Yazarlar Orman ordusu

Orman ordusu

16.09.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Orman ordusu

Orman ordusu

       ORMANLARIMIZ kurban gidiyor - aşırı sıcaklara, dikkatsizliklere ve umursamazlıklara, ekecek yer arayanlara, iç ve dış düşmanlara, bir de arsa mafyalarına...
       Bir kıyımdır gidiyor. Hele rüzgarlı havalarda başlayan orman yangınlarıyla başa çıkmak, o kadar zordur ki... Son yıllarda, yalnızca bizde değil, Brezilya'da, Yunanistan'da, Avustralya'da, Kanada ve ABD'de milyarlarca hektar orman göğe yükselen alevlerle kül olup gitti. En ileri teknolojiler bile günlerce, haftalarca mücadele etti de yangınları söndüremedi.
       Biz, arasıra en gelişmiş araçları kullanıyoruz ama, son günlerde bütün milletin TV'lerde izlediği gibi, bazı yerlerde ağaçsever vatandaşlar, çoluk çocuk, ellerindeki çalı çırpıyla, sopa ve küreklerle çırpınıyor dev alevlere karşı.
       Ülkemiz, sadece orman felaketlerini yaşamıyor... Çağlar boyunca sel, toprak kayması, deprem de bize en korkunç kıyımları reva gördü. Bu doğal afetleri önlemenin yolu yok. İnsanoğlu, doğa gücüne (Tanrı'nın gazabına) engel olamıyor. Afetler, bize kıyarken, çaresiz, seyirci kalıyoruz.
       İnsanoğlunun gücü, ancak şunlara yetiyor: Bazı felaketlerin yapabileceği hasarları, önceden tedbir alarak asgariye indirmek (depreme karşı direnci yüksek yapılar vb.)... Kasten çıkarılacak yangınlara karşı koruma, istihbarat, muhafaza... Bir afet olur olmaz en hızlı ve en etkili hareketlerle can kaybını azaltmak...
       Bizde de, başka ülkelerde de, bu çabalar genellikle başarısızlığa uğruyor. Hiçbir toplum, doğal afetlerle mücadele için gerekli olan parayı, personeli, organizasyonu sağlayamadı. Japonya depreme dirençli konutlar inşa etmek bakımından ileri adımlar attı, ABD orman yangınlarına karşı oldukça hazırlıklı, ama oralarda bile yıkım sürüp gidiyor. Afetler karşısında bütün dünya mukadderatçı... Hele biz, hele biz. Deprem, sel, yangın olunca ağlıyoruz, ağıtlar yakıyoruz. Gerçek ya da hayali sorumlular bulursak veryansın ediyoruz. Ama, afetin en acıklı günleri geçip gidince her şeyi unutuyoruz. Başka bir afet başgösterinceye kadar sus - pus kalıyoruz. Oysa hazırlanmak, önlemler almak akıllıca bir davranış olmaz mı?
       Bir "orman ordusu" kuramaz mıyız? Ya da çok daha geniş çabalara girişerek bir "afetlerle mücadele gücü?" Diyelim ki 100 - 150 bin kişilik bir kuruluş yaratsak... Bu bir "askeri güç" olmasa ama, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı olarak çalışsa... Mensuplarının hepsi, askerlik görevi yerine bu "afetlerle mücadele gücü"nde çalışmalı... Bir çeşit sivil yedek subaylık ve erlik olmalı bu. Böyle bir kuruluş yaratılırsa ve iyi çalışırsa, göreceksiniz ki, depremlerin, sellerin, orman yangınlarının ve başka afetlerin hasarları asgariye indirilecektir.

       CLINTONIK: "Porno Raporu" konusunda herkes haklı ve herkes haksız... Clinton, bu çirkin ilişkiye girişmemeliydi, yalan söylememeliydi. Kişisel bir kabahat bu. Ama, devlet suçu sayılır mı? Kendi bileceği iş mi? Bir Cumhurbaşkanı'nın kişisel hayatı yoktur, her yaptığı kamusaldır. İstifa etmeli, etmezse Kongre soruşturma yaparak (üçte iki çoğunluk sağlarsa) azletmeli (mi?) Bir Cumhurbaşkanı'nın tüm ulusa, çoluk çocuğa, gelecek nesillere iyi ahlak örneği olması gerekir. Resmen, yeminli olarak, yalan söyledikten sonra bağışlanırsa yalan yeminden mahkum olan başka vatandaşların ceza çekmesi haksızlık değil mi? Bir Cumhurbaşkanı'nın böyle iğrenç bir skandalı nasıl hoşgörülür? Özel Savcı Ken Starr, bu rezaleti bir politika tuzağı olarak istismar etti (mi?) 40 milyon dolara mal olan ve Amerika'yı allak bullak eden Starr soruşturması, aslında, Cumhuriyetçi Parti ile iki milyon üyeli sağcı Heritage Foundation tarafından körüklenen bir komplo değil mi? Herkes haklı, herkes haksız... Clinton istifa etmezse Kongre azletme işlemlerini başlatacak mı? Başkan sonunda azledilecek mi? Bu tamamiyle "politik" bir sorun... Nixon azledilmek üzereyken istifa ettiğinde yerine geçen Gerald Ford'un dediği doğru: "Azil gerekçesi, Kongre'nin üçte ikisi azil gerekçesi olarak neyi kasdediyorsa odur." Ah, Amerikalı dostlar, bir de Türkiye'de bin türlü yalan dolandan, hile ve hainlikten sonra iktidarda kalan rezalet erbabını düşünün!




Yazara E-Posta: t.halman@milliyet.com.tr