Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları

Hasan PULUR

YARGITAY 1. Hukuk Dairesi Onursal Başkanı İ. Zekai Özdil "Tapulu Taşınmaz Mal Davaları"nı zengin içtihatlar ve açıklamalarla anlatan 1013 sayfalık kitabının son bölümünü "Türk Hukukunun Dili"ne ayırmış...
Özdil, yapılacak iş "Hukuk dilinden, yıpranmış, işlevini yitirmiş, yabancı kökenli sözcükleri atmak, yenilerini alırken de kesinlikle öz Türkçe olmalarının sağlanmasıdır" diyor.
* * *
ŞİMDİ, nice hukukçu "Bize fakültede bunları öğrettiler, kanunlarda da bunlar yazılı" diyecekler.
Haklılar, yasaların dili arındırılmadıkça, bu yabancı kelimeler, yazışmalarda da, konuşmalarda da kullanılacak.
Özdil, bu konuda hukuk profesörlerine, hakimlere, savcılara, avukatlara ve yazarlara da önemli görevler düştüğünü belirtiyor.
"50, 60 yıl önce ağdalı bir Osmanlıca'yla çevrilmiş olan yasalardaki deyimleri hiç kullanmasınlar, tabu düşünceleri yıksınlar."
Özdil, bu konuyu çözmek için hukuk ve dil bilginlerinden uzman bir kurulun göreve çağrılmasını önerirken, Prof. Dr. İsmet Sungurbey'in bir sözünün altını çiziyor:
"Türk hakimi, avukatı, yasa papağanı değildir."
* * *
ÖZDİL, hukuk dilinin Türkçeleştirilmesini önerirken, "noterlerin dili"nin ağdalı, Osmanlıca, Arapça ve Farsça sözcüklerle dolu olduğunu belirtiyor ve örnekler sıralıyor.
Aşağıda bu örnekleri, parantez içinde de Türkçe karşılıklarını göreceksiniz:
"Devairi devletin kaffesinde takibi umur ve muameleye (Devlet dairelerindeki iş ve işlemlerin tümünü izlemeye), muhafaza (koruma), temin (elde etme), münasip (uygun), keşide (çekme), şahit ikame (tanık gösterme), istima (dinleme), vaz (ortaya koyma), fek (ortadan kaldırma), ehlivukuf, ehlihibre (bilirkişi), azil (el çektirme), tevkil (vekil atama), ait (ilişkin), ihtilaf (uyuşmazlık), ifa (yerine getirme), bilumum (genelde), hafriyat (kazı), ikmal (tamamlama), tadilat (değişiklik), tashih (düzeltme), tashihat (düzeltmeler), ilzam (bağlama), taahhüt (yüklenme), tarik (yol), kuyudat (kayıtlar), sicillat (siciller), bilcümle (tümü).
Kullanılan yabancı sözcükleri ve Türkçe karşılıklarını gördünüz...
Acaba noterler, iş kağıtlarında böyle yazsalar ne olur?
* * *
ZEKAİ Özdil, bu konuda canlı bir örnek de veriyor.
Genç bir noter, iş kağıtlarına yabancı sözcükler yerine Türkçe karşılıklarını yazdırmış... Köylü bir vatandaş gelmiş, genel vekaletname verecek, vekilin, satış bedelini almaya da yetkili olmasını istemiş.. Vekaletname düzenlenmiş, alıp gitmiş, biraz sonra dönüp gelmiş; hem de kızgın:
"Tapudan ahızlı, kabızlı vekalet istiyorlar!"
Noter ne yapsın, "ahzü - kabza" laflarını içeren bir vekaletname daha düzenlemiş...
Ne garip değil mi?
Devletin iki dairesi birbirini anlamıyor, devletin üç vatandaşı, ayrı dille konuşuyor.
* * *
ZEKAİ Özdil'in bir de anısı var...
Genç bir avukat Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ndeki duruşmada şöyle demiş:
"Biz bu tapuyu, bütün hukuki netayici ve vecaibiyle tekabbül ettik"
Zekai Özdil "Bunu duyunca ürperdim!" diyor:
"Genç bir avukat, biz bu tapuyu bütün hukuksal sonuçları ve yükümlülükleriyle üstlendik, deseydi, ulusal davaya katkıda bulunacaktı."


Yazara EmailH.Pulur@milliyet.com.tr