Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

New York’taki BM toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15. zirvesi olacak. Gazze konusunda alnı ak, başı dik tek ülke Türkiye’dir.

Erdoğan 23 Eylül’deki konuşmasında tehdit dili kullanmayacak, Gazze’de yaşanan soykırımı uluslararası hukuk ve insanlık bakış açılarıyla anlatacak.

Hayat içerisinde öznelere göre konumlananlar var.

Oysa doğru olan yüklemlere bakmaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’taki 15. BM Zirvesi olacak bu zirve.

Yıl sayısına değil, bu geçen 15 yılda kurulan cümlelere, kullanılan  fiillere bakmak lazım.

Haberin Devamı

Erdoğanın New York fiilleri

İsrail binlerce çocuğu katletti, çok sayıda çocuk da öksüz, yetim ve evsiz kaldı.

14 YIL ÖNCE: 22 EYLÜL 2011: “ABLUKAYI KALDIRIN”

Türkiye’de Sumud Filosunun, İsrail ablukasını yarmasını, Gazze’ye ulaşmasını istemeyen tek bir kişi bile görmedim.

14 yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşan kişi Başbakan Erdoğan ve diyor ki:

“İsrail’in sadece Mavi Marmara için tazminat ödemesi yetmez, Gazze’ye ablukayı da kaldırması gerekir.”

Erdoğan’ın bu ve önceki dönemlerde söyledikleri etkili oldu mu, oldu. Bugün CHP’de siyaset yapan Namık Tan, İsrail Büyükelçisi olduğu dönemde Tel Aviv’in en az Türkiye’den gelen ürünlere abluka uyguladığını söylemişti bana.

2008’de İsrail’in Gazze operasyonunu Gazze’de izlemiş birisi olarak söyleyeyim, her operasyonda açlık vardır, her operasyonda yıkılan ya da hasar alan binaların onarımında kullanılacak demir ve çimentoyu bile içeriye sokmaz Tel Aviv Yönetimi.

Geçmiş operasyonlarda soykırım bu kadar belirgin, açlık bu kadar yaygın değildi, doğru. 9 yaşında tank atışıyla öldürülmüş bir kız çocuğunun mavi UNICEF çantasını enkazdan çıkaran, annesine teslim eden benim. Yaralı taşınan hastanedeki sedye kolumu çizdiğinde tetanoz aşısı olsam diye düşünen de benim. Düzgün hastaneler yapılmıştı Gazze’ye bugün vurulmayan tek hastane yok.

11 YIL ÖNCE: 24 EYLÜL 2014... “GÜVENLİK KONSEYİ BM’Yİ ETKİSİZ HALE GETİRDİ”

Bugün soykırımın 716. günü. Tüm dünyanın vicdanı ayağa kalktı ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ateşkes karar tasarılarını tek bir daimî üyenin oyuyla defalarca reddetti.

11 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurul konuşmasındaki bölüm şöyle:

Haberin Devamı

“BM Güvenlik Konseyi daimî üyesi beş ülkenin Birleşmiş Milletleri etkisiz hale getirmesi, küresel vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir.”

Erdoğanın New York fiilleri

8 YIL ÖNCE 20 EYLÜL 2017: FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIMA YARIŞI...

Fransa ve Suudi Arabistan, bu sene New York’ta Filistin Devleti’nin tanınmasıyla ilgili ortak bir etkinlik düzenleyecek.

Hangi Suudi Arabistan, Abraham Anlaşması’ndan çekilmeyen Suudi Arabistan.

Hangi Fransa, 6 ay öncesine kadar Paris’te İsrail’i protesto etmeyi yasaklayan, İsrail Büyükelçiliği önünde kuş uçurtmayan Fransa.

İspanya’nın Gazze dayanışmasını ayırarak AB ülkelerinin liderlerine sormak lazım, Gazzeliler, daha önce de binlerle katledildi, o zaman vicdanınız mı yoktu, yoksa sokaktaki protestolar sizi korkutacak kadar büyümemiş miydi?

8 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsündeki cümlesini alıyorum buraya: “Bu çerçevede, uluslararası toplumu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinli kardeşlerimize, bağımsız ve coğrafi bütünlüğe sahip Filistin Devleti mücadelelerinde destek olmaya davet ediyorum.”

Haberin Devamı

Erdoğanın New York fiilleri

2019’da Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, ABD Başkanı Trump tarafından BM Genel Kurul Heyet Başkanları onuruna verilen yemeğe katıldı.

6 YIL ÖNCE: 26 EYLÜL 2019: GAZZE’DE İSRAİL POLİSİNE KONUT

Faşist üçlünün sinek ikilisi diye tanımlayabileceğimiz Ben-Gvir’e geleyim. Çok atıp tuttuğuna bakmayın son ABD gezisinde büyük bir koruma çemberine rağmen sokağa fazla çıkamadı. Bu aslan(!) parçası geçen gün açıklama yaptı, Gazze sahil şeridine İsrail polisleri için lüks konut projesi yapacakmış. Ağa babaları da Gazze’yi lüks turizm merkezi yapmayı hayal ediyordu ya, normaldir.

Peki İsrail’in yayılmacılığına bugüne kadar ses çıkaran tek bir Batı ülkesi gördünüz mü?

6 yıl önce Erdoğan’ın konuşmasından bir bölüm alıyorum: “Ben merak ediyorum bu İsrail neresidir, acaba bu İsrail’in toprakları nereleri kapsıyor, 1947’de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967’de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi?”

Erdoğanın New York fiilleri

5 YIL ÖNCE: 22 EYLÜL 2020: İSRAİL’İN İŞBİRLİKÇİLERİ YA DA SESSİZLİK...

16 gündür gördüğümüz şey Müslüman ülkeler ya da Arap ülkeleri gibi tanımlamalar var ama Gazze ile sadece sözel dayanışma var.

Haberin Devamı

Mesela Suudi Arabistan, Abraham Anlaşması’ndan çekilmedi sadece imza atmayı öteledi.

ABD’nin İsrail’in bölgeye ekonomi yoluyla enjekte edilmesi planına ve o planın parçalarının Filistin meselesini görmezden gelen tutumuna ilk itiraz kimden geldi biliyor musunuz?

Erdoğanın New York fiilleri

Haritalı tepki

2019’da Erdoğan kürsüde elindeki haritayı gösterip “Ben merak ediyorum bu İsrail neresidir, acaba bu İsrail’in toprakları nereleri kapsıyor, 1947’de İsrail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967’de İsrail neresiydi ve şu anda İsrail neresi?” diyerek tepki göstermişti.

5 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu konuşmasından: “Filistin halkı İsrail’in tüm baskı, şiddet ve yıldırma politikalarına yarım asırdan uzun bir süredir göğüs geriyor. ‘Asrın Anlaşması’ adı altında Filistin tarafına dayatılmaya çalışılan teslimiyet belgesi reddedilince İsrail bu kez işbirlikçilerinin yardımlarıyla kaleyi içeriden fethetme girişimlerine hız vermiştir. Türkiye olarak Filistin halkının rıza göstermediği hiçbir plana destek vermeyeceğiz.”

2 YIL ÖNCE 19 EYLÜL 2023: BATI ŞERİA’DAKİ İŞGAL...

Netanyahu ve ortaklarından oluşan faşist yapılanma 7 Ekim’den önce başladığı Batı Şeria’ya işgalci yollama politikasını şimdi tırmandırdı.

Akıllarınca iki devletli çözümü fiilen ortadan kaldıracak bu faşist sürüsü. AB üyeleri mahcup yapma açıklamaları yapıyor, Washington tavşana kaç tazıya tut demeye devam ediyor.

Erdoğan’ın 2023 yılı konuşmasından bir bölüm alıyorum: “Bir kez daha tekrarlayacak olursak 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti hayata geçirilmeden İsrail’in de aradığı huzuru ve güveni bulabilmesi zordur. Bu çerçevede, Kudüs’ün, özellikle de Harem-i Şerif’in tarihî konumuna saygı gösterilmesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

1 YIL ÖNCE: 24 EYLÜL 2024: KENDİMİZE ETTİĞİMİZ AYIP...

O tarihte Gazze’de 41 bin kişi katledilmişti, bunların 17 bini çocuktu. Kayıp insan sayısı 10 bine yakındı. Kasten öldürülen gazeteci sayısı 172’ydi, tüm hastaneler değil 4’te 3’ü vurulmuştu, 130’dan fazla ambulansa hava saldırısı yapılmıştı. Okullar, ibadethaneler, sayılar çok fazla. Cumhurbaşkanı Erdoğan, katliamın 353. gününde bunları haykırmıştı BM Genel Kurulu kürsüsünden. Peki o gün biz neyi tartıştık. Sosyal medyada oynanmış bir kareyle beraber, muhalifler “Erdoğan, BM’de boş sıralara hitap etti” diye yaygaraya başladı, diğerleri de dolu sıraların fotoğraflarını dolaşıma soktu. Çok önemli bir konuşmaya değil işin iç siyaset kavgasına daldık hepimiz. Kendimize ayıp, kendimize haksızlık ettik.

 

 

 

BİR DURUM MUHASEBESİ

Yeminli Erdoğan karşıtlıları, bunca yıl söyledi de neden mesafe alınmadı diyeceklerdir hemen.

Filistin meselesi başladığı günden beri asla tek bir ülkenin çözebileceği bir sorun olmadı.

Sorunu tamamen çözme imkânı olmasa da bugün yaşanan felaket gelmeden herkesi uyarmış olmak, tarihe not düşmek, İsrail’in iddia ettiği gibi 7 Ekim’in bir milat olamayacağını herkese anlatmak açısından önemli bir duruştur.

Daha da önemlisi, Arap ülkelerinin duruma göre pozisyonlarını değiştirdiği, AB üyesi ülkelerin 2. Dünya Savaşı’nda yaşananların utancı ve finans sisteminde garantide olmak adına görmezden geldikleri bir konuyu ısrarla işaret eden tek ülke Türkiye oldu.

Gazze konusunda alnı ak, başı dik tek ülke Türkiye’dir.

ERDOĞAN’IN 2025 KONUŞMASI: DUYGU DEĞİL AKILLA POLİTİKA...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmaya önem verdiğini biliyoruz ama beklentiyi doğru yönetmek gerek.

Erdoğan, tehdit dili kullanmayacak, Gazze’de yaşanan soykırımı uluslararası hukuk ve insanlık bakış açılarıyla anlatacak.

Uluslararası anlaşmalara uygun olarak 1967’de belirlenen sınırlara dönülmesini isteyecek.

Kudüs’ün bütün semavi dinler açısından önemini hatırlatacak.

Nereden biliyorsun diyeceksiniz, kimseyle konuşmuş değilim ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, tecrübesiyle, bağcı dövmeyi değil, üzüm yemeği tercih edecektir.

Türkiye devlet ciddiyetiyle İsrail’de olup bitenleri de yakından takip ediyor.

En son İsrail’in TÜSİAD’ı sayabileceğimiz İsrail İş Formu, Netanyahu’yu oldukça ağır bir dille eleştirdi, “Bizi felakete sürüklüyor” cümlesini kurdu. Türkiye’nin derdi kalıcı ve adil bir barışa ulaşılması, ne İsrail’in yok edilmesi gibi bir politikası var ne de Kudüs’ü Türkiye topraklarına katmak gibi bir niyeti. Erdoğan, Ortadoğu’da tüm çatışmaların durması adına Filistin sorununa kalıcı ve adil bir çözüm bulunmasını istiyor.

Birbirimizi yemekten farkına varamıyoruz ama işin ana fikri bu aslında.