Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Piyasa uzun süredir Merkez Bankası’nın faiz artırımını bekliyordu. Merkez Bankası sabretti, sabretti, dolar 4.90 TL’yi aşınca bankaları fonlama faizini 3 puan yükseltti.

Karar etkisini gösterdi. Dolarda önemli gerileme görüldü. Bundan sonra beklentimiz dolar fiyatının tekrar hızlı yükselişe geçmemesidir.

Merkez Bankası’nın 3 puan faiz artırımının 2 önemli nedeni var:

- Faizin cazip olması karşısında, Türkiye’ye dışarıdan döviz gönderecekler, faiz getirisi içinde risk priminin küçüldüğünü görerek, Türkiye’ye döviz göndermeye veya daha fazla döviz göndermeye başlayacaklar. Bu ise piyasada döviz arzının artmasına imkân verecek.

Haberin Devamı

- Türkiye’de TL pahalanacak. Döviz fiyatı gerilemişken, pahalı TL ile döviz toplamanın cazibesi azalacak. Ancak burada ufak bir engel var. Merkez Bankası’nın faiz artırımı bankaların mevduat hesaplarının faizinin artmasına, aynı ölçüde imkân vermiyor. Banka faizlerinin artmaması, bankalardaki TL mevduatından döviz mevduatına kaymaya yol açıyor.

Keşke 4.20’de yapılsaydı

Merkez Bankası iyi yaptı ama:

- Gecikerek yaptı. Faiz artırımını dolar 4.20’lerde iken yapmalıydı.

- Mademki beklentileri kırmak için olağanüstü dönemde faiz artırılıyor, 3 puan yerine 5-8 puan olsaydı, gerçek anlamda “döviz piyasasını sallardı”.

Şimdi gelelim piyasanın dünkü durumuna:

- Dolar fiyatı aşağılara iner gibi oldu ama bu yazı yazılırken dolar 4.76 TL’den işlem görüyordu.

- Dolara talep devam ediyor. Hele fiyatının biraz aşağıya doğru hareket etmesi talebi artırıyor.

- Çok önemli bir sorun, dolar tekrar yükselişe geçerse, dolar fiyatının nerede durabileceğidir. Örneğin, Milliyet Ekonomi’de Zeynep Aktaş, dolar 4.50 TL’ye kadar gider diye yazdığında bir hedef belirlemişti. Bu defa dolar acaba 5.50 TL’ye kadar gittikten sonra durur mu? Yoksa 6.00 TL’ye doğru artışını sürdürür mü?

- Çok tehlikeli bir sorun, kamuoyunda “Kambiyo mevzuatında sınırlamalara gidilebileceği konusundaki söylentiler”. Bu söylentiler döviz mevduat hesaplarından döviz çekilişine, piyasadan nakit toplanmasına yol açmadan hükümet tarafından yalanlanmalıdır.

Haberin Devamı

- Bugün yaşadığımız döviz sorununun kaynağı ”Dışarısıdır”. O halde çözümü “Dışarıdan” bulacağız. IMF desteğinden yararlanmamız söz konusu olamayacağına göre, kısa sürede başka kaynaklardan “Güvence Fonu” oluşturmamız gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye büyük ölçüde fon akışı sağlayan Londra’daki bankerlerle çok yararlı bir toplantı yaptı. Avrupa Birliği ile iyi ilişkiler kurulabilirse, Avrupa Birliği ”Güvence Fonu” oluşturmada Türkiye’ye yardımcı olur. Avrupa Birliği benzer kolaylığı Yunanistan’a, İspanya’ya, Portekiz’e gösterdi.

Önümüzdeki günlerin en önemli konusu “ekonomi”. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım, önümüzdeki dönemde ekonominin temel meselelerine çözüm arayacak, özellikle yurtdışında ülke ülke dolaşarak Türkiye’yi anlatacak, içeride de piyasalara, halka her gün açık ve doğru bilgi verecek bir ismi belirlemek zorundalar. Bu tek bir kişi olacak. Ekonomiyle ilgili diğer sorumlular farklı konularda konuşmayacak. Böyle birini bulmakta gecikirsek, işler daha da karışık hale gelir.