Aslında Ermenistan işinde kendi kendimizi köşeye sıkıştırdık. Protokole Karabağ şartını koymadan TBMM’den geçirme sözü vermek zaten baskıya davetiye idi.
Şimdi biraz öfke, biraz toz duman yapıyoruz ama... Bunun ne ABD’yi ne Ermenistan’ı etkileyeceğini sanmayalım. Elçimizi birkaç gün Ankara’ya çağırmak da sonucu değiştirmez. Peki ne yapmalı? CHP Milletvekili Onur Öymen’in dediği:
- Hükümet Ermenistan ile imzalanmış protokolü TBMM’den geri çekmeli... Somut bir tepki ortaya koymalı. Şu ana kadar somut bir tepki yok.
- Dışişleri Bakanı Davutoğlu baskıya boyun eğmeyiz, diyor.
- Protokolü bu şekilde imzalamak bizatihi baskıya boyun eğmekti...
- Peki bundan sonra ne olur?
- ABD baskıyı sürdürecektir. Soykırım tasarısının Temsilciler Meclisi’nin gündemine alınmasını istemiyorsanız protokolü onaylayın diyecektir... Onaylamazsanız Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçer tehdidinde bulunacaktır.
Anlaşılıyor ki, bizim açımızdan bundan sonrası bundan öncesinden de zor olacak...
Hükümet bugünden itibaren “Karabağ işgalinin bitmesini beklemeden protokolü TBMM’den geçirin ve Ermenistan kapısını açın” baskısıyla baş başa kalacak.
Hem de Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin belirlediği koşullarla... Yani; Kars antlaşmasını tanımayacakları, toprak talebinden ve soykırım iddiasından vazgeçmeyecekleri olgusunu da kabul ederek... Gelinen aşamada söylenecek tek söz kalıyor; ayıkla pirincin taşını...
Biga’da bir sahteci
Bigalı çiftçilerden çok sayıda e - posta alıyoruz...
Konu; bir süre önce Balıkesir Gönen’de Y.T. adlı firmaya yapılan baskında çok miktarda sahte gübre bulunuyor. Gübrelere el konuluyor. Sahtesi aslına çok benziyor ama toprak ve tuzdan oluşuyor. O yüzden yalnızca tüketiciyi yanıltmıyor aynı zamanda toprağı da bozuyor. Bu durum karşısında Bağfaş Gübre derhal Y. T.’nin bayiliğini iptal ediyor.
Ancak sahteci firma hakkında bir başka işlem yapılmıyor. Firma bu defa Biga’da bayilik açıyor.
Firma neden korunup kollanıyor. Söylentiye göre iktidar partisiyle ilişkisi olduğu için.
Tarım Bakanlığı’nı uyarıyoruz.. Mehdi Eker’i konuyla ilgilenmeye davet ediyoruz...
Yargı deformu
Ünlü anayasa hukukçularımızdan Prof. Fazıl Sağlam dünkü Cumhuriyet’te iktidarın “yargı reformu”nu irdeliyordu.
Yargı Reformu Strateji Taslağı’nın ilk metninde “Adalet Bakanı ile Müsteşarı’nın HSYK’nın bünyesinde yer alması, yargının demokratik meşruiyeti yönünde atılmış önemli bir adım” olarak açıklanmıştı.
Prof. Fazıl Sağlam diyor ki:
- Oysa AB Komisyonu’nca görevlendirilen uzmanların Türk yargı düzeniyle ilgili İstişari Ziyaret Raporları’nda (İZR) bunun tam tersi önerilmekte: “Adalet Bakanı ve müsteşarını HSYK üyeliğinden çıkarmak için anayasanın 159. maddesinin değiştirilmesini tavsiye ediyoruz” denilmektedir.
Sağlam diyor ki:
“Siyasal iktidarın kurguladığı yargı reformunun, AB beklentileriyle bir ilgisi yoktur.”
Pamuk
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Howard Berman görüşmeleri açarken yaptığı konuşmada Orhan Pamuk’un 1915 olaylarıyla ilgili sözlerinden dolayı “ülkesinden kovulduğunu” söyledi. Demek ABD Kongre çevrelerinde böyle yanlış bir bilgi dolaşıyor. Ve bu bilgi Ermeni lobisi lehine kullanılıyor. Orhan Pamuk’un bir açıklama yapması ülkesinden kovulmasının söz konusu olmadığını açıklaması gerekir. Sözlerine ek olarak bir de yalanların tahribatına izin vermemeli Nobel Ödüllümüz...
Musevi asıllı üye Berman ayrıca:
- Türkiye tarihiyle yüzleşmeli, diyor.
Sormalı; o zaman neden bu işi tarihçilere bırakmıyorsunuz?
Hamas için İsrail’e “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz!” diyen Erdoğan, Türkiye için de bir zahmet ABD’ye “Siz soykırımı iyi bilirsiniz!” desin artık...
Gülhan Elmas
Bayezit
Koskoca padişah küçücük bir yöneticinin ayağına gider mi?
Hele de bu padişah, Yıldırım Bayezit gibi bastığı yeri titreten bir yüce Osmanlı ise...
O yüzden Bursa Kent gazetesi olayı protesto etmiş...
Olay mı? Yıldırım Bayezit kıyafeti giydirilmiş görevlinin Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin’in huzuruna çıkıp hizmetlerinden dolayı tebrik ve teşekkür etmesi... Bunun propaganda olarak kullanılması.
Gazete: “Yıldırım Bayezit Han gerçekten yaşasasaydı Keskin’in ayağına mı gider yoksa icraatlarındaki eksikleri hatırlatmak için sarayına mı çağırırdı”, diye soruyor. İşte size yeni bir tartışma konusu!
Mesut Yılmaz, “Beni ABD devirdi” demiş.
Doğrudur... Amerikalılar verdikleri koltuğu er veya geç geri almak gibi bir huya sahiptir...
Haldun Ertem
Mal
Medyada yaklaşık 1 hafta Başbakan’ın mal bildirimi tartışıldı.
Ancak, hiç kimse 3628 sayılı yasa bu konuda ne diyor, diye bakmadı...
Hukukçu Noyan Özkan yasayı anımsatarak diyor ki:
- Başbakanlık Basın Merkezi’nin açıklaması yasanın lafzına ve ruhuna uygun bir mal beyanı değildir.
Yasaya göre (5. madde) Başbakan’ın eşi ile velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınmaz malları ile para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynaklarının açıklanması gerekir.