Siyaset gerdi de gerdi. Size de “daral” gelmiş olmalı.
Cumartesiye yumuşak iniş yapalım.
.....................
Gazeteciliğe ilk başladığım yıllardı.
Sanıyorum 1962...
Dönemin siyaset dünyasında “CHP’nin harika çocuğu” diye anılan Adana Milletvekili Suphi Baykam’a bir röportaj için gitmiştim.
Ankara’da Sakarya Caddesi’yle Mithatpaşa Caddesi’nin kesiştiği köşede bir köşk yavrusu bahçeli ev.
Geniş camlı bir kapıdan girdim.
Salonda 5-6 yaşlarında siyah saçlı bir çocuk yüzüstü halıya yatmış, elinde fırça büyük ebat kağıtlara resim çiziyordu.
Cılız bacaklar ve kollar... (10 yıl sonra tenis şampiyonu sırım gibi delikanlı oldu)
Elleri hiç durmadan kağıt üzerinde gidip geliyordu.
Bir kâğıt dolduğunda, başka kağıda geçiyordu.
O çocuk Suphi Baykam’ın oğlu Bedri Baykam’dı.
Kısa süre sonra Bedri Baykam’ın daha o yaşta resim sergisi açılışı yapıldı.
Dönemin Başbakanı İsmet İnönü sergiyi gezdikten sonra Suphi Bey’e şöyle demişti:
“Şimdi bu çocuğa Suphi Baykam’ın oğlu diyorlar ama bir kaç yıl içinde sana Bedri Baykam’ın babası diyecekler...”
Sergi büyük sükse yaptı.
RESMİN MOZART’I
Bedri Baykam “harika çocuk” olarak yurtdışında eğitime gönderildi.
Çok geçmeden İsmet Paşa’nın öngörüsü doğrulandı.
Artık “Suphi abi, Bedri’nin babası” olarak anılmaya başladı.
Yıllar içinde Paris’ten New York’a, Tokyo’ya, Londra’ya, Roma’ya ve daha pek çok küresel sanat merkezi kentte sergileri açıldı.
Ona Mozart’ın çok küçük yaşta “dahi müzisyen” olmasından esinlenerek “resmin Mozart’ı”adı verilmişti bile.
Bir Fransız gazetesinden kupürü koydum.
“Resmin Mozart’ı sergisi açılırken saklanbaç oynuyordu...”
Bu arada Bedri ciddi bir eğitim de aldı.
Paris’te ünlü Sorbonne Üniversitesi’nde Ekonomi okudu ve master yaptı.
Gene Fransa’da “Actorat”ta sinema eğitimini aldı.
Ardından...
ABD California College of Arts and Crafts’da “resim ve sinema” okudu.
Bir yandan resimleriyle küresel olmak öte yandan bu disiplinlerden ciddi diplomalar...
Bedri Türkiye’ye dönüşünde Piramit Sanat Galerisini kurdu.
Üstüne koyarak sanatta ilerliyor.
Bu arada siyaset de yapmakta.
........................
Sanatta 50 yılını yansıtan Türkiye ve dünyadaki gazetelerden derlediği kupürlerle çok güzel bir kitap hazırlamış.
Çocukluğumun matbaası -Türkiye’nin en iddialısı- Ajans Türk’te basılmış.
İlk nüshasını bana verdi ve o ilk nüshayı benim için imzaladı.
Türkiye’de işte böyle güzellikler de oluyor.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025