Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Picasso, heykelci, seramikçi, baskı sanatçısı ve dekor tasarımcısı olarak yirminci yüzyılın en renkli, en ünlü ismi. Picasso sade resimleriyle, heykelleriyle, seramikleriyle ve tasarımlarıyla değil yaşamı, aşkları, dostları ve sofraları ile de öne çıkan, ilgi gören bir isim.
Picasso’nun bir özelliği de, güzel yaşamın, güzel kadınlarla ve dostlarla bir olmanın ayrılmaz bir parçası olan sofra sevgisi. Dostlarıyla ve "kadınlarıyla" paylaştığı sofralar yaşamını ve sanatını etkilemiş. Sanatçı eserlerinden para kazanarak zenginleştikçe sofrası da zenginleşmiş. Ucuz sosislerin ve şarabın yerini pahalı yemekler ve şarap almış. Ama sofradaki renk, haz ve çok boyutluluk değişmemiş. Yemek ve yaratıcılık arasındaki bağ yaşam boyu sürmüş.
Ermine Herscher isminde bir araştırmacı Picasso’nun "sofra"sını esas alarak hayatını incelemiş. 1996 yılında "A la table de Picasso" adı ile yayımlanan kitabında, doğumundan ölümüne Picasso’nun yaşamının bilinmeyen renkli yanını anlatmış. İş Bankası bu kitabı Emine Çaykara ve Şeyda Taluk’un tercümesi ile ve "Picasso’nun Sofrası" adı ile bastırdı.
İspanya’daki, Paris’teki ve Cote d’Azur’daki renkli yaşamı "sofraları" esas alınarak anlatılıyor. Çok sayıda resim, belge, bilgi yanında üç farklı mahalde ve dönemde sofralarında yer alan yemeklerin tatlıların tarifi veriliyor. Tarifler verilirken Türkiye’de bulunabilecek malzemeler dikkate alınmış.
"Picasso’nun Sofrası" hem yemek kitabı, hem sanat kitabı, hem de bir biyografi niteliğinde... Her yaştan her kesimden okuyucunun zevk alacağı, elinden bırakamayacağı bir kitap. Baskısı nefis. Böyle bir kitabın yayınını sağladığı için İş Bankası yöneticilerini tebrik ederim.

Bu pazar günü "Picasso’nun sofrası ile başladığım yazıyı "Türklerin sofrası" ile sürdüreceğim.
Leyla Akçağlılar ile Ebru İpekçi bir araya gelmiş. "Özel günlerde dostlarıyla bir sofrayı paylaşmak isteyenlere yardımcı olmak arayışında." "Nerede Ne Yiyelim?" başlığı ile bir kitap hazırlamış. Bu yemek kitabında Leyla Akçağlılar ile Ebru İpekçi evlerdeki sofra düzenlemeleriyle ilgili bilgiler, tarifler veriyor. Örneğin "Zekeriya sofrası" nedir? Fransız sofrası veya Rus sofrası denilince hangi yemekler, nasıl hazırlanır? Çocuklara doğum günü kutlamasında evde neler yapılabilir? Ramazan sofrası veya rakı sofrası nasıl kurulur? Bu güzel kitabı Remzi Kitabevi bastırmış.

Ergun Baskan bir avukat. Babasının kurduğu Güzel Sanatlar Matbaası’nı büyüterek geliştiren başarılı bir işadamı. Yemek hazırlamaya özel ilgisi var. Birikimini kağıda dökmüş. Matbaanın 60’ıncı yıldönümünde Ergun Baskan’ın yemek tarifleri "Kalbe Giden Yol" başlığını taşıyan 280 sayfalık büyük boy renkli bir yemek kitabına dönüşmüş. Kitapta, salatalar, mezeler, çorbalar, sebze yemekleri, et yemekleri, pilavlar, hamur işleri, tatlılar teker teker anlatılıyor. Yemek tarifleri veriliyor.

Mehmet Gürs, ABD’de mutfak eğitimi görmüş bir genç. Ali Deveci ile birlikte Nişantaşı’nda Abdi İpekçi Caddesi’nde Downtown isminde İstanbul’da benzeri olmayan nefis bir lokanta açtı. Mutfağı, servisi ve havası ile beş yıl yaşattı. Sonra bu lokanta "pat" diye kapandı. Ama kapanmadan önce Mehmet Gürs, lokantada müşterilere sunduğu tüm yemeklerin tariflerini ve resimlerini "Downtown Cookbook" adı ile bir kitapta topladı. Bu güzel kitap Downtown’u yaşatıyor. Bulabilirseniz içinde ilgi çekici yemek tarifleri var. Hoşunuza gidecek.