Başbakan Bülent Ecevit, "nükleer santralı içime sindiremiyorum" dedi.
Kalbinin sesi onu yanıltmıyor.
Topraklarında
50 nükleer enerji santralı olan
Fransa, 3 yıldır yeni santral kurmayı durdurdu.
Almanya'da
10 yıldır yeni nükleer santral kurulmuyor.
İngiltere'de artık yeni nükleer santral yapılmıyor.
Avusturya'da bir nükleer santral var. Referandum yapıldı, işletmeye geçilmiyor.
İtalya'da da
Çernobil sonrası referandum yapıldı. Halk oyuyla, nükleer santralların kapatılması kararı alındı.
Bulgaristan'daki nükleer santralların kapatılması,
AB'ye girişi için ön koşul.
ABD, son nükleer santral siparişini
1973'de vermişti. Artık yapılmıyor.
Neden?
ABD kökenli bir firmanın
Akkuyu Nükleer Santralı ihalesini alması için
Başkan Clinton ve yeni başkan adayı
Al Gore düzeyinde lobi yapılıyor... Ama bu lobi bile düşündürücü.
Çünkü...
ABD'den bir uyarı geliyor:
"ABD'de nükleer santral yapan firma sayısı 2'ye indi.
Yakında nükleer santral teklifi yapacak ABD kökenli firma bulamayabilirsiniz."
Yani
"hemen şimdi... Yoksa geç kalırsınız" deniyor.
Oysa, bu uyarı bir başka soruyu da tetiklemekte:
Neden
2'ye inmiş?
Neden yakında
hiç kalmayacak?
Onları işsiz bırakmamak için mi
Türkiye, bütün dünyanın durdurduğu ve tasfiye etmekte olduğu nükleer santrallar kurmalı?
Güvence
Bütün bu saydığımız ülkeler, en ileri teknolojiye, uzmanlara ve deneyime sahip olmalarına rağmen, neden nükleer santral seçeneği üzerine
"iptal" anlamında birer çarpı işareti koyuyorlar?
Herkesin terkettiği bir enerji modelini bir tek
Türkiye mi benimseyecek?
Kağıt üzerinde
Türkiye'ye güvenceler verilmekte.
Nükleer sızıntının olmayacağı... Tehlike anında otomatik kapatma sisteminin devreye gireceği... Üstünü kalın bir kabuk saracağı için çevreden füze gibi saldırılara ve sabotaja karşı santralda tüm önlemlerin alındığı... Deprem hesaplarının yapıldığı...
İlahi mesaj
Peki o kadar güvenli de, neden kendi topraklarında nükleer santral yapımını durdurdular?
Şu satırlar yazılırken, ajanslar
Japonya'nın başkenti
Tokyo'nun kuzeyinde bulunan
Fukushima Nükleer Santralı'nda radyoaktif sızıntı olduğunu ve santralın bir reaktörünün kapatıldığını yayınladılar.
Aynı santralın bir diğer reaktörü de geçen cuma günü,
6,1 büyüklüğündeki depremden sonra kapatılmıştı.
Bakanlar Kurulu'nun bugün toplanarak,
Akkuyu'da nükleer santrala
"devam" ya da
"tamam" kararı alması öncesinde
Türkiye'ye tam zamanında bir ilahi uyarı sanki bu.
Seçenek
Peki
Türkiye enerjisiz kalsın, esmer günler mi yaşasın?
Hayır...
Akkuyu Santralı, Türkiye'nin enerji ihtiyacının sadece
yüzde 5'ini karşılayacak ve
5 milyar dolara mal olacak.
Türkiye'nin elektrik kaçağı ise üretiminin
yüzde 30'udur.
Bu paranın
5 milyar dolar yerine sadece
1 milyar doları onarımlara harcansa, elektrik kaçağı
yüzde 10'a indirilse,
Türkiye'nin enerji sıkıntısı orta dönemde aşılmış olur.
Daha başka enerji seçenekleri o süreçte devreye sokulur.
Çok özel ve gizli ulusal güvenlik raporlarını bilemeyiz...
Savunma gereği ise tepkileri bir daha gözden geçiririz.
Ama...
Böyle bir ulusal güvenlik zorunluğu yoksa...
Keşke bugün toplanarak
"son" kararı alacak olan
Bakanlar Kurulu'nda herkes
Ecevit gibi kalbinin sesini dinlese...
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr