
ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın densizlikleri bir tarafa, Trump’ın kendisi de ne dediğini zaman zaman bilmiyor gibi! 21 maddeli barış planı hazırlıyor; ama uluslararası şirketlerin Siyonistlerin Gazze’den güvenlik verilerini çalmasını önleme kararını iptal ettiriyor. Yani İsrail, Gazze’de telefonu veya bilgisayarı olan her bir kişinin ne yaptığını, nerede bulunduğunu takip etsin, nerede kalabalık, çoluk çocuk varsa öğrenip orayı bombalasın! Yeter ki Netanyahu, Filistin’i Filistinlilerden arındırma uygulamasına devam etsin.
ABD’nin saygın yayın kurumlarından New York Times, Trump’ın “gizli bilgileri sızdırdığı” iddiasıyla Federal Soruşturma Bürosu (FBI) eski başkanı James Carey’i mahkemeye vermesini Adalet Bakanlığı’nın tarafsızlığına açıkça gölge düşürdüğü için kınıyor. Sosyal Sigortalar Kurumları’nın ortak yönetime getirdiği (ünlü TV programcısı) Doktor Mehmet Öz, Trump’ın ve Sağlık Bakanı Robert Kennedy’nin iddia ettikleri gibi, ağrı kesici Tylenol’un hamilelerin “otistik” bebek doğurmasına yol açtığı iddiasını kibarca ama kesinlikle, yalanlıyor. Salon dergisi, Trump’ın “insandan çok, bir karakter, bir tür performans sanatçısı” olduğunu ilan ediyor. Sınır Güvenliği Dairesi’ni yasaya riayete davet eden savcılar, Trump tarafından o saat görevden alınıyor.
Özetle Trump, “Büyük Amerika” sloganıyla topladığı MAGA destekçileri için “heyecan verici lider”, ama seçimi kazanması için milyarlarca dolar bağış yapan Siyonist gruplar için “elverişli bir alet.” Türkiye’ye, bölgesinde artan etki alanına ve savunma ve dış politikada bağımsızlık yolundaki hızlı kazanımlarına uygun şekilde önem veriyor olması, sadece kurnaz bir siyasetçi olduğunu gösterir.
Gazze’deki soykırımını durdurmak (!) için önerdiği 21 maddelik plan ise onun hâlâ etkisinden kurtulmak için çabaladığı ABD Derin Devleti’nin aletleri NeoCon ve müdahaleci çetenin elinden kurtulamadığının kanıtı. Bir devlet olarak, tanınmış sınırlar içinde bütünlüğü teminat altında, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin kurulup, BM’nin tam üyesi olmadan Gazze’de barışın sağlanması mümkün değilken, Trump’ın bir yandan uluslararası savaş suçları sanığı Netanyahu’ya zırhlı greyder ve iş makinası göndererek, bir yandan çözüm önerisi paketleri hazırlaması, Derin Devlet elindeki esaretinin sürdüğünü gösteriyor.
Trump ve Gazze sorununa çözüm arayan ve bu amaçla Filistin’i tanıma yarışına giren hükumet başkanları, Hamas’ı bir halkın varlık mücadelesinin aracı, sivil veya asker, İsraillileri rehine almasının bir saldırı değil, savunma mücadelesi olduğunu görmeleri gerekir. 21 maddelik Trump planının bu zihniyetle hazırlanmadığı, birinci maddesinden bellidir:
“1. Gazze, komşularına tehdit oluşturmayan, radikallikten arındırılmış ve terörden uzak bir bölge olacak.”
Evet, belki Filistin halkı, Amerikan greyderleri ve Amerikan benzini ile başlamak üzere olan nihai yıkım ve yerle bir etme harekâtının durması ümidiyle bu planı kabul ederek, İsrail güçlerinin aşamalı geri çekilmesine karşılık rehineleri bırakabilir. Ancak diğer maddeler, (örneğin, şu 9’uncu madde: “Gazze, halkın günlük hizmetlerini sağlamakla görevlendirilecek Filistinli teknokratlardan oluşan geçici bir geçiş komite tarafından yönetilecek; bu komite, ABD’nin Arap ve Avrupalı ortaklarıyla istişare içinde kuracağı yeni bir uluslararası yapı tarafından denetlenecek.”) Gazze’nin 1976’da BM’nin 181 sayılı kararıyla, Filistin’e verilen, birbirine geçmeli ve başka ülkelere sınırı olan üç bölgeden biri olduğunu unutturmaya çalışıyor.
Amerika, “Filistin Yönetimi” için bir reform programı hazırlayacakmış! O zamana kadar da Gazze’nin yeniden inşası için bir finansman çerçevesi oluşturacakmış! Bu ve Trump Planı’nın geri kalan tüm maddeleri, herhalde uluslararası aranan sanıklardan Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı (kendisi de Batı Şeria’yı yasa dışı işgal eden bir yerleşimci olan) Ben-Gvir yazmış olsalar gerek.
Bu planla çözüm değil, sadece Netanyahu’nun istediği “sürekli savaş” gerçekleşir.