Megafon’dan...

9 Mayıs 2002


<#comment>Aşağıdaki "sevimli" polis hikâyelerini turizmci Cem Polatoğlu gönderdi.
01 plakalı bir özel araç yol kenarında trafiği aksatacak şekilde duruyor. Sürücüsü içinde, dörtlüleri yakmış bekliyor. Trafik polisi "oldukça"samimi bir uyarıda bulunuyor:
- Adanalı devam et. Pııst, huoop... Ulan Adanalı kulağına şalgam suyu mu kaçtı? Kime diyom ben? Yürüsene!
***
Bazı trafik polisleri sürücülerin özelliklerinden yararlanmayı seviyorlar:
- Sarışın bayan, sağa çeker misin diyorum lütfen...

Yazının Devamı

Gönül aranıyor

8 Mayıs 2002

Sayın Atbakan Darülacezelerimizin şiddetli bir " maddi - manevi" desteğe ihtiyacı olduğunu ve özellikle kendisinin görev yapmakta olduğu Darülacezede 328 kimsesiz ve bakıma muhtaç yaşlıya hizmet ettiklerini ama yetersiz kaldıklarını belirtip, yardımseverlere aşağıdaki mütevazı isteklerini bildiriyor. 1. Sigara (psikiyatrik sigara bağımlısı olan hastalar için.) 2. Yetişkinler için hasta altı bezi ( her gün 127sinin altı bağlanıyor) 3. Çeşitli tıbbi sarf malzemeleri 4. Ara sıra gelip, hiçbir iş yapmadan acezelerle sohbet edip hem onları, hem de kendilerini mutlu edecek gönüllüler. 5. Kendi işyerleri, şirketler ve tanıdıkları diğer insanlara ulaşmamıza yardımcı olacak iletişim gönüllüleri.Bu yardım çağrısına bir katkım olsun diyorsanız; Dr. Ekrem Atbakana Kayışdağı - İSTANBUL Darülaceze Tesislerinden , ve 0216 - 527 08 72 - 77 (dahili 156) telefon numaralarından ulaşabilirsiniz. Gün içindeki e-mail trafiği arasında Dr. Ekrem Atbakanın yardım çığlığını görmezden gelemiyoruz... İnsan hemcinslerine sadece kötülük etmek için kötülük eden tek hayvandır. Afgan hafta sonu - Malum, cuma günleri burada tatil. Tatilde özel eğlenceleri var Afgan dostlarımızın: Köpek dövüşü,

Yazının Devamı

Gönül aranıyor

8 Mayıs 2002


<#comment>Gün içindeki e-mail trafiği arasında Dr. Ekrem Atbakan‘ın yardım çığlığını görmezden gelemiyoruz...
Sayın Atbakan Darülaceze’lerimizin şiddetli bir " maddi - manevi" desteğe ihtiyacı olduğunu ve özellikle kendisinin görev yapmakta olduğu Darülaceze’de 328 kimsesiz ve bakıma muhtaç yaşlıya hizmet ettiklerini ama yetersiz kaldıklarını belirtip, yardımseverlere aşağıdaki mütevazı isteklerini bildiriyor.
1. Sigara (psikiyatrik sigara bağımlısı olan hastalar için.)
2. Yetişkinler için hasta altı bezi ( her gün 127’sinin altı bağlanıyor)
3. Çeşitli tıbbi sarf malzemeleri
4. Ara sıra gelip, hiçbir iş yapmadan acezelerle sohbet edip hem onları, hem de kendilerini mutlu edecek gönüllüler.

Yazının Devamı

Anabilim gecesi

7 Mayıs 2002

- Satıyorum saaat...Fenerbahçe formasının 120 milyon, Galatasaray armalı bir anahtarlığın 200 milyon liraya alıcı bulduğu gecede Anabilim Eğitim Kurumları 15inci kuruluş yıldönümünü kutladı... Kenan Doğulunun güzel şarkılarıyla şenlendirdiği gecenin tüm geliri TESYEVe (Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı) bağışlandı. Kuruluş yıldönümü böylece anlamlı bir yardımlaşmaya da sahne oldu. Anabilim Koleji öğrencileri daha önce de engellilerle satranç maçı yapmışlar, onlar için kermes düzenlemişlerdi. Gönül birliği biraz daha mesafe aldı. Fenerbahçeli futbolcuların imzasını taşıyan futbol forması 120 milyon lira, var mı artıran? Hayat, bir süre seyirci kalıp sonra içindeki rolümüzü oynamaya başladığımız bir trajedidir. Küçük bilmece... Yanıt: Gaz pedalı ile fren pedalı arasındaki 10 santimlik mesafedir. Türk şoförü karşısına bir yaya çıktığında, çabuk kaçsın diye gaza basar, Avrupalı frene... Bu 10 santimlik mesafe aynı zamanda Avrupa ile aramızdaki onlarca yıllık açığın simgesidir... Bilmeceyi Mete Neptün göndermiş. - Bir Türk sürücüsü ile Avrupalı bir sürücü arasındaki 10 santimlik fark nedir? Başka birisi için tehlike arz etmeyen hiç kimse yoktur. Günün fıkrası Bir anda

Yazının Devamı

Anabilim gecesi

7 Mayıs 2002


<#comment>Fenerbahçeli futbolcuların imzasını taşıyan futbol forması 120 milyon lira, var mı artıran?
- Satıyorum saaat...
Fenerbahçe formasının 120 milyon, Galatasaray armalı bir anahtarlığın 200 milyon liraya alıcı bulduğu gecede Anabilim Eğitim Kurumları 15’inci kuruluş yıldönümünü kutladı... Kenan Doğulu’nun güzel şarkılarıyla şenlendirdiği gecenin tüm geliri TESYEV’e (Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı) bağışlandı. Kuruluş yıldönümü böylece anlamlı bir yardımlaşmaya da sahne oldu. Anabilim Koleji öğrencileri daha önce de engellilerle satranç maçı yapmışlar, onlar için kermes düzenlemişlerdi. Gönül birliği biraz daha mesafe aldı.

Hayat, bir süre seyirci kalıp sonra içindeki rolümüzü oynamaya başladığımız bir trajedidir.

Yazının Devamı

Fransız neşesi...

5 Mayıs 2002

- Sen bunlardan hangisiydin. Hatırlayamadım. Hangisiysen o fotoğrafı işaretleyip bana gönder...***Noel Baba Afganistana uğramadı, diye bir kitap çıkmış Fransada... Aslında uğramış... Yılbaşında Afganistana inmiş, çocukları bir deri bir kemik görünce sormuş:- Bunlar neden böyle zayıf?- Çünkü yemek yemiyorlar...- Yemek yemiyorlarsa onlara hediye de yok, demiş ve geri dönmüş...*** Delikanlının sürekli boş bir merdivenin üzerine çıkıp ders çalıştığını gören komşusu neden böyle yaptığını sormuş.. Cevap:- Yüksek lisans yapıyorum da...***Babası Amerikada okuyan çocuğuna telefonda sevindirici bir haber vermiş:- Anneni 50nci yaş günü hediyesi olarak Kenyaya götürdüm..- Peki 60ıncı yaş gününde ne yapacaksın?- O zaman da gider alırım... Delikanlı askerliğini yaparken nişanlısından bir mektup almış. Kız ayrılmaya karar verdiğini yazıyor. Delikanlı asker arkadaşlarına koşup onlardan nişanlılarının, eşlerinin, kız kardeşlerinin fotoğraflarını toplamış. Hepsini bir zarfın içine doldurup bir de küçük not iliştirmiş: Eğer babanın yüzü gülüyorsa ev halkından biri mutlaka ondan para isteyecektir. Günün fıkrası

Yazının Devamı

Fransız neşesi...

5 Mayıs 2002


<#comment>Delikanlı askerliğini yaparken nişanlısından bir mektup almış. Kız ayrılmaya karar verdiğini yazıyor. Delikanlı asker arkadaşlarına koşup onlardan nişanlılarının, eşlerinin, kız kardeşlerinin fotoğraflarını toplamış. Hepsini bir zarfın içine doldurup bir de küçük not iliştirmiş:
- Sen bunlardan hangisiydin. Hatırlayamadım. Hangisiysen o fotoğrafı işaretleyip bana gönder...
***
Noel Baba Afganistan’a uğramadı, diye bir kitap çıkmış Fransa’da... Aslında uğramış... Yılbaşında Afganistan’a inmiş, çocukları bir deri bir kemik görünce sormuş:
- Bunlar neden böyle zayıf?
- Çünkü yemek yemiyorlar...

Yazının Devamı

Desimal saat...

4 Mayıs 2002

Avrupa Birliği bu uygulamaya Avrupa Birliğine aday ülkeler ile başlamak istiyor. Pilot ülke olarak ise Türkiye öneriliyor. Değerli okurumuz Yeşim Esemen:- Bir an için böyle bir gerçeğin var olması durumunda neler olurdu diye düşününce kafam karıştı, diyor...Ve soruları sıralıyor:- Kaybedilecek iki ay hangileri olacak? Bu aylarda doğan insanların duygusal olarak bağlandıkları doğum tarihlerine, burçlarına, evlilik yıldönümlerine vs. ne olacak? - Bir gün (24 saat) içine 2.5 yeni gün sığacağı için herhalde "gün" sözcüğü yerine "desigün" gibi yeni bir kavram uydurmak zorunlu olacak.- İlkokul matematik kitapları tümüyle yeni baştan mı hazırlanacak? Öyle ya, "...saatte 180 km hızla giden bir kamyon....vb." hız problemlerinin çözümü de değişecek bu durumda. - Belki gün - saat hesapları kolaylaşacak ve saat sanayii yeni saatlerden büyük paralar kazanacak ama bir yığın yeni karmaşa doğacak hayatımızda diye düşünüyorum. Japonyada "desimal" tarih ve saat uygulanmasına başlandı. Desimal takvimde yılda 10 ay, ayda 10 hafta, haftada 10 gün, günde 10 saat, saatte 10 dakika ve dakikada 10 saniye var... "İki hafta diyet yaptım, bol bol yedim içtim, iki haftada 14 gün kaybettim." Günün fıkrası...

Yazının Devamı