Sorunları karşılıklı anlayış ve diyalogla çözme aşaması maalesef geçiliyor...
Çatışma ile çözme noktasına geliniyor.
Çatışmanın tarafları da giderek netleşiyor...
Laik cumhuriyet taraftarları ile laik cumhuriyet karşıtları...
Tarihten gelen bir hesaplaşma bu... Atatürk ve arkadaşları Vahdettin rejimini yenilgiye uğrattı ama dış tahrikle de desteklenen bu mücadele saman altından günümüze kadar sürdü. Sürüyor...
Son kavga nereden patlak verdi?
Erzincan Cumhuriyet Savcısı’nın tarikat ve cemaatlere karşı çok ciddi bir soruşturma başlatmasından..
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) dün bütün yurtta şok etkisi yapan bir kararla Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i tutuklatan Erzurum'daki özel yetkili dört savcının yetkisini kaldırdı.
Karar bir yandan vahim gelişmelerin önünü kesti... Bir yandan Ankara'yı sarstı.
Yargıtay ve Danıştay, HSYK’nın kararını desteklediler
Başbakan ile yaptıkları toplantının ardından bir açıklama yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise HSYK’yı yetki gaspıyla suçladı... Kararı Anayasa ve yasalara aykırı olarak niteledi.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun HSYK'yı destekleyen karar alması Bakan'a göre yasal dayanaktan yoksundu....
Danıştay Başkanı'nın görev alanıyla ilgili olmayan bu konuyla ilgili yaptığı açıklama yanlıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın siyaset kurumunu sorumlu tutmak anlamına gelen açıklaması kabul edilemezdi. Herkes haksızdı. Herkes hukuku çiğniyordu.Yargı bu işi bilmiyordu. Tek bilen vardı; iktidar partisinin hukuk heyeti!
İsmailağa tarikatını soruşturduğu için başına gelmedik kalmayan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in makam odası ve evi dün uzun süre arandıktan sonra kendisi gözaltına alındı.
Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’ın talebiyle gerçekleşen arama ve gözaltı kararları hukuka ne kadar uygun?
İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan dedi ki:
- Yapılan arama kesinlikle yasalara aykırıdır. Çünkü 2802 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 90. maddesi, ‘... birinci sınıfa ayrılmış olan... hâkim ve Cumhuriyet savcılarının son soruşturması Yargıtay’ın görevli ceza dairesinde görülür’ der. Müvekkilimi yargılayacak tek makam Yargıtay 11. Dairesi’dir.
- Daha başka hukuka aykırılıklar var mı?
- Bilindiği üzere müvekkilim hakkında İsmailağa soruşturmasındaki eylemi esas alınarak, görevi kötüye kullandığı iddiasıyla açılmış ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi esasına kaydolmuş bir dava zaten vardır ve yakında duruşmaları başlayacaktır. Hukukta bir eylem için başka soruşturma, başka dava açılamaz. Üstelik soruşturmaya gelen savcının kıdemi müvekkilimin kıdeminden düşük olduğu gibi, hakkında soruşturma izni istediğimiz, verilmeyince de dava açtığımız birisidir.
* * *
Süleyman Demirel gelecekten endişeli olduğunu saklamıyor. O yüzden kendini çok zinde hissetmese de konuşma davetlerini geri çevirmiyor. Bakınız geçende Cumhuriyet’te Leyla Tavşanoğlu aracılığıyla iktidara hangi mesajları veriyor:
“Kurumları çatıştırmayın...”
“Kurumların başındakiler benden olsun dersen bu devleti ele geçirme hadisesidir...”
“Askerin dışında, ağır silahlarla teçhiz edilmiş güvenlik gücüne niçin ihtiyaç duyulmuştur? Bunun sonucu, iki ağır silahlı gücün birbiriyle çatışmasıdır.”
“Ülkenin Genelkurmay Başkanı, ‘Toplum ne hale geldi’ diyebiliyor, ‘Biz rahatsızız’ diyor!
Ülke yönetimi ise, sizin rahatsızlığınız nedir? diye sormuyor.”
“Yargıtay Başkanı, ‘Yargı siyasallaştı, bölündü’ diyor... Ayrıca diyor ki: “Yargıya karşı savaş açılmıştır..”
Ali Sirmen Cumhuriyet’teki sütununda anlatıyor:
Silivri’de görülmekte olan Ergenekon davasının savunma avukatlarından biri müvekkili için dilekçe vermiş, o da diğerleri gibi hukuk dışı uygulamalardan müşteki, o da müvekkilinin bir tedbir olan tutuklama kurumu aracılığıyla infaz edilmesinden şekvacı.
Avukatın adına baktım: Tarık Kale.
Bu isim bende bir şeyler çağırıştırıyor. Anında hatırladım. Bizim Barış Derneği davasının üç askeri yargıcından biri...
O üç kişi, tutukluluk yoluyla bizi 38 ay içeride tutmuşlardı...”
Ali Sirmen ve diğer Barış Davası tutukluları beraatle sonuçlanan davada 3 yılı aşkın süre hapis yatırıldılar. Onları yatıran askeri yargıç şimdi avukat olarak müvekillerinin tutuklu kalmasından şikâyetçi..
Cezaya dönüştürülen tutukluluğun nasıl bir hukuk dramı olduğunu en iyi o bilir herhalde...
Bu abukluğu Turgut Özal icat etti... Özal’dan önce devlet adamları dış geziye giderken gazetecilerle dış politika konuşurdu.
Rusya’ya mı gidiliyor? O ülkeyle tarihi bağlar, mevcut ilişkiler, yapılacak görüşmede ele alınacak konular, muhtemel ortak projeler gündeme gelirdi. Böylece kamuoyu bir parça olsun dışa açılır, dış politik gelişmelerden haberdar olurdu.
Turgut Özal cinlik yaptı, yurtdışına çıkınca gündemden düşmemek için başladı dış gezinin ilk gününde bir iç mesele ortaya atmaya... Mesela uçak yola çıkarken bir anayasa değişikliğinden bahis açardı. Ve dış gezi boyunca kamuoyu Özal’ın ortaya attığı naneyi tartışırdı. Vatandaş ne gidilen ülkeden, ne orada yapılan görüşmeden, ne ortak projelerden haberdar olurdu.
Bu çarpıklık sürüyor. Ama işler de bazen karışıyor...
Örneğin Abdullah Gül Hindistan gezisine çıkarken “Anayasa’yı değiştirme fırsatı kaçırıldı” gibi bir laf etti. Gündem karıştı. Ertesi günü o demeci düzelteyim derken başka kuşkuları gündeme soktu.
Oysa Hindistan gezisi boyunca Hindistan konuşulsaydı, gazeteci arkadaşlar bize Hindistan’ı ve o ülkenin son yıllarda gerçekleştirdiği mucizeleri aktarsaydı.. Çok daha iyi olmaz mıydı?
Neyse ki dış geziyi iç
Bir süre önce intihar eden Yarbay Ali Tatar ölmeden önce yazdığı mektupta şöyle demişti:
“Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez?”
Bu ağır sitemin hedefi komutanlardı.
Genelkurmay hukuka saygı adına susuyor ama bu susma komplocuların işine yarıyordu.
Onlar bundan yararlanarak TSK mensupları hakkında yalan kampanyasını ve yargısız infazları sürdürüyordu.
TSK’nın üst kademesi önceki gün nihayet sessizliğini bozdu...
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, intihar eden Albay Berk Erden’in cenaze töreninde Ergenekon (Poyrazköy) iddianamesinde adı suikastçı diye geçen subaylar hakkında konuştu:
Televizyonda CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu izliyoruz...
Güzel konuşuyor... Aklı başında yorumlar yapıyor..
Programı birlikte izlediğimiz CHP’li dostumuz da aynı fikirde. Ancak bir ara şöyle diyor:
- Bir kılıçla savaş kazanılmaz...
İzlediğimiz Teke Tek programında CHP’ye yönelik genel yakınma gündeme geliyor...
“Deniz Baykal AKP’yi eleştirmekte başarılı ama iktidara gelirse neyi nasıl yapacağını söyleyemiyor!”
Kemal Kılıçdaroğlu, “Baykal’ın artık salı toplantılarında iktidar programından ipuçları verdiğini” söylüyor.