Mete Belovacıklı

Mete Belovacıklı

mete.belovacikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün bir kadın sokakta yerlerde sürüklendi!

Çocuğunun gözü önünde, eski eşinin tekme tokat şiddetine maruz kaldı. Kafasına, suratına, bedenine savrulan ağır darbelerle yere yığıldı, kalkamadı. Yardım eden olmasaydı, belki de bir daha hiç kalkamayacaktı…

Ondan önceki gün ve daha önceki bütün günlerde yine bir kadın öldürüldü; sonra bir kadın daha, bir daha, bir kadın daha…

Sadece 28 gün süren şubat ayında 22 kadın öldürüldü. Her güne bir kadın.

Oysa bugün Dünya Kadınlar Günü.

Bütün dünyada anılan uluslararası bir gün… Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesini amaçlayan, ağır bedellerle elde edilmiş hakları zamanla kutlamaya dönüştüren bir gün.

Haberin Devamı

Buna rağmen sadece pandemi döneminde; dünyada şiddete maruz kalan 243 milyon kadının yanından geçip, anma ve kutlama yapmak, çok da anlamlı ve mümkün görünmüyor. 

Dolayısıyla biz dünyada iyileşme olmadığı sürece şiddete uğrayan bütün kadınlar için bugünün yas günü olduğunu da düşünüyoruz. Şiddet gören bütün kadınlardan özür diliyoruz. Toplumsal sorunlara duyarlılığı olan herkes gibi, biz de şiddetin gölgesinde “kutlama” yapmanın ayıbını, tarifsiz utancını taşıyoruz.

Oysa yıllardır, özellikle gazete olarak biz sadece kadına şiddeti ve istismarı ya da kadın cinayetlerini haberleştirmedik ya da sadece şiddeti görünür kılmadık. Biz kadınların adalet arayışı ile başlayan, destek dayanışma ağlarına uzanan süreçte mücadelelerinin de en yakın destekçisi olduk. Sorunun çözüme yönelik uygulama ve yaptırımlarını defalarca hatırlattık. Medyada ve sosyal medyada cinsel kimlikleri üzerinden hakarete uğrayan, düşüncelerini ifade ettiğinde ağır küfürlere, tehditlere maruz kalan kadınlara kampanyalarla şiddete karşı ne yapılması gerektiği yönünde rehber olmaya çalıştık.

Buna rağmen kadına şiddet son bulmuyor!... Türkiye’de pandemi döneminde kadına yönelik şiddetin yüzde 27,8 artış göstermesi, kadınların yüzde 43’ünün şiddete maruz kalması bunun bir göstergesi.

Peki, biz nerede hata yapıyoruz? 

Bu hastalıklı zihniyetle başa çıkmanın bir yolu olmalı.

Haberin Devamı

Mesela toplum olarak; kadınların nasıl öldürüldüğü değil, kim tarafından neden öldürüldüklerini anlamaya yönelik çabamız, erkeğin ve hatta kadının zihniyetini değiştirmesinin bir yolu olabilir.  Bu yolu açmak için de her defasında hatırlatmakta kararlıyız. Tam da bu nedenle diyoruz ki:

Şiddeti teşvik edecek indirimli cezalar verilmesin. Defalarca şikâyet başvurusunda bulunduğu halde bu dilekçeleri dikkate almayan kurumlar hakkında işlem yapılsın. Şiddeti önleyici tedbirlerle kadınlar koruma altına alınsın. Kadınlara yönelik şiddet, sadece kadınların değil, toplumsal olaylara duyarlı bütün insanlığın sorunu olsun. İstiyoruz ki şiddete karşı erkekler de bu sorunu kendisine dert etsin. Sağlıklı kadın erkek ilişkileri üzerine rehabilitasyon merkezleri kurulsun. Şiddete eğilimli aileler terapistlerle denetlensin. Erkek zihniyetine karşı bir “cephe” oluşturulsun.

Çünkü biz kadınların tarafındayız.

Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun…

EVET TARAFIZ...

Milliyet’te nöbet değişimleri

8 Mart ile beraber Milliyet’te birkaç değişiklik de olacak. Deyim yerindeyse nöbet değişimleri.

Haberin Devamı

Eğitim Servisimizin başında bugünden itibaren Aysel Bozan Yılmaz görev yapacak. Eğitim denildiğinde Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden biri olan sevgili Abbas Güçlü, 37 yılın ardından emekli oluyor. Abbas gazete yazılarına devam edecek ve yeni projelerde yer alacak ama eğitim servisi artık Aysel’in ellerine teslim. Onun da başarıyla görevi devam ettireceğine güvenimiz tam.

Aynı şekilde bugüne kadar diğer sorumluluklarıyla beraber Yan Yayınlar Yayın Yönetmenliği görevini de üstlenmiş olan Filiz Aygündüz emekli olup, bütün eforunu hali hazırda sürdürdüğü Milliyet Sanat dergisi yayın yönetmenliği için harcayacak. Türkiye’nin en uzun süredir yayında olan sanat dergisi yakında 50 yaşına girecek. Filiz bu süreçte yarım asırı geride bırakan derginin asırlık hale gelmesi için yepyeni adımlar atarak, bize emanet edilmiş olan bu markaların bizden sonra da varlığını sürdürmesi için hayati bir sorumluluk üstlenecek.

Arkadaşlarımıza yeni görevlerinde başarılar diliyoruz.