Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her yıl nisan ayı yaklaşırken hep aynı korkuyu yaşar, hep aynı iki soruyu sorarız milletçe kendimize;
- Ermeni tasarısı ABD Temsilciler Meclisi’ne gelecek mi? Gelirse geçer mi?
- ABD Başkanı, konuşmasında ‘soykırım’ sözcüğünü kullanır mı?
Yine nisan ayına yaklaşıyoruz, aynı sorular yine gündemimizde. Bu yıl işimiz geçmiş yıllara göre biraz daha zor görünüyor. CHP’li Onur Öymen bu yılın neden daha zor olduğunu anlatıyor:
- Başkan Obama’nın soykırımı tanıyacağına dair geçmişte verdiği bir söz var. Bundan dönmesi biraz zor görünüyor. Amerika, tasarının geçmesini istemiyorsanız Ermenistan’la olan protokolleri onaylayın diyor. Tayyip Erdoğan, bunu Karabağ işgalinin sona erdirilmesine bağladığı için Amerika’nın bu isteğini yerine getirmemiz mümkün değil. O protokolleri imzalamamızın ne kadar yanlış olduğu şimdi daha iyi anlaşıldı. Bir diğer sebep de Temsilciler Meclisi üyelerini etkileme çalışmalarımıza bu yıl biraz geç başlamamız.
- Neden geç başladık?
- Onu hükümete, Başbakan’a sormak lazım. Kaldı ki o da muhalefet olarak bizim ısrarımız sonucunda gerçekleşti. İktidar anlayamadığımız bir nedenle heyeti o kadar dar kapsamlı tuttu ki, bizden bir tek Sayın Şükrü Elekdağ’ı aldılar. MHP’den Deniz Bölükbaşı gibi değerli bir arkadaşımız da heyete giremedi.
- Heyetin bu kadar dar kapsamlı tutulmasının izahı yapıldı mı?
- Hayır. Sanıyorum Temsilciler Meclisi üyleriyle başka konuları da konuşacağımızdan korktular...

Haberin Devamı

Sakarya esnafı!
TEKEL işçileri Ankara’daki 2.5 aylık direnişe ara verirken... Mesut Çıtak’ın hakkını teslim etmeden geçmek olmaz. Mesut Çıtak, Ankara Sakarya Caddesi’ndeki yüzlerce esnaftan biri... Rakım adlı restoranın sahibi. Bu caddede iki aydır çadır kurup eylem yapan TEKEL işçileri onu çok seviyor. Neden derseniz...
Sözü kendisine bırakalım, nedenini öğrenin:
“TEKEL işçilerinin eylemine insani amaçlarla daha ilk günden destek verdim. Eylemin başarıya ulaşması için lojistik destek hayati önem taşıyordu. En başta barınma ve beslenme sorun olmamalıydı. Bunu düşünerek geceleri restoranımı işçi arkadaşlara tahsis ettim. Kimi yere birşeyler serip üzerinde uyudu, kimi sandalyelerde... Henüz yeterli yardımın gelmediği günlerde çorba yapıp dağıttım arkadaşlara... Türk - İş yöneticileri, genel merkez binasındaki tuvaletleri kapattığında ben restoranımın tuvaletlerini açtım. Ankara Valisi, ‘Sakarya esnafı eylemden rahatsız’ diye demeç verdiğinde, üzerinde, ‘Sakarya esnafı TEKEL işçilerinden değil onları mağdur edenlerden rahatsız’ yazan büyük bir bez afişi caddeye astım. Bütün dileğim eylemin başarıyla sona ermesidir. Sona erdiğinde başıma neler geleceğini çok iyi biliyorum. En iyi ihtimalle maliyeciler işyerime doluşacak ve en küçük bir açığımı bulmak için ellerinden geleni yapacaktır. Ama hiç önemli değil. Yeter ki TEKEL işçilerinin eylemi başarıya ulaşsın. Haklarını alsınlar. Onlara verdiğim destekten dolayı bana bir fatura çıkartılırsa... Ne yapalım, öderiz.”

Haberin Devamı

Patron
Başbakan medya patronlarıyla ilgili sözlerine dün açıklık getirdi. Dedi ki:
“Bu patronlar bizi zaman zaman ziyaret ederlerdi. ‘Biz gerilim istemiyoruz. İstikrar sayesinde işlerimiz de iyi gidiyor’ diye gerilimden şikâyet ederler. Ben de her defasında kendilerine şunu söylüyorum: Lütfen her konuyu bir gerilim olarak takdim eden kendi gazetelerinizin, TV’lerinizin yazarlarına söyleyin...”
Başbakan sözlerini biraz düzeltmiş ama gerisi duruyor... Kendisine gelip gerilim istemiyoruz diyen patronlara söylediğine bakınız: ”Gerilimi sizin yazarlarınız oluşturuyor, parasını sen veriyorsun, adamı çalıştırma...”
Gevşek gündem, gazete yazarlarının yazılarıyla gerilir mi?
Parayı veren patron, gazetecinin ifade özgürlüğünü satın alabilir mi?
Almalı mı?
Gazeteci emir eri mi?
Bu nasıl demokratlık?

Haberin Devamı

Geçen yıl işsizler ordusuna yaklaşık 1 milyon kişi daha katılmış.
Demek ki ordumuzun biri yıpranırken diğeri güçleniyor...
Haldun Ertem

Berlin
Emekli diplomat okurumuz diyor ki:
- Biraz önce bankadaki hesabımla ilgili olarak banka memuresi Berna Hanım aradı. Ülkedeki durumun para piyasaları üzerindeki etkilerinden söz ederken sustu ve telefonların dinlendiğine dikkat çekti.
İlk görev yerim komünist Doğu Almanya’nın başkenti Doğu Berlin’di... Böyle bir korku ve kuşkuya o dönemde o kentte bile raslamadım.
Demek demokrasi ve özgürlük böyle bir şeymiş...”

Ne olur, ne olmaz!
Bu 23 Nisan’da çocuklara “asker kıyafeti” giydirmemekte fayda var...
Gülhan Elmas

Gökçek
Anadolu Ajansı, haberi, “Başkentliye otobüs müjdesi” diye vermişti. Bilet fiyatı 6 yıl öncesine döndürülmüş. İlk bakışta Melih Gökçek aşka geldi bilet fiyatlarını indirdi, sandık. Oysa tam tersine, ağlamaklı kendileri. Fiyatları İdare Mahkemesi indirmiş. İstanbul’da da öyle oldu. Metrobüs zammı Danıştay kararıyla geri aldırıldı. Hale bakın. Halkın seçtiği adamlar halkın boğazına sarılıyor. Halkı seçilmişlerin zulmünden atanmışlar kurtarıyor. İmar yağmasına karşı da böyle; kentleri idare mahkemeleri koruyor. Neden böyle? Yoksa halk yanlışlıkla kendisinin değil yağmacıların temsilcilerini mi seçiyor?

İstanbul Belediyesi, Kas Hastalıkları Derneği binasını boşaltmayı durdurdu.
Raundu “Kasımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz” diyen hastalar kazandı.