Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den bir rica

8 Aralık 2012

İnsanın kendi yazdığı kitap üstüne yazı yazması pek rastlanan bir durum değildir. Ama benim isteğim de bu değil zaten. ‘Kuşatmadan İnfaza, Musa Anter Cinayeti’ adıyla çıkacak kitabımdan söz edecek olmamın nedeni bir ‘ricaya’ dayanıyor.
Sayın Gül’e ‘Musa Anter’ kitabını takdim edeceğim ve Devlet Denetleme Kurulu’nun benim de mağduru olduğum Musa Anter suikastini araştırması için ricada bulunacağım.
İstedim ki, bir yazıyla bu niyetimi kamuoyuyla paylaşmış olayım.
Musa Anter’i ‘devlet adına’ ve kolektif bir kararla öldürenleri ancak devlet ortaya çıkarabilir. Kitabı okuyan herkesin bu kanaatime hak vereceğini sanıyorum.
Kozmik odalar
Kitapta yer alan bir bilgiye göre, devletin Musa Anter’i izlemeye başladığı tarih 1953’tür. Anter, 1992 yılında ve 77 yaşındayken öldürüldü, devlet tam olarak 39 yıl Anter’i izledi ve bütün hayatını raporlara döktü, bu raporları da kozmik odalarda sakladı.
Ama gel gör ki, Anter’i 39 yıl yani öldürülünceye kadar aralıksız takibe alan bu devlet, Musa Anter’i kimlerin öldürdüğünü bilmiyor! Devletin istihbarat örgütlerinin bu cinayet hakkında mahkemeye sundukları aydınlatıcı bir tek satır bile yok!

Yazının Devamı

Filistin’e ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsü

3 Aralık 2012

Filistin’e ‘gözlemci kuruluş’ yerine, ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsü verilince, Filistin halkının kendi kendini yönetme tecrübesini unutarak ‘ortada devlet yok ki tanınmış olsun’ diyenler, bence yanılıyor. Filistin-BM ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmış oldu.
Bu ilişkilerin tarihi İsrail’in kuruluş yıllarına kadar uzanır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Birleşmiş Milletler Avrupa’daki mülteci kamplarında yaşayan yüz binlerce Yahudi’nin içinde bulunduğu koşulları incelemek için, Filistin Özel Komitesi’ni (UNSCOP) kurdu.

BM valisi yönetecekti
UNSCOP, 1947 Eylül ayının başında raporunu yayımladı ve Filistin topraklarındaki İngiliz mandasının en kısa zamanda sona ermesi tavsiyesinde bulundu. Bunun yerine Filistin, biri Araplara, öteki Yahudilere ait iki bağımsız devlete bölünmeliydi. İki devlete ayrılan topraklar hemen hemen eşit büyüklükteydi. Aralarındaki karmaşık ve dolambaçlı sınır kabaca iki nüfusun demografik dağılımına göre belirlenmişti. İki devlet ortak bir ekonomi ve para birimiyle birbirine bağlanacaktı. Komitenin tavsiyesine göre, Kudüs tarafsız bir şekilde, uluslararası mütevelliler ile BM tarafından atanan bir vali tarafından yönetilecekti.

Yazının Devamı