Yıllarca rekabet adı altında insanlar birbirlerini kırdılar. Kulüpler de bu doğrultuda batma noktasına geldi. Doğru, dürüst uluslararası bir başarımız var mı? Yok. Tribünlerde taraftar sayımız yükseldi mi? O da yok. Sadece büyük takımlarımız birbirleriyle rekabet edeceğim diye yüz milyonlarca euroyu, doları sokağa attılar.
Şimdi yeni bir sayfa açılıyor. Bunun da ilk ateşini Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz yaktı. Evet şimdiye kadar Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Gençlerbirliğili ve bir de Allah rahmet eylesin Hasan Doğan’ın adı Süper Lig’e verildi. Şimdi Mustafa Cengiz, ‘Yukarıda Allah var. Bu sezon Süper Lig’e Fenerbahçeli efsane birisinin ismi verilmeli’ diyor. Ben bunu alkışlıyorum.
Bu çağrıya Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ ve diğer kulüplerin başkanları olumlu yanıt veriyor ve sıcak bakıyor. Artık herkes anladı. Bu yıkıcı rekabet devam ederse kulüplerimizin kurtuluşu yok.
Fikret Orman, ‘Emre Akbaba ile Başakşehir görüşüyormuş. Anlaşamazlarsa biz Emre’ye talip olacağız’ diyor. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Şu güzelliğe bakın. Bu yerli futbolcular için bir de yabancıları düşünün.
Evet, sıkıntı çok büyük. Başkan Mustafa Cengiz ve Fatih Terim nefes alamıyorlar. Bu takım Şampiyonlar Ligi’nde oynayacak. Süper Lig’den bahsetmiyorum. Avrupa’da başarılı olursa para kazanacak, rahatlayacak. İstediği sonuçları alamazsa sıkıntılar devam edecek.
Hiç unutmuyorum Ndiaye satılırken Terim’in yüreği cız etmişti. Ama mecbur kaldılar satmaya. O para gelmese oynayan futbolcuların ücretleri ödenemeyecek ve daha büyük sorunlar yaşanacaktı. Şimdi doluya koyuyorlar almıyor, boşa koyuyorlar dolmuyor. Enkaz devralmak böyle bir şey! Devamlı haberler çıkıyor ‘Gomis Çin’e gidecek. Galatasaray’ın bu paraya ihtiyacı var’ diye. Ben kesinlikle inanmıyorum...
Gomis sadece bir golcü değil ki... Galatasaray’ın yüreği, cesareti, ahlak sembolü... Terbiyesiyle, profesyonelliği ile herkese örnek olacak bir kişiliğe sahip. Göztepe maçında attığı penaltıyı unutamıyorum. Önceki maçlarda iki penaltı kaçırmış. Buna rağmen topu eline alıyor, ‘Bu penaltıyı ben atacağım’ diyor. Hangi futbolcu bunu yapar, hangisi bu kadar sorumluluk alır? Onun satıldığını düşünün. Kesinlikle Galatasaray, Gomis’in yerini dolduramaz.
Bonservisinden 8 milyon euro geldiğini düşünün. Fransız futbolcu daha fazlasını
Büyük değişim... Eskiden taraftar ile kongre üyelerinin başkan adayları farklı olurdu. Şimdi artık bu gelenek bozuldu. Bilhassa Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi büyük kulüplerde taraftar kimin başkan olmasını isterse, üyeler de o doğrultuda oylarını kullanıyor.
Yıllarca bütün kulüplerde kongre üyeleriyle sorunlar yaşandı. Halbuki üyeler de taraftardı. Bu sene ilk deprem Galatasaray’da oldu. Sosyal medya yıkıldı, 26 milyon kişi ayağa kalktı, Mustafa Cengiz başkan oldu.
Fenerbahçe’de ise hafta sonunda yaşadığımız seçim... Her kafadan bir ses çıktı. Ama taraftarın büyük çoğunluğu Ali Koç’un gelmesini istedi. Üyeler de bu isteğe saygı duydu, ‘değişim zamanı’ dedi ve büyük bir çoğunlukla Ali Koç’u başkan seçti.
Taraftarla sürtüşen yönetici, başkan, her kim olursa olsun başarılı olamaz. Bu açıkça görüldü. Taraftarın desteğini tam olarak almayan kulüp ne mali konularda ne sportif konularda başarıyı yakalayamaz.
Bakın futbolumuzda çok büyük değişim yaşanıyor. Galatasaray bunu yaptı, şimdi Fenerbahçe’ye geldi. Ali Koç, Türkiye’nin en saygın işadamlarından biri. Mükemmel bir yönetim kurdu. İnanın yöneticilerin çoğunu çok iyi tanıyorum. Fenerbahçe’nin mali durumunu çok kısa zamanda
Dünyada ilk defa böyle bir şey oluyor. Taraftar kulübünün menfaati için canını, her şeyini ortaya koydu ve istediklerini teker teker yaptırdı.
Cumartesi günü seçim oldu. Mustafa Cengiz başkanlığa seçildi. İki günde sosyal medyada taraftarlar Cengiz’in tekrar başkan olması için 26 milyon yorum yazdılar. İlk defa böyle bir şey görüyorum.
Diğer üç adaydan biri başkan seçilseydi kulübe huzur gelmeyecekti. Şimdi ne konuşuluyor biliyor musunuz? Evet, Galatasaray’ın maddi durumu çok kötü. Ama biz taraftar olarak her türlü fedakârlığı yapacağız. Ve bunu yapmaya başladılar bile. Şimdiden kulübe söz verdiler. Üç günde storelardaki bütün ürünleri satın alacaklarmış. Yok böyle bir şey...
Öyle bir seçim yaşandıki kulübün geleceği kurtuldu. Kongre üyeleri, bilhassa liseli ağabeylerimiz, kardeşlerimiz için söylenmedik söz kalmamıştı. Ama çoğu Galatasaray’ın gelecek yıllarını düşünüp Mustafa Cengiz’i başkan seçtirdiler. Artık sarı-kırmızılı kulübün taraftarı, kongre üyeleri, başkanı, hocası, futbolcuları kenetlendiler.
Bundan sonra kulübü menfaat kapısı görenler, ‘benim şu kadar oyum var’ diyenler, ballı maaş alanlar, bir liralık matbaa işini 50 liraya yapanlar kulübün kapısından içeri
İnanın hem üzülüyorum hem sıkılıyorum. Çünkü 113 yıllık koca çınar küçük düşürülüyor. Seçim yarın yapılacak. Kimin kazanacağını bilemiyorum...
Adaylardan biri ‘Fatih Terim’i biz getirdik’ diyor. Diğeri ise ‘Biz baskı yapmasaydık Fatih Terim gelmezdi’ açıklamasını yapıyor. Ötekiler de Fatih hoca ile çalışmaya devam edeceklerini söylüyorlar. Peki Terim 1,5 yıl boşta kaldı, kim kapısını çaldı? Ben bunu anlayamıyorum. Neden herkesin ağzında Terim var? Fatih hocadan bahsedince kongre üyelerinden daha mı fazla oy alacaklar! Saçma sapan bir polemik. Sadece ve sadece Galatasaray’ı küçük düşürüyorlar. Fatih Terim’in seçimlerle ne alakası olabilir. Bir tane oy hakkı var. Onu da gidip kullanacak. Veya adayların ‘Biz Fatih Terim ile çalışmayacağız’ deme lüksleri var mı? O zaman ellerini çeksinler hocanın yakasından. Madem Fatih Terim seçimlerde büyük bir koz o zaman hocayı başkan yapsınlar! Herkes şunu iyi bilsin. Hoca sayesinde kimse seçim kazanamaz. Kongre üyeleri oyunu kime vereceğini çoktan belirlemişlerdir. Bu televizyon konuşmaları ve gazetelerde çıkan röportajların seçim üzerinde etkisi olmayacak. Ama benim üzüldüğüm bir şey var. Bu seçim inşallah Galatasaray’ı eskiden olduğu gibi
Galatasaray belki de tarihinin en çalkantılı sazonunu yaşadı. Kulübün başkanı, teknik direktörü değişti. Futbolcuların 4 ay maaş alamadığı zamanlar oldu. Ama taraftar her zaman bu takımın arkasında durdu. Önce Fatih Terim’i getirmek için ortalığı ayağa kaldırdı. ‘Bizim hocamız Terim’dir’ dediler. O zamanki başkana Tudor’u kovdurdular, Fatih Hoca’yı getirttiler.
Hiç unutmuyorum Gençlerbirliği deplasmanında takım yenilmiş, Atatürk Havaalanı’na 4 bin taraftar, hocasını ve futbolcuları desteklemeye gittiler. ‘Biz inandık, siz de inanın’ diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Fenerbahçe derbisi öncesi 28 bin taraftar takımının antrenmanını seyretti, 1 milyon lira ödedi, Store’da formalar yok sattı. Kombineler ve kalan biletler kapış kapış gitti. 2017-18 sezonu taraftar rekoru kırıldı. Özetle bu şampiyonlukta en büyük pay taraftarındır.
Fatih Terim bu camianın çocuğu. O da çok büyük sorunlar yaşadı. Kulübünün ona ihtiyacı vardı, onun da Galatasaray Kulübü’ne. Bu nikahı da taraftar kıydı. Tudor’un Nazi kampına çevirdiği Florya’da futbolcuların özgüvenleri yerine geldi. Rodrigues bile forma şansı bulamıyordu. Şu an takımının en büyük yıldızı.
Linnes, Denayer, Donk çöp diye kenara atılmıştı. Büyük
Son 90 dakikaya geldik. Yarın saat 21.00’de şampiyon belli olacak. ‘Bu kupayı en çok kim hak etti’ derseniz, hiç düşünmeden ‘Galatasaray’ derim.
Değil mi ki, 28 bin taraftar takımın antrenmanını izlemeye gitti, 1 milyon TL para harcadı. ‘Eller yukarı’ demek lazım. Daha konuşacak bir şey yok. Futbola döndüğümüz zaman Fenerbahçe ile Kadıköy’de berabere kaldı. Kendi sahasında Başakşehir, Trabzon ve Beşiktaş’ı yendi. Daha ne olması gerekiyor.
Tabii yine senaryolar devam ediyor. Rakip kimse o övülüyor. Geçen hafta Malatyaspor göklere çıkarıldı. Kaleye tek şut atamadan maçı bitirdiler. Şimdi de Göztepe... Evet, Göztepe’nin sahadaki mücadelesinden gurur duyuyorum. Tamer Tuna, aslan gibi bir hoca. Takımını iyi koşturuyor ve geçen sene birinci ligden gelmelerine rağmen, Süper Lig’i iyi bir yerde bitirecekler.
Okan Buruk’un Akhisarspor’u Galatasaray’a karşı nasıl aslanlar gibi mücadele ettiyse herkes emin olsun Göztepe de varını yoğunu sahaya koyacaktır. Ama ne kadar başarılı olur, bunu bilemiyorum. Fakat konuşmalar sürüyor. Burada amaç futbolu kirletmek. Birileri ‘Federasyon Galatasaray’ı şampiyon yapmazmış. Hakem buna müsaade etmezmiş’ diyor. Başka birileri ise ‘Siyaset kesinlikle
Muhteşem Galatasaray taraftarı yine dün gece tribünleri 46 bin kişiyle doldurdu. Muazzam bir tezahürat, gök gürültüsü gibi... Takımın itici gücü... Daha 30. saniyede Rodrigues’in pası, Belhanda’nın vuruşuyla ev sahibi ekip galip duruma geçti. Kısa bir süre sonra yine Rodrigues’in harika pası ve gol kralı Gomis’in harika vuruşu. Maç şova döndü. Galatasaray üç puan için sahaya çıkmıştı. Mutlaka galip gelmesi gerekiyordu. Erken gelen gol, maçın da temposunu, hırsını düşürdü. Buna rağmen ligin iyi takımlarından biri olan Yeni Malatyaspor tek gol pozisyonuna girmeden maçı bitirdi. Konuk ekibin forvetleri çok etkili ama dün gününde olan Maicon ve Denayer isabetli hamleleriyle rakiplerine şut çekme imkanı bile vermedi. Bir kanatta Linnes, diğer kanatta Nagatomo ikisi de çok iyiydiler. Risk almadan oynuyorlar. Hücuma çıkıp rakibe hata da yaptırıyorlar. Ama bu maçın en parlayan futbolcusu Rodrigues’di.
Fatih Terim bu futbolcuyu çok iyi parlattı. Hücuma çıkıyor, rakibini yürür gibi geçiyor, mükemmel paslar veriyor ve aynı güzellikte şutlar da çekebiliyor. Transfer sezonunda eminim Avrupa’nın büyük kulüpleri Galatasaray’ın kapısını çok aşındıracaklar. İkinci parlayan futbolcu ise Denayer...