Peynirimsi!

17 Aralık 2023

Bitkisel peynir üretimi yasak. Vegan pazarlarında bu tip ürünler, artık “peynirimsi” gibi ibarelerle satılıyor. Düzenlemenin iptali için dava açan Türkiye Vegan Derneği’nin başkanı Ebru Arıman ile konuştum.

Çok ilginç bir ülkeyiz. Bir yandan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, peynirin fiyatı arttıkça peynirde süt yağının araklandığını ve bitkisel yağ katılarak peynirlerde tağşiş yapıldığını duyuruyor. Diğer yandan vegan beslenmeyi tercih edenler, markette bitkisel peynir bulamıyor. Çünkü bitkisel peynir üretimi yasak! Ama peynirde bitkisel yağ ile sahtecilik yapılmasını ne yazık ki engelleyemiyoruz!

Vegan peynir yasağı, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nde yapılan, “Bitkisel yağ ve diğer gıda bileşenleri kullanılarak peynir izlenimi veren ürünler üretilmez” ibaresinden kaynaklanıyor. Neredeyse 2 yıldır bu ibare nedeniyle veganlar, peynire, “peynir” dahi diyemiyor. Vegan pazarlarında bu tip ürünler, artık “peynirimsi”, “peynir tadında” gibi

Yazının Devamı

Anne karnında BPA!

10 Aralık 2023

Yeni yapılan bir çalışma, plastik üretiminde kullanılan kimyasal BPA ile türevlerinin bebeklerin kordon kanına dahi bulaştığını gösteriyor.

Bisfenol A (BPA). Plastik üretiminde kullanılan bir kimyasal. O kadar yaygın ki; saklama kaplarından damacanaya, konservelerden, içecek şişelerine gıdayla temas eden birçok yüzeyde var. Ve bu kimyasal; metabolik hastalıklardan kansere, diyabetten kısırlığa birçok hastalığa yol açmasıyla biliniyor. Çağımızın gizli zehri aslında! Ve yeni yapılan bir çalışma, bu zehirli kimyasalın bebeklerin kordon kanına dahi bulaştığını gösteriyor.

Çalışma, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda yapılmış. Üniversite hastanesinde doğan 104 bebeğin kordon kanından alınan örnekler analiz edilmiş. Ve görülmüş ki, kordon kanlarının yüzde 96.2’sinde BPA var. Yani bebeklerin neredeyse tamamı bu toksik kimyasalla anne karnındayken tanışıyor. Üstelik analiz edilen kanlarda BPA yoğunluğunun daha yüksek saptandığı örnekler de var.

Uzak durmak için

Maalesef BPA ile erken tanışma,

Yazının Devamı

İstanbul için çizilen senaryo

3 Aralık 2023

Fırtınalar, seller kuvvetleniyor. Geçen hafta yaşadıklarımız aslında bir fragman. Sahil yerleşimlerini sular altında bırakan dalgalar, karbon emisyonları arttıkça büyüyecek. Bilim kesin bir dille bunu söylüyor

İklim krizinin tetiklediği dalgalar, şehirleri dövmeye başlamışken, Dubai’de gerçekleşecek 28’inci İklim Değişikliği Konferansı (COP28), bu dalgalara set olabilir mi? Görünen o ki, dalgalar daha da büyüyecek! Hatta İstanbul’un metro istasyonlarına kadar gelebilir! Çünkü her yıl düzenlenen konferanslara karşın, neredeyse atılan hiçbir somut adım yok. BM çatısı altında gerçekleşen COP (Conference of the Parties) zirvelerinden geriye; sadece geleceğe dönük planlar, vaatler ve taahhütler kalıyor. Dünya fosil yakıtla dönmeye devam ettikçe de, karbon emisyonları artıyor, art arda sıcaklık rekorları kırılıyor, fırtınalar, seller daha kuvvetleniyor. Zaten bu yılki COP28 de, bu tabloya yönelik eleştirilerin gölgesi altında gerçekleşiyor. Aslında tepkiler, konferansın petrol kenti Dubai’de toplanacağının

Yazının Devamı

Kaşıntılı bir mevzu

26 Kasım 2023

Paris’te ve bazı ülkelerde âdeta salgına dönüşen tahtakurusu istilası, ülkemiz için hiç de uzak bir tehdit değil! Tahtakurusundan şikâyetler giderek artıyor. Peki, tahtakurusunu nasıl tanıyabilir, neler yapabiliriz?

Paris bir süredir âdeta tahtakurusu pandemisi yaşıyor. Kentteki evler, oteller, okullar, hatta metro ve trenlerde bile tahtakurusu istilası var. Fransa Sağlık Güvenlik Ajansı’na göre başkentteki her 10 haneden 1’inde gece uykusu, kan emici böcekler nedeniyle kâbusa dönmüş durumda. Benzer bir istilanın ilk sinyalleri Yunanistan’dan da gelmeye başladı. Orada da tahtakurusu paniği yaşanıyor. Diğer yandan Paris’e musallat olan tahtakuruları, geçtiğimiz günlerde Hong Kong’u da alarm geçirdi. Ülkede vakalar artınca, Güney Koreliler tahtakurusu istilalarını takip etmek için etkileşimli haritalar oluşturmaya başladı.

Peki, bu tabloda, tahtakurusu kaynaklı ölüm sizce nerede yaşanmış olabilir? Evet yanılmadınız! Maalesef Türkiye’de. Ankara Keçiören’de geçen haziran ayında Cibuti

Yazının Devamı

Palamut ve hamsiye 45 gün dokunulmazlık

19 Kasım 2023

Balık mevsimi çoktan açıldı ama iklim krizi hem hevesimizi kursağımızda bıraktı hem de hamsiyi tehlikeye soktu. Bilim insanları, balık sezonunun 1 Eylül’de değil, 15 Ekim’de başlatılmasını ve av mevsiminin 180 günle sınırlandırılmasını öneriyor.

Alışmıştık balık sezonunu palamutla açmaya ama bu yıl hüsrana uğradık. Çünkü denizlerimiz bir türlü soğumadı. Haliyle iklim krizini, balık tezgâhlarında dahi hissetmeye başladık. Artık ne o eski türler var ne de o eski bolluk. Kala kala elimizde bir tek hamsi kaldı. Ancak onun da günleri sayılı. Zira yeni yayınlanan bir araştırma; denizlerimizdeki hamsi stoğunun büyük bir tehdit altında olduğuna işaret ediyor. Nedeniyse doğrudan küresel iklim değişikliğiyle bağlantılı. İklim krizi kaynaklı deniz suyu sıcaklık artışı yüzünden, palamut ve lüfer gibi büyük türlerin göç yolculuğunu ertelemesi, denizlerimizdeki balık popülasyonunu değiştirmeye başlamış. Normalde balıkçılar, her yıl olduğu gibi 1 Eylül’de açılan av sezonunda ağlarını palamutla doldurmayı umuyordu.

Yazının Devamı

Asya kaplanına ışın gücü

12 Kasım 2023

DSÖ, küresel sıcaklık artışı nedeniyle sivrisinek popülasyonundaki yayılmanın, yeni salgınlara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Ülkemizde de ev sivrisineğinin yanına Asya kaplanı türü eklendi. Bilim insanları bu türü kontrol altına almak için ilginç yöntemler geliştiriyor.

Yerküre ısınıyor, yaşam değişiyor. Kasım ayını neredeyse yarıladık, hâlâ şort ve tişörtle gezebiliyoruz. Güneyde deniz sezonu iyice uzadı. Plajlar yazın olduğu gibi kalabalık. Kombileri de açmadık henüz. Ama susuzluk ve kuraklık can sıkıcı. Keza artan orman yangınları da öyle. Diğer yandan yaz aylarının kâbusu sivrisinekler de hâlâ peşimizde. Ve “kanatlarında” ciddi bir risk taşıyorlar: Viral salgınlar! Dünya Sağlık Örgütü, sivrisineklere dair önemli bir uyarıda bulundu geçtiğimiz günlerde. Uyarıya göre; küresel sıcaklık artışı sonrası gerçekleşen sivrisinek popülasyonundaki yayılma, yeni salgınlara yol açabilir. “Dang humması”, “Sıtma”, “Batı Nil virüsü” ve

Yazının Devamı

Kurumi köye dönüyor

5 Kasım 2023

FAO’nun, 2023’ü Darı Yılı ilan etmesi boşuna değil! Dirençli bir gıda kaynağı olan darı, gıda kıtlığına karşı bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden, ODTÜ’lü Oruç çiftinin Arhavi’de canlandırmayı başardığı darı çeşidi kuruminin önemi büyük

Zor zamanlar yaklaşıyor. Yeni bir çalışmaya göre, kritik iklim eşiği, önümüzdeki 5 yıl içinde aşılacak. Bu da sıcak hava dalgalarının ve kuraklığın artacağı anlamına geliyor. Önümüzdeki yıllarda hem yaşamın hem de tarımsal üretimin, günbegün daha da zorlaşacağına tanıklık edeceğiz. Bu nedenle iklim değişikliğine dayanıklı yeni gıdalar, son derece önemli. Zaten bu kaçınılmaz gerçeklik nedeniyle BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de 2023’ü Uluslararası Darı Yılı ilan etti. FAO’ya göre darı, zor dönemlerde gıda kıtlığını önlemede yararlı olabilir. Ancak biz, darıya oldukça yabancıyız. Çok küçük alanlarda sadece 3-4 bin ton darı üretimimiz var. Oysa darı, insanlığı doyuran, buğday, mısır ve

Yazının Devamı

Kuraklığa karşı Taner iş başında

22 Ekim 2023

İklim krizi bizi kuraklık senaryolarıyla karşı karşıya bıraktı. Çiftçiler de kuraklığa dayanıklı diye yabancı tohum ekti ama sonuç değişmedi. Oysa ülkemizde geliştirilen “Taner” ve “Ayten Abla” adı verilen tohumlar, kuraklığa rağmen yüksek verimliliğiyle umutları yeşertiyor

Kuraklık, bulunduğumuz coğrafya için en yakıcı sorun. İklim krizinin etkisiyle, art arda olağanüstü kuraklıklar yaşamaya başladık. Ve iklim senaryolarına göre, bu tablo daha da ağırlaşacak. Zaten birçok kentte barajlar, dip seviyede. Turizm merkezi Bodrum’da aylardır insanlar, taşıma suyla değirmeni döndürüyor. Suyu tükenen bazı barajlar da, tarımsal sulamaya kapatıldı. Her geçen yıl susuzluk tehdidini daha yakından hissediyoruz.

Tabii bir diğer endişe; kuraklığa bağlı tarımsal verim kaybı. Trakya, ayçiçeçeğinde bunu acı bir şekilde tecrübe etti. Ayçiçekleri, yağış yetersizliği nedeniyle boy atamadan kurudu. Çiftçiler, yabancı bir tohum firmasına ait ‘kuraklığa dayanıklı’ tohum çeşidi ekmelerine rağmen, büyük bir

Yazının Devamı