Türkiye’yi soykırımla suçlayan tasarı İsveç Parlamentosu’nda bir oy farkla kabul edildi. Tasarıda Ermenilerin yanı sıra Asurilerin, Keldanilerin, Pontus Rumlarının da Osmanlı döneminde “soykırım”a uğratıldığı iddia ediliyor.
Bu golü göz göre göre hatta bile bile yedik sayılır...
Komediye bakınız... TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan başkanlığında bir heyet 13 Şubat’ta İsveç’i ziyaret ediyor. Stokholm’de gazeteciler Murat Mercan’a İsveç Parlamentosu’na sevk edilen soykırım tasarısı konusunda ne düşündüğünü soruyorlar. Mercan’ın bu tasarıdan haberi yok. Gazeteciler sorunca öğreniyor. Ne var ki konu Türkiye’ye taşınmıyor. Ankara, ABD’deki tasarıyla ilgilenirken İsveç’teki tasarıyı kimse ağzına almıyor. İki gün önce dile getirdik. Eğer konu ülke içinde tartışılsa, kamuoyu oluşturulsa İsveç etkilenebilir, tasarı geçirilmeyebilirdi. Ne var ki iktidar tasarıyı adeta gizliyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu CHP’yi ancak iki gün önce arayarak yardım talebinde bulunuyor. Tabii ki yumurta kapıya gelince gösterilen çaba yeterli olmuyor.
İsveç Parlamentosu’nun kararı belli olunca Başbakan, İsveç seyahatini iptal ediyor. Stokholm’deki büyükelçimiz geri çağırılıyor. Hepsi göstermelik. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, Ankara sadece görünüşü kurtarıyor...
Üstelik Avrupa artık bizi iyi tanıyor... Birkaç gün öfke yaptıktan sonra yelkenleri suya indireceğimizi iyi biliyorlar...
Ulusal duyarlığı giderek yok olan bir ulus için olup bitenler olağan sayılmalı...
Günün (nefis) sözü
“Aylık 40 bin lira kira gelirim var. Benim paraya ihtiyacım yok ama nefsim istiyor.”
(6 bin 400 lira olan maaşının 7 bin 600 liraya çıkarılması talebi Başbakanlık’tan geri dönünce küsen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın nefis itirafı...)
Turhan Selçuk
Düz çizgiyi severdi.. Hayatı da öyle dümdüz bir çizgiydi... Dönmeyen, dolaşmayan, eğrilmeyen bükülmeyen, kıvrılmayan... Onu tanıyan herkesin üzerinde anlaştığı gibi:
“İnce ve keskin bir zekâyı, büyük bir kültür birikimini, son derece çarpıcı bir çizgi yeteneğini, gerçek bir yurtseverlik ve çağdaşlıkla yoğurmuş bir sanatçı”ydı...
Daha büyük üzüntümüz... Son birkaç yıldır yaşanan hukuksuzlukların bu eşsiz insanlarımızın doğal ömrünü kısaltmasıdır... Turhan Ağabey kardeşi İlhan Ağabey’e uygulanan hoyratlıklara üzülmese son yıllarını daha mutlu geçirecek ve herhalde daha uzun yaşayacaktı.
Turhan Ağabeyi saygıyla anıyor, İlhan Ağabey ve diğer yakınlarına başsağlığı ve nice yıllar diliyoruz...
Seçim kömürü
Batman’ın Sason ilçesinden gelen bir dostumuz anlattı...
Evinde kaldığı yakınını eve çuvalla kömür getirirken görmüş. Çuvalın üzerinde “satılmaz” yazıyor. Anlaşıldığı gibi. Seçim döneminde dağıtılan kömür bu. Yakınımız ev sahibinene soruyor:
- AKP yine kömür mü dağıtıyor?
- Yok canım, parasını verip kömürcüden aldım.
- E üzerinde satılmaz yazıyor
- Seçim zamanında dağıtılan kömürleri vatandaş götürüp kömürcüye satıyor. Biz de paramızla oradan alıyoruz.
Peki vatandaşın kendisi nasıl ısınıyor? Kimi tezekle, kimi kaçak elektrikle...
Beşe
Kadıköy Belediyesi “Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniği”ni dün açtı. Açılışta hem kırk yıllık dostumuz fedakâr doktor Rana Beşe’yi alkışladık, hem tesisi hizmete sokan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ü kutladık...
Adı poliklinik ama aslında 7 katlı bir apartmanı dolduran koskoca bir hastane bu... İçinde 14 hekim ve 33 yardımcı personel toplam 47 kişi çalışıyor.
Muayeneler ücretsiz, laboratuvar ve röntgen tetkikleri için cüzi bir ücret alınıyor. Aldığımız bilgiye göre... Örneğin kolesterol 8, Lipid 8, Tam idrar 10, HA1C 25 liraya yapılıyor... Bu dört işlem 41 liraya mal oluyor. Dün özel laboratuvarlarla konuştuk. Aynı dört işlem 132 lira tutuyordu...
Mamografi poliklinikte 50 lira, özel hastanelerde 449 lira... Batın ultrasonu özel hastanede 490 TL, belediye polikliniğinde 55 TL... Vatandaş için önemli bir sağlık fırsatı yaratmış Kadıköy Belediyesi... Bravo...
Soru: IMF ile görüşmeler neden tıkandı?
Yanıt: Büyük ihtimalle onlar seçimden önce zam paketi istedi, bizimkiler erzak paketinde direttiler...
Haldun Ertem
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Anayasa değişikliği yapabilmek için illa darbe mi olmalı” demiş.
Hayır. Demokrasiye ve özgürlüklere gerçekten saygılı bir iktidarın olması yeterlidir.
Fahrettin Fidan
KUŞKU
İhbar gelebilir... El bombası yüklü bir kamyonun Ankara’ya ilerlediği bilgisi savcılara ulaşabilir. Kamyon Ankara girişinde durdurulabilir. Buraya kadarı normal. Normal olmayan mı? TRT 2’nin kamyonda 900 el bombasının bulunduğu ve bunların seri numaralarının silindiği bilgisini yayması. İçişleri Bakanlığı ve savcılığın olayda fevkaladelik olmadığını, rutin bir görev olduğunu kamuoyuna saatlerce açıklamaması. Kesin açıklama yapılmadığı için geç saatlere kadar kuşkulu havanın sürmesi. Hatta kuşkunun dün sabahki gazete manşetlerine kadar taşınması... Ankara’da İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasında seri bir telefon trafiği ile 15 dakikada çözülecek olay, saatlerce çözülemeyerek ortalık ayağa kaldırıldı
Asker üzerinde kuşku yaratmak isteyenler mutlu oldu mu? Oldu! Mesele yok...
12 Mart ve 12 Eylül darbeleri “bugün iddia edilenin aksine” gericilere değil, gericilerin işbirliğiyle, ilericilere karşı yapılmıştı...
Akif kökçe