OZANKÖY
Bavulumu mutfağa bıraktıktan sonra teker teker ahşap panjurları ve pencereleri açmaya başladım.
Önce mutfağı açtım, sonra oturma odasının bahçeye bakan kapılarını ve pencerelerini. Arkamda ışık bıraka bıraka üst kata çıktım. Çocukların odasının panjurunu açar açmaz bir arı vızıltısı ve ensemde şiddetli bir yanma hissi duydum. İğne belli, sarı-siyah bir çamur eşekarısı vızıltılarla uzaklaşıp gitti.
Daha önce birkaç defa arı tarafından sokulduğum için onu görmeseydim de başıma gelenin nedenini bilecektim. Parmağımı zonklayan yere dokundurdum. Beş on dakika içinde sızı, geride küçük bir kırmızılık bırakarak geçecek. Üzerine bir şey sürmeye bile gerek yok.
Ama arı nereden çıkmıştı? İçeride olamazdı, çünkü ev uzun zamandan beri kapalıydı. Başımı dışarı çıkarıp bakınca panjurun bittiği yerde içine yumurtalarını koyduğu çamur tüplerinin meydana getirdiği topağı gördüm. Ve onu affettim. Yumurtalarını korumak için beni sokmuştu.
Onu rahat bırakmak için panjuru yeniden kapattım.
Çamur arısının bilimsel adı Sceliphron caementarium’dur ve bu adı çamurdan bu yumurta evlerini yaptığı için aldı.
Özay Şendir
Ortadoğu’da satranç başka türlü oynanır...
17 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
‘Caydırıcı olsun ama tırmandırmasın’
17 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Petrolde hedefe giden yol haritası
17 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Değişim şart ama nasıl bir değişim?
17 Nisan 2024
Dilara Koçak
Kalbe iyi gelen beslenme
17 Nisan 2024