Münih sorusu
Devlet Resim Heykel Sergisi’nden uçan tablolar konuşulurken... Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a bir başka soru... Yüzyılın en büyük eski eser kaçakçısı sayılan A. Dikmen Almanya’nın Münih kentinde ikamet ediyor. Bavyera Eyaleti Polisi, 1997 yılında A. Dikmen’e ait işyerlerinde ve ikamet ettiği mekânlarda yaptığı aramalarda 6000 parça esere el koyuyor. Eserler Türkiye ve Kıbrıs çıkışlıdır. Bu eserlerin kökeninin belirlenmesi için Türkiye ve KKTC’den yardım isteniyor. T. C Kültür Bakanlığı, zamanın İstanbul Ayasofya Müzesi Müdürü Ali Kılıçkaya ile arkeolog Orhan Atvur’u, KKTC devleti ise eski eserler uzmanı Hasan Tekel’i Münih’e gönderiyor. Uzmanlar yaptıkları inceleme sonucu toplam 1233 adet Anadolu kökenli eser saptıyorlar. Hazırladıkları 13 Mart 1998 tarihli raporu Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne sunuyorlar.
Aradan 6.5 yıl geçiyor. 2004 yılına geliniyor. Kıbrıs Rum Yönetimi, Ada’dan kaçırılan, sayısı birkaç bini bulan mozaik, duvar resmi, ikona ve tarihsel yapıtı Münih’ten mahkeme kararı ile geri alıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ise Anadolu kökenli eserlerin geri alınması için o yıla kadar hâlâ başvuruda bulunmuş değil...
2007 yılındaki gazete haberlerinde Kültür Bakanlığı’nın bu eserleri hala istemediği okunuyor.
Bundan 12 yıl önce Münih’e giderek incelemeyi yapan emekli müze müdürü Ali Kılıçkaya soruyor:
- Acaba Münih’teki eserleri geri almak için Kültür Bakanlığımız Almanya’ya başvurdu mu? Bu konuda son durum nedir?
Pazar günü Londra’daki ünlü Madame Tussauds Müzesi’ni gezen Engin Balım, Atatürk’ün balmumu heykelini de görmek istemiş. Aramış taramış bulamamış... Görevlilere sormuş. Onlar da bir yanıt verememiş. Atatürk ortada yok. Durumu haber alan öğretim üyesi Funda Yamanel müze yetkilileri ile temasa geçmiş. Aldığı yanıt:
- Almanya’dan talep vardı.. O yüzden Atatürk heykelini Berlin’deki Madame Tussauds Müzesi’ne gönderdik...
Londra’da öğretim üyesi olarak çalışan Funda Hanım sormuş:
- Bu kadar çok talep varsa neden bir tane daha yaptırmıyorsunuz?
- Sizin Kültür Bakanlığınız yaptırsın biz sergileriz, demiş yetkili...
Mevcut heykel Koç Holding’in katkılarıyla yapılmıştı. Şimdi bir heykele daha ihtiyaç var. Durumu dikkatlere sunuyoruz...
İşsiz rekoru
Türkiye İstatistik Kurumu işsizlik konusunda son rakamları açıkladı...
Aralık - ocak döneminde işsizlik oranı yüzde 13.5 olarak belirlendi.
Resmi işsiz sayısı 3 milyon 361 bin kişi... Gerçekçi rakam 6 milyon...
Daha da kötüsü iktidar partisinin işsizliği önlemeye yönelik bir program ya da projesi yok.
Vizyon sahibi Başbakan iki sözünden birinde ailelere “üç çocuk yapın” diyor ama bu çocuklara nasıl iş bulunacağı konusunda bir fikre sahip bulunmuyor.
KİT’leri babalar gibi satmak, iş alanlarını yok etmek kolaydı... Ama iş yaratmak zor...
Ayıklayın bakalım pirincin taşını...
Çelebi!
Başbakan dün akşam İngiltere’ye gitti...
Erdoğan kadar dış gezi yapan bir başbakan daha var mıdır? Bilemiyoruz...
Erdoğan’ın gezi çetelesini AKP’nin aylık yayın organı Türkiye Bülteni’nin son sayısında okuyoruz...
Verilen bilgiye göre birinci sırayı ABD almış. Erdoğan bu ülkeyi yedi yılda tam 14 kez... Yani ortalama yılda iki kez tavaf... Pardon ziyaret etmiş. ABD’nin ardından ikinci sırayı 13 kez ziyaret ile Belçika, üçüncü sırayı 11 kez ziyaret ile Almanya dördüncü sırayı 10 kez ziyaret ile Azerbaycan beşinci sırayı 9 kez ziyaret ile İngiltere almış.
Liste böyle uzayıp gidiyor. Bu kadar gezinin Türkiye’ye faydası ne mi oldu? Onu da siz bilin...
Müdür
İzmirli Hasan Özyurt kendi şirketine iki müdürün atamasını yapacaktı... Ticaret Sicil Memurluğu’na bu iki atama için 420 lira ödedi. İlaveten noter için 100 lira, atamaların ticaret sicil gazetesinde yayımlanması için 100 lira ödedi. 2 müdür atamak 600 liraya mal oldu.
Maliye’ye ödenen bu para hangi hizmetin karşılığı? Hasan Bey kara kara onu düşünüyor...
Mey
Cumhuriyet Meyhanesi Beyoğlu’nun eski, geleneksel meyhanelerinden... O yüzden rağbet görür. Ama hak eder mi?
Geçen cumartesi gecesi bir gazeteci yanında iki genç bayanla Cumhuriyet Meyhanesi’nin dış tarafına oturuyor. Üç bira söylüyorlar. Garson bir şey yemeyecek misiniz diye soruyor. Şimdilik bir tabak patates, diyorlar. O zaman olmaz, diyor garson, yemek yemeden oturamazsınız. Canım zaten yarım saat oturup kalkacağız, diyor müşteriler. Olmaz, diyor garson. Şef çağrılıyor. Sonuç değişmiyor.
Eskiden meyhane adabı, esnaf terbiyesi vardı. Şimdi sadece paragözler var.
Wall Street Journal’dan: “Türkiye’nin temel hastalığı asker değil, seçmen katılımı boyası altındaki
yolsuzluklar ve otoriterliktir.” Milli iradeyi eleştiriyor terbiyesizler...
A. Nedim
Şarkıcı Kibariye, Başbakan Erdoğan’a “Çok güzel, çok yakışıklı adamsın. Üstüne adam tanımam” demiş.
Kibariye anlaşılan “fazla yağlarını aldıran” sanatçılar kervanında değil...
Haldun Ertem
En eski ve en kısa iki sözcük; “evet” ve “hayır”, en fazla düşünülerek sarf edilmesi gereken sözcüklerdir.
Pythagoras