyar dolar.Bütün bunların patronu ve son karar yeri Sepp Blatter'dir.Ayrıca... Dünya futbol organizasyonlarının bütün reklam trafiği de FIFA'dan geçer ve kremalı dilimlerin kime verileceği kararı başkana aittir.Sepp Blatter'in 4 yıl önce reklamcılardan çıkar sağladığı iddiasıyla mahkemeye verilmesi, bu müthiş yetkinin sonucu olabilir.Elbette böyle bir menfaat sağlamıştır demiyorum. O konu, bu sütunun çerçevesini aşar.Ama... Büyüklüğün fotoğrafını bütünüyle yansıtmak istedim.......................Peki... Türkiye'nin böyle bir densizlik ve özellikle "tehdit" karşısında, ağırlığı ne olabilir?Sepp Blatter, başkanlığa aday olduğu zaman rakibi UEFA (Avrupa Futbol Birliği) Başkanı İsveçli Johannson idi. Avrupalılar Johannson'u desteklediler. Sepp Blatter ise, Afrika ve 3. ülkelerin çoğunlukta olan oylarıyla seçildi.Avrupa'yı takmaz.Öte yandan... Şenes Erzik'in, Johannson'un yardımcısı olması, Sepp Blatter'in bilinçaltında bir olumsuzluk tetiklemesi de yapmıştır belki...Birbirleriyle çok da sempatiye dayalı ilişkileri olduğu duyumlarını almadım.Ancak... Kararın verileceği 9 Aralık'a kadar zaman var.Türkiye çok iyi lobi yapmalı ve bu tehlikeyi atlatmalıdır.Yoksa... Gerçekten ağır bir ceza gelebilir.Türkiye'nin, 1 yıl süreyle uluslararası halter yarışmalarından dışlanma kararı, henüz çok taze bir yara...Futbolda başımıza gelebilecekler için bir uyarı olarak da algılanmalı........................Hadiseyi sadece "futbol topu" olarak görmek yanlıştır.Böyle bir ceza AB ile görüşme sürecindeki Türkiye için çok çirkin bir imaj çizecektir.Her şey çok iyi gitse bile Türkiye için bazı AB üyesi ülkelerde halkoylamaları yapılacak. Popüler kültürün yansımalarından biri olan futbolda olumsuz kamuoyu yargıları, referandumları etkileyebilir.Hangi kafa bir futbol maçı için Türkiye'de tansiyonu bu kadar gerdiyse, aklına turp suyu sıkmak gerek...Görgüsüzlük ve hödüklük örnekleri, böyle ülkenin kaderine hükmeden "değerler(!!)" haline gelmekte. g.civaoglu@milliyet.com.tr FIFA, futbolun Vatikan'ıdır. Vatikan gibi görünmeyen fakat müthiş bir servete sahiptir.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025