Türkiye durmadıkça New York durmuyor

23 Haziran 2013

Gezi direnişi destekçileri yaratıcılığını bir kez daha gösterdi New York’ta, tıpkı Gezi Parkı’nda olduğu gibi. Seslerini duyurdular, yorulup tükenmediler. Gündüz eylemlerde tencere, tava ile sesini yükselten New York’lu sanatçılar, akşamları da konserler düzenleyerek direnişe destek verdi

New York’taki “çapulcular” Zucotti Park’ta Gezi Parkı’na destek vermeyi sürdürdüler.

ew York’tan sesler
yine yükseliyor:
“Her şey bir ağaçla başladı”, “Demokrasi sadece seçim değildir”, “Bu bir sivil direniş”...
Tek ağızdan söyleniyor sloganlar her zamanki gibi. Ama bu kez daha güçlü çıkıyor ses. Çünkü Ankara’da Ethem Sarısülük hayatını kaybetti. Özgürlüğü için direndi, bir kurşunla yaşam özgürlüğü elinden alındı.

Yazının Devamı

New York’lu “çapulcular”

16 Haziran 2013

Gezi direnişine ilk günden beri New York sokaklarında destek veren gençlere, artık
New York’lu sayılan Türk gençlerine sordum: “Neden?” Yaşları yakın, farklı mesleklerden gelen bu gençler artık kendilerini “çapulcu” olarak tanıtıyor. İşte onların size iletmemi istedikleri...

New York sokaklarında Gezi Parkı’na destek amacıyla direniyor. Hepsi “Türkiye uyumadıkça biz de uyumayız” diyorlar. Gazı solumasalar da ciğerleri acıyor, gözleri kıpkırmızı... Hepsi kendini “çapulcu” olarak tanıtıyor. Artık New York’lu sayılan bu Türk gençlerine “Neden?” diye sordum. Yeni bir oksimoron olan “New York’lu çapulcu”ları dinledim.

“Başbakan yanlış yaptığını kabul etmeli” (1989 doğumlu, işletme ve finans danışmanı)
Hükümet, birlikte hareket etmeyi unutmuş gençliğe, barışçıl protesto yaparken şiddet ile müdahale etme yolunu seçti. Güvenlik güçleri ise güvenliği sağlamak yerine, iktidarın ideolojilerini halkı ezerek kabul ettirmeyi seçti. Hükümet, toplumu kendi idelojisiyle yeniden biçimlendirme gafletine düştüğü için çok başarılı gibi görünen sağ görüş çizgisi kırılmış oldu. Halkının yarısına “çapulcu” diyen Başbakan’a dünya kamuoyu da totaliter bir tutum sergilediğini söylüyor.

Yazının Devamı

New York’lulardan “marjinal”liğe cevap

9 Haziran 2013

Marjinal sözlükte “aykırı, kenarda olan, pek az” olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz hafta bu tanımı New York’lular yeniden şekillendirdi. Gezi Parkı direnişini destekleyen New York’lular, “İnsan hakları ihlaline ve baskıya karşı direniyoruz. Aykırı olmak buysa, evet aykırıyız fakat pek az değiliz” dedi

Türkiye’deki Gezi Parkı direnişini anbean takip eden New York’lular, birinci günden itibaren yaklaşık iki bin kişiyi Zucotti Park’ta topladı. Toplananlar, üstüne basa basa
“Biz hiçbir politik gruba ait değiliz, amacımız Türkiye’deki direnişe destek olmak” dedi.
New York gazetelerinin ilk sayfalarında da haber olan Gezi Parkı direnişini duyurmak üzere, bu direnişin artık sadece bir “yıkım emiri” ile kalmadığını belirtmek için hazırlanan basın açıklaması kısaca şu şekilde:
“Biz öğrenciler, sanatçılar, entelektüeller ve New York’lular, hep beraber, İstanbul’da Gezi Parkı’nın direnişine destek amacıyla toplanıyoruz. Bu barışçıl bir toplanış. Amacımız Türkiye’deki insan hakları ihlallerine, orantısız güç kullanımına karşı gerçekleştirilen direnişe destek olmak ve bunu uluslararası platformlarda en doğru şekilde yansıtmak.
Biz barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğünü

Yazının Devamı

Böcek diyeti

2 Haziran 2013

Günümüzün Amerika’sında artık yemek konusundaki bilinç epey arttı. Hatta bu bilinç bir yemek devrimi başlattı diyebiliriz. New York’ta sanatsal bir dokunuşla yeni bir böcek diyeti başladı

emek, yiyecek, sözlük anlamıyla “yenmeye elverişli olan her şey”. Topraktan çıkan, denizden çıkan; kimi zaman pişirilen, kimi zaman da çiğ olarak sunulan ürünler. Fakat neyin yemeye elverişli olduğunun kararı bize kalmış. Ağız tadı mı, yoksa sosyal kavramların üzerimizde kurduğu etki mi; hangisi bize neyin yenmeye elverişli olduğunu söyler?
Günümüzün Amerika’sı artık yemek konusunda bilinçlenmeye başladı. Hatta bu bilinç New York’ta yemek devrimi başlattı diyebiliriz. Uzun bir süredir obezite, sağlıklı beslenme ve yanlış yeme alışkanlıklarından kurtulmaya çalışan New York’lular, bir de ekolojik sorunların farkına varınca “organik” gibi fenomenlerin daha da ilerisine gidip doğaya zarar vermeden nasıl beslenebiliriz diye düşünmeye başladılar. Bu düşüncenin sonucu olarak yeme alışkanlıklarını, hatta yediklerini bile değiştirmeye çalışan New York’lular şaşırtıcı, hatta şoke edici çözümlere ulaştılar.

BM Gıda ve Tarım Örgütünden yeni haber
BM (Birleşmiş Milletler) Gıda ve Tarım Örgütü

Yazının Devamı

Tasarım Haftası

26 Mayıs 2013

Moda Haftası, Sanat Haftası, Film Haftası, Müzik Haftası... Her haftanın “özel” olduğu New York’ta bu hafta da Tasarım Haftası vardı

Tasarım kadar geniş bir kelimenin şemsiyesinin altında barınan çok... Fakat ayırt etmek zor. Tasarım nedir?
Her tasarlanan tasarım mıdır? Tasarımın amacı nedir?
Tasarımın beraber anıldığı kelimeler lüks ve estetik mi? Yoksa sorun çözmek ve hayat standartlarını yükseltmek mi?
Bu büyük sorulara cevap vermek ve tasarım hakkında konuşmak üzere bu hafta New York en ikonik tasarımcılarla doldu. Her sokakta bir konuşma, her köşede bir fuar... Amaç bugün tasarımın girdiği şekli tartışmak.

Yazının Devamı

Sanki bir ürün yaratırmış gibi bir organ yaratabilir misiniz?

19 Mayıs 2013

Üç boyutlu baskı, yakında organ yaratmak için de kullanılacak. Princeton Üniversitesi’nde üç boyutlu baskı ile nanopartiküllerden oluşan bir kulak yaratıldı bile...

New York’ta bir üç boyutlu basım mağazası açıldı bile.

Üç boyutlu baskıyla üretilen kulağın üzerinde akustik sensörler var.

Üç boyutlu baskı senelerdir dijital bir çizimi fiziksel bir ürüne çevirmek için kullanılan bir metot. Gerçekleştirmek istediğiniz ürünün dijital çizimini yapıp baskıya verdiğiniz an, katmanlardan oluşan baskı
üç boyutlu şekilde tamamlanıyor. Bir yüzükten tutun da kendi suratınıza kadar her şeyi üç boyutlu hale getirebiliyorsunuz

Yazının Devamı

Sezonluk New York yenilikleri

12 Mayıs 2013

YAZ TRENDLERİ

Yaz trendleri hakkında düşünürken hepimizin gözü değişimlerin ve yeniliklerin kalbinin attığı yerlere dönüyor, New York da bu kentlerden biri tabii

Çoğumuzun kullanmaktan çekindiği kelime “trend”. Çağrışım yaptığı konular ise genelde “moda”, “popüler kültür”, “yeni”, “estetik”. Fakat her trend olan yeni veya moda olan trend değil. Özellikle New York’ta “modayı takip et” cümlesinin yüzeysel kaldığı bir kentte...
New York’ta bir sezon bile dayanmayan trendler, kimi zaman yazın geldiğinin habercisi oluyor, kimi zamansa giyimin, yemeğin, eğlencenin yenilenmesi gerektiğini hatırlatıyor.


Hindistan cevizi suyu çok moda.

Yazının Devamı

Şehirde moleküler değişimler

5 Mayıs 2013

Moleküler gastronomi New York’ta artık pakete girdi. Böylece evinizde yaprak sarmayı sıvı halde, ezogelin çorbayı ısırarak yemeniz mümkün...

Aslında öyle çok yeni bir şey değil moleküler gastronomi. İsmi 1992’de Fransız kimyager Herve This tarafından bulunmuş. Fakat şimdilerde New York’ta yeni bir “sanat” akımı olarak tanımlanıyor. Uzun süredir deneyleri yapılan bu akım, New York’ta pek çok restorana, bara girdi. Hatta evinizde deneyebilmeniz için paket haline bile getirildi!

New York’un popüler moleküler gastronomi restoranı; wd-50
Nedir peki bu moleküler gastronomi? Kulağa çok karmaşık gelen bu kelimenin anlamı aslında çok da basit: Herhangi bir bütünün moleküler seviyesi ile oynanarak, fiziksel ve kimyasal olarak şeklini değiştirmek. Sıvıyı katıya, katıyı yumuşağa, yumuşağı ise kıtıra çevirerek farklı bir deneyim yaratmak... Moleküler gastronomi sayesinde alışık olduğumuz çorbayı katı halde, bildiğimiz halis muhlis cacığı ekmek halinde yiyebiliyor, enginarı ise su gibi içebiliyoruz.
Milliyet okurları için New York’un popüler restoranlardan olan moleküler gastronomi restoranı
wd-50’nin mutfağına girme şansı buldum. Moleküler gastronomi deyince akla gelen “yeni”,

Yazının Devamı