Muhittin Akbel

Muhittin Akbel

muhittin.akbel@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İnsanın, azimle neler yapabileceğini gözler önüne seren bir hayat hikayesini yazacağım bugün...
Hayata küsmek yerine mücadeleyi tercih eden, başardıklarıyla alkışlanan, kıskandıran genç bir işadamının, girişimcinin başarı öyküsünü anlatacağım.
* * *
ODTÜ’den Gıda Mühendisi olarak çıktı Burak Ceylan... İşletmeyi de ikinci dal olarak okudu.
Küçük bir imalathaneden pek çok ülkeye konserve ihraç etmeye başladı, 1997 yılından itibaren...
O günlerde 23 yaşındaydı. Çok hırslıydı, heyecanlıydı.
Her şey yolunda giderken ağır bir zatürreeye yakalandı.
Tam iyileşme sürecine girmişti ki, bir sabah büyük şok yaşadı.
Ellerini suyun altına soktuğunda adeta elektrik çarptı.
“Gullien Bare” adı verilen bir hastalığa yakalanmıştı Burak Ceylan...
* * *
Bundan sonrasını, Burak Ceylan’dan dinleyelim:
2004 Şubat’ında kızım Ece dünyaya geldi, temmuzda hastalandım.
Mutluluktan uçarken, inanılmaz acılar yaşamaya başladım.
Ellerim ayaklarım tutmuyordu. Adım atamıyordum.
Bağışıklık sistemim bozulmuştu.
Zatürree tedavimi yapan doktorum, durumun normal olmadığını söyledi.
Hemen tedavime başlandı. Çok şanslıydım; 15 günde hastalığın ilerlemesi durduruldu.
Hastanede karşıma kızımın fotoğrafını koydum. Kızımdan güç alıyordum.
Bu arada, hastanede yattıkça kendimi ölecek bir hasta gibi hissetmeye başladım ve bir an önce bu duygudan kurtulmak istedim.
Doktorlar bırakmak istemedi ama 27 gün sonra taburcu oldum.
* * *
100 binde bir kişide görülen Gullien Bare hastalığına yakalananların yüzde 65’i kurtulmuş.
Hastalığım durduğuna göre, ben de yüzde 65’lik kesimde yer alıyordum.
Kendime hedefler koydum. Her şeyden önce kızım için yaşayacaktım.
Hastalığı yenip futbol oynayacaktım.
Gıda sektöründe çalıştığım için hastalandığım öngörüsüyle, yeni bir iş kuracaktım.
Hedeflerimin hepsini gerçekleştirdim.
Taburcu olduktan 4 ay sonra koltuk değnekleriyle de olsa yürümeye başladım.
Her şeye sıfırdan başladım. İşimde de sıfırdan başlamalıydım.
Eski işimi devrettim. Alsancak’ta bir spor ayakkabı mağazası açmak istedim.
Alsancak’ta koltuk değnekleriyle her gün 3-4 saat yürüdüm, mağaza için işyeri aradım.
Hem antrenman yaptım hem yer baktım. Bir sene sonra koltuk değneklerini de attım.
Converse Shop konseptiyle açacağım mazağanın yerini buldum, Alsancak’ta... İşyerime de benim hayatımı değiştiren hastalığın adını verdim: Bare Spor...
2005 Haziran’ında mağazayı açtım.
Bugün İzmir’de, dünya markalarını taşıyan ayakkabıları buluşturduğumuz mağazalarım var.
Forum Bornova ve Egepark Mavişehir’de Shoebox, Alsancak’ta Converse Shop...
Sağlığıma kavuştum.
Haftada bir gün halı sahada futbol oynuyorum.
* * *
Kıssadan hisse...
Hayata küsmenin kimseye faydası yok.
İnsanoğlu, isteyince her şeyi yapar.
Televizyon ekranlarında, gazetelerin üçüncü sayfalarında hep kötü örnekleri görüyorsunuz.
Alın size örnek: Burak Ceylan.
Onun gibi önünüze hedef koyar, gerek sağlık gerek kişisel sorunlarınızla mücadeleyi bıkmadan sürdürürseniz, pekala siz de Burak Ceylan gibi hayatın karanlık tarafından aydınlık tarafına geçebilirsiniz.
Kendisini sırat köprüsünde hissedip, karamsarlığa kapılan, hayata küsen, aklından intiharı bile geçiren vatandaşlarımıza örnek olsun diye anlattım Burak Ceylan’ın hayatını...
Umarım bir işe yarar.
Sağlıcakla kalın.