Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye günlerdir yargıda yaşanan depremi konuşurken Ergenekon davasının sanık avukatları da isyan bayrağını çekti.. Dün bu yazının yazıldığı sıralarda avukatlar Silivri’de hukuki aksaklıklarla ilgili şikâyetleri içeren bildiriyi okudular. Özetle dediler ki:
- Tutuklu sanıkların bilgisayarla çalışma olanağı en asgaride tutularak, suçlandıkları metinleri okuma ve bunun doğal sonucu olarak savunma imkânları yok edilmektedir. Askeri cezaevinde ise, tutulan asker sanıklar için bu olanak hiç bulunmamaktadır.
- Milyonlarca sayfadan ibaret ve sanıklar tarafından dahi okunamaması için her türlü çabanın sarf edildiği “iddianame” yetmiyormuş gibi, CMK hükümlerine tümüyle aykırı olarak her oturumda yeni suçlamaları içeren klasörler iddiaya eklenerek savunma olanağı fiilen ortadan kaldırılmaktadır.
- Dava dosyasına gelen evraklar, taraması yapılmadan ve yargıç izni olmadan savunma avukatlarına verilmemekte ve böylece avukatların belge asıllarına ve delillere ulaşma hakları hiçe sayılmaktadır.
- Tutuklamalarda daha ağır fiillerle suçlananlar serbest bırakılırken, (ki bu şahıslar bakımından tahliye kararlarının isabetli olduğuna bizler de katılmaktayız), çok daha az bir ceza istemi ile yargılanan kişiler infaza dönüşen şekilde tutuklu olarak bırakılmaktadır. Bu olgu Heyetinizin tutuklama kararlarında bir ölçüyü esas almadığı kuşkusunu yaratmaktadır.

Haberin Devamı

* Hayat kırkına kadar bir kitap, kırkından sonra da o kitabın tenkididir...
Schopenhauer

Yargıda savaş!
Yandaş medya HSYK kararlarını “yargı darbesi” diye veriyor... Merkez medya ise yer yer “yargıda savaş” deyimini kullanıyor. Hukukçu Noyan Özkan gönderdiği notta diyor ki:
- Yargıda savaş, deyimi çok yanlış. Son dönemde temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan yasalar ve uygulamalar gittikçe şiddetini arttırmıştır. Fişlemeler, telefon, internet ve mekân dinlemeleri, gizli tanıklıklar, uzun gözaltı süreleri , gerekçesiz uzun tutuklamalar giderek yaygınlaşmıştır. Şu anda, uluslararası neoliberal vahşi sermayenin hükmünü daha rahat sürdürebilmesi için hukuk devletinin, polis devletine dönüştürülmesi sürecini yaşıyoruz. Maalesef, AKP, “polis devleti” örgütlenmesini ve “korku imparatorluğunu” benimsemiş, “hukuk devleti” ilkesini ise rafa kaldırmıştır. “Yargıda savaş” yoktur. Yargının, yürütme tarafından boyunduruk altına alınması ve polis devleti gücünün etkinleştirilmesi operasyonu vardır.

Haberin Devamı

Mehmet Altan’a not
Demagojiyi bırak... TMSF’nin elindeki CİNE 5’ten kaç para aldığını açıkla.
O para halkın parası. Paramızın nereye, nasıl harcandığını sormak hakkımız.
Sabahattin Önkibar’ın yazdığı 50 milyar lira yanlış mı? O zaman doğrusunu açıkla.
Dürüstlük, onur, haysiyet bunu gerektirir.
Hem siz ailece Hazine’den geçinmeye karşı değil miydiniz?
Odatv.com’da da dün sana yönelik meraklı sorular vardı. Onları da buraya iliştirelim:
“Aldığı paralar açıklanamayacak kadar çok mu?
Peki, bu kadar çok para 20 yıldır aynı cümleleri eden bir kişiye niye verilir?
‘Kullanılmışlık’ konusunu bu kadar sık telaffuz eden biri hiç mi aynaya bakmaz.’

Haberin Devamı

Dil...
PKK’nın şehir örgütlenmesi KCK’nin Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’i yargılayıp kınama cezasına çarptırdığı ses kayıtlarıyla ortaya çıktı. Ses kayıtlarının en ilginç yanı mı? Hem yargılayan hem yargılananların Türkçe konuşması... Oysa bu insanların en başta gelen taleplerinden biri ana dilde eğitim. Yani Türkçenin yanında Kürtçenin de eğitim dili olması, değil mi? O zaman? Neden Kürtçe bildikleri halde yargıda bile Türkçe kullanıyorlar...
Yoksa onlar da Ziya Gökalp gibi mi düşünyor?
‘Güzel dil Türkçe bize
Başka dil gece bize,
İstanbul konuşması,
En saf , en ince bize.
Türklüğün vicdanı bir,
Dini bir, vatanı bir,
Fakat hepsi ayrılır,
Olmasa lisanı bir... “
Kimdir Ziya Gökalp diye merak edenlere fısıldayalım:
Ünlü Kürt kökenli yazar ve düşünür...

Bülent Arınç, “Türkiye’nin kutlu yürüyüşü durdurulamaz” demiş.
Laik cumhuriyeti yıkma mücadelesini mutlaka kazanacaklarına yürekten inanıyor olmalılar...
Haldun Ertem

Çiçek
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’i geçen yıl şubat ayında telefonla arayarak İsmailağa Cemaati sanıklarının serbest bırakılmasını istediği iddialarına şu yanıtı verdi:
“İsmailağa Cemaati’yle ilgili bir soruşturma nedeniyle Savcı Cihaner’i aradığım iddialarını kabul ettiğime dair bir tek cümlem hiçbir yerde görülemez...”
Usta bir yalanlama.. Ya da doğrulama...

Yargıya müdahale ederken “yakalanan” iktidar yargı reformu yapacakmış.
En iyisi bir “Savcıları Ayarlama Enstitüsü” kurmak...
*
Yürütme niye yargının işine karışıyor?
“Yürütme” ye müdahale etmesin diye!
Gülhan Elmas

Fıkra
Profesör Tarık Altınok’tan bir Ergenekon fıkrası:
Gözaltına alınan üç kişi aralarında söyleşiyorlar:
- Seni niye içeri attılar?
- Taksim Meydanı’nda “Yaşasın Gonzales” diye bağırdım...
- Ya seni?
- Ben de “Kahrolsun Gonzales” diye bağırdım...
dönüyorlar:
- Peki ya siz?
- Ben Gonzales’im...

İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanarlar.
Oysa yaşamadıkça yaşlanırlar.
Ivan Panis