Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hatırlar mısınız... 2017 yılında referanduma iki hafta kala “Evet mi, hayır mı?” tartışmaları kızışmışken CHP lideri Kılıçdaroğlu birden:

- Meclis’te 180 milletvekilinde bylock var, iddiasını ortaya atmış, gündem aniden değişmiş, ekranlar sabah akşam Meclis’teki gizli Fetöcüleri aramaya başlamış, referandum adeta unutulmuştu. Sonunda tek bir vekilde bylock çıkmadı ama çok değerli bir zaman kaybedildi.

Bugün ortaya çıkan da benzer bir durum. Çeşitli konular gündemi meşgul ederken Kemal Bey tarafından gündeme aniden “Türbana güvence” teklifi sokuldu. Oysa günümüzde türbanın girmediği kamu veya özel alan kalmamıştı. Böyle bir yasaya gerek yoktu. Ancak konu bu garip çıkışla birlikte AKP’nin güçlü olduğu alana taşındığı gibi gündem de tamamen türbana kaydı.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün el yükseltti. CHP’ye ağır ifadelerle yüklendikten sonra bu konuda anayasa değişikliği teklif etti. Artık günlerce bu konu tartışılacak.

Kılıçdaroğlu türban çıkışıyla bir şey kazanmadığı gibi partisinin tabanında kendisine yönelik güvenin sarsılmasına yol açtı.

Kemal Bey’in sık sık “Bizim de hatalarımız oldu” sloganıyla devletin suçlarını üstlenmesi seçmenini üzdüğü gibi partisini de yıpratıyor.

Kemal Bey’in son çıkışının 6’lı masadaki türbana dayalı politika yapan küçük ortaklarını memnun etmek olduğu söyleniyor. Onlar memnun. Kemal Bey’i zaten ilk onlar tebrik etti. Ancak Atatürkçü, laik CHP’li kesim hiç memnun değil bu olup bitenden.

KUZEY BORUSU

Rusya’dan Avrupa’ya gaz taşıyan Kuzey Akım hatlarına sabotaj yapılarak kullanılmaz hale getirilmesi süregelen savaşta daha vahim gelişmelerin habercisi gibi görünüyor.

Boru hatları Rus şirketi Gazprom’a ait olduğu halde Amerikan kaynakları sabotajı bizzat Rusya’nın yaptığını iddia ediyor.

Rusya lideri Putin ise sabotajla ilgili olarak ABD ve Batılı ortaklarını suçlamakta.

Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in şu sözleri ilginçti:

- Boru hatlarına saldırı Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığını bitirmesi için muazzam bir fırsat sağlıyor. Böylece Batı başka enerji kaynaklarına yönelecek ve Putin gazı artık silah olarak kullanamayacaktır.

Haberin Devamı

Bu mantık, dondurucu bir kışa hazırlanan Avrupa’nın tabii ki hoşuna gitmedi. Sabotajın ardında ABD’nin olduğu kuşkuları arttı.

Derken, ünlü Amerikalı Profesör Jeffrey Sachs’ın Bloomberg TV’de şu sözleri duyuldu:

- Kuzey Akım boru hattına saldırının arkasında ABD’nin olduğuna inanıyorum.

Kuşkular ABD’nin üzerinde toplanırken akla bir başka endişe düşüyor.

Acaba Rusya’yı Türkiye’ye ve

Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayan hatlara da bir sabotaj vaki olur mu?

Endişe hiç de yersiz değil.

Çünkü bir Rusya-Amerika savaşına dönüşen mücadelede alışılmış tüm savaş kuralları yerle bir edildi. Putin’i çökertmek için bütün silahlar seferber edildi.

Bir nükleer savaş bile göze alındı.

Her an her şey olabilir.

ASKER

Emekli Amiral Cihat Yaycı, Türk vatandaşlığına geçmek isteyen yabancılarla ilgili bir öneride bulunuyor:

“Yurttaş tasada ve sevinçte bir olan, ortak ideal için fedakârlıkta bulunandır

Sonradan Türk vatandaşı olan/olmak isteyenlerden 40 yaş altındaki erkekler en az 18 ay askerlik yapmakla mükellef kılınsın!

Haberin Devamı

Bakalım kaç kişi Türk vatandaşı olmak isteyecek?”

ODALAR

Muhalefet partilerinin lider ve milletvekillerinin sürekli olarak esnaf ziyareti yapmaları dikkati çekiyor. İyi bir şey. Peki, acaba diğer emekçi kesimlere de böyle ilgi gösteriyorlar mı?

Birkaç gün önce Elektrik Mühendisleri Odası ile konuşurken sorduk:

- Muhalefet liderleri arasından sizi ziyaret eden oldu mu?

Olmamış.

- Peki, liderler diğer mühendis ve mimar odalarını ziyaret ediyor mu?

Duymamışlar.

Muhalefetin meslek odalarına neden böyle uzak durduğunu merak ettik…

AH ŞU KIZLAR…

Bu ülkenin kızları ve kadınları oldum olası baskı ve kontrol altındadır. Çünkü böyle feodal toplumlarda kadınlar evin ve mahallenin namusunu temsil eder.

Hele eski zaman kızları bu yüzden neler, neler çekmişler.

Refik Halid Karay, “Aşk ve Alaka” adlı kitabında Sultan Abdülaziz zamanında kızların sıkı takip altında tutulduğunu, evin içinde bile analarının yanından ayrılmalarına, tek başlarına başka odalara gidip uzun süre durmalarına hoş bakılmadığını anlatır.

Kızın uzun uzun pencereden bakması da pek hoş görülmezmiş.

Yetmedi... Kızın misafirlerin yanında dalgın dalgın oturmasına, suspus olmasına da izin verilmezmiş.

Refik Halid Karay, bunun nedenini şöyle anlatır:

“Kız ya konuşmalı ya da konuşulanları dinlediğini bütün haliyle belli etmeliydi. Düşünceli duruş, dalışlar, kendinden geçişler, âşıklık ve ‘gönül çekme’ işaretleridir. Derhal şüpheyi davet eder. İlle bir komşu kadının dikkatini çektiği anlaşılırsa rezalettir, kız dayağa müstehaktır.”

Kadın sevgiyle değil kuşkuyla bakılan biri olagelmiş dünden bugüne. Bazı çevrelerde maalesef hâlâ öyle.