Bir kılıç yetmez!

Televizyonda CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu izliyoruz...
Güzel konuşuyor... Aklı başında yorumlar yapıyor..
Programı birlikte izlediğimiz CHP’li dostumuz da aynı fikirde. Ancak bir ara şöyle diyor:
- Bir kılıçla savaş kazanılmaz...
İzlediğimiz Teke Tek programında CHP’ye yönelik genel yakınma gündeme geliyor...
“Deniz Baykal AKP’yi eleştirmekte başarılı ama iktidara gelirse neyi nasıl yapacağını söyleyemiyor!”
Kemal Kılıçdaroğlu, “Baykal’ın artık salı toplantılarında iktidar programından ipuçları verdiğini” söylüyor.
Yeter mi? CHP’li dostumuz:
- Yetmez, diyor, parti ayrıntılı bir icraat programı yapmalı, bunu bütün örgütlere belletmeli... Bir ilçe başkanı da kendisine soru sorulduğunda yanıt verebilmeli. Hatta kahvehane sohbetinde CHP’li sıradan bir vatandaş da kendisine gelen soruları yanıtlayabilmeli. Örneğin CHP ailelere 300 TL vermeyi mi öngörüyor. Bir CHP seçmeni “peki kaynağı nereden bulacaksınız” sorusunun yanıtını bilmeli, sorulduğunda kolayca yanıt verebilmeli. Bence parti iktidara böyle hazırlanır. Halkı ancak bu şekilde ikna edebilir...
Dostumuz haklı görünüyor...

HK 416
Makine Kimya Endüstrisi Genel Müdürü Ünal Özsipahioğlu elinde şık bir piyade tüfeği tutuyor... MKE yetkilileri tanıtımı yapılan yeni silahı şöyle anlatıyor:
“HK 416 MKE tarafından tasarlanmış bir piyade tüfeğidir. Türkiye’nin ilk ulusal tüfeğidir.”
Silah konularında uzman gazeteci arkadaşımız Tuncer Bahçevan, kendi internet sitesinde diyor ki:
“HK” (Heckler&Koch) firmasının kısaltılmış adıdır. Bu bir Alman silahıdır. Bu silahı “Özgün tasarım milli tüfek’’ diye takdim etmek komiktir.

İmza bilmecesi...
Adli Tıp Kurumu, Adli Belge İnceleme Genel Kurulu, 4’e karşı 7 oyla, irticayla mücadele belgesindeki ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu görüşüne vardı.
Aynı dairede daha önce 3 yıl başkanlık yapan Yrd. Doç. Dr. Ömer Kurtaş dünkü Akşam gazetesine ilginç açıklamalar yaptı...
Ömer Kurtaş, ‘İmza Çiçek’in’ diyen Dr. Gürol Berber, Dr. Eyüp Kandemir ve Dr. Ahmet Bülent Özata’nın geçen ekim ayında sadece bir haftalık kursla ‘Adli Belge Uzmanlığı’ sertifikası aldığını öne sürerek, ‘Kimse bu kadar kısa bir sürede uzman olamaz’ diyor.
Islak imza konusunda “kime ait olduğu tespit edilemez” raporu veren 4 kişi hakkında da Ömer Kurtaş diyor ki:
‘Bu arkadaşlar 8 ila 15 yıldır bu işin uzmanı olarak görev yapıyorlar. İşin profesyonelleri tespit edemiyor ama bir - iki ay önce sertifika alan kişiler tespit etmişler...’
* * *
Bu arada sözü geçen ıslak imzanın bir başka kurumda incelenmesine nedense izin verilmiyor!
Bir devlet kurumunun bu kadar açık ve kuşkulu tartışmalara sahne olması acı değil mi?

* AKP Grubu’nda çevreciler pankart açıyor:
“Mersin Sinop Nükleer İstemiyor - Greenpeace”
Başbakan sinerleniyor, pankarta “paçavra” diyor...
BirGün gazetesi Başbakan’la ilgili şu notu düşüyor:
“Çevrecinin daniskası, asabinin daniskası”

YÖK
YÖK bu defa Danıştay’a meydan okudu. YÖK Genel Kurulu dün yaptığı açıklamada özetle:
“Danıştay ne karar verirse versin katsayıyı istediğim gibi uygularım” dedi...
Bir devlet kurumu ilk kez Danıştay’a ve hukuka böylesine kafa tutuyor.
Hukukçu Noyan Özkan YÖK’ün yargı kararını tanımamasının sonuçlarını şöyle yorumluyor:
- YÖK görevi kötüye kullanma suçunun da ötesine geçiyor, Anayasa’yı ihlal suçu işliyor... Ceza Kanunu madde 309’a girer.. Savcıların YÖK’e resen dava açması gerekir...
YÖK ateşle oynuyor.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “Danıştay’ın katsayıyla ilgili kararı hukuka aykırı” demiş.
Hukuk dediği AKP’nin siyasi hesapları.
Fahrettin Fidan

İlan
Aşağıdaki ilan dünkü Cumhuriyet’in 10. sayfasında yayımlandı. “Nankörsünüz” başlıklı ilanı aynen aktarıyoruz:
“Bir yıl boyunca hiç boş durmadım.
Ayna karşısında yaptığım çalışmalar sonucunda, ağzımı yaydıra-büzdüre konuşarak, abuk subuk şeyler söylemeyi öğrendim.
Yalancılık ve pişkinlik konusunda da bir hayli yol aldım.
Yaz boyunca komşu bahçeden erik ve kiraz, kışa doğru da ayva ve nar çaldım.
Apartmanın ön bahçesine bayrak asmayı yasakladım.
Sığınaktaki eşyalarınızı ‘Babalar gibi’ hurdacılara sattım, yine de kimseye yaranamadım.
‘İki kazı güdemeyecek’ o adamı yönetici seçen komşularıma hakkımı helal etmiyorum.
Müjdat Kılıçkıran
Apt. eski yöneticisi”

Meclis Başkanlığı 12 milyon adet tarihi belgeyi kamuoyunun kullanımına açıyormuş.
Raflardaki yolsuzluk dosyalarını da açsalar da kimler neler götürmüş bir öğrensek...
Haldun Ertem

SKY
SKY televizyonunda Enver Aysever, 6 yazı ve sanat adamını toplamış, Başbakan’ın “açılım” davetini konuşuyor... Yazar Ataol Behramoğlu ile tiyatrocu Gülsen Tuncer böyle bir toplantıda figüran olmayacaklarını beyan ediyor.
Peki Başbakan sanatçı ve yazarların açılım konusundaki görüşlerini gerçekten merak ediyor olamaz mı? Behramoğlu ve Tuncer doğru yolu gösteriyor:
- O zaman “sanatçı örgütleri” ile görüşsünler...
Diğer katılımcılar Başbakan davet ederse gideceklerini söylüyorlar. Onlar da haklı. Hele bir gitmesinler...