Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milli Eğitim Bakanlığı, özel okulların yapabileceği zam oranının tavanını yüzde 24.875 olarak belirledi.

TÜİK verilerini bir formüle yerleştirerek buluyor bu oranı Milli Eğitim Bakanlığı.

Koronavirüs sonrasında işsiz kalmış ya da ücretsiz izne çıkarılmış binlerce veli var, dikkate alınmadılar.

Bu sene piyasa koşulları gereği, çoğu şirket ya hiç zam yapmadı ya da minimum oranda zam yaptı, onlar da es geçildi.

Milli Eğitim Bakanlığı, diyebilir ki ben kafama göre değil, yönetmeliğin tarif ettiği formüle göre hesap yapıyorum.

Haberin Devamı

Kutsal bir metin değil o yönetmelik, yüz yılda bir ortaya çıkan olağanüstü bir durumda değiştirirsin.

Zam tavan oranı belli ama eğitim-öğretim ücretleri halen belirsiz.

Bu sene KDV oranı ne olacak, yine yüzde 1’de mi kalacak yoksa yüzde 8’e mi dönecek, o da belli değil.

KDV farkı doğarsa diye veliden ek senet alan okullar var.

Küresel salgının başından beri eğitim dünyasında olan bitenlere bakıyorum.

Dediler ki okullar TSE’nin denetiminden geçecek, “Güvenli Okul” belgesi alacak.

Altmış küsur sayfa dolusu kriter belirlendi, okulların bir kısmı masraf etti, belgeyi aldılar. Sonuç, “Güvenli” olan, olmayan tüm okullar birlikte kapandı, birlikte açılıyor.

Çocukların okula dönmesinde hep sınava girecek sınıflar öne alındı. Kalem tutmayı bilgisayar başında öğrenmeye çalıştı birinci sınıflar. Yaş kazanımları dikkate alınmadı. Öğretim biraz telafi edilse de eğitime hiç bakılmadı.

Okullarda öğretmenler aşılanıyor ama yaşı gereği daha riskli durumda olan okul yöneticileri, kapıda çocukların ve velilerin ateşini ölçecek güvenlik elemanları, çocukların yemeklerini pişirenler, verenlere aşı yapılmıyor.

İnsan “Keşke bizim de Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetenlerin zam oranlarını belirleme şansımız olsaydı” demeden edemiyor.

Yunanistan’ın altın vuruşu

Yunanistan ekonomisi 2020’nin son çeyreğinde yüzde 14, 2020 genelinde de yüzde 8’den fazla küçüldü.

Yunanistan’ın 2010 krizi sırasında aldığı dış borcun ödemesi 2060 yılında bitecek.

Kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri aynı zamanda Yunanistan.

İşte bu Yunanistan, şimdi 11.5 milyar euro’luk bir silahlanma programı başlattı.

Bu programda, 4 yeni fırkateyn alımı, 4 fırkateyn modernizasyonu, 4 donanma helikopteri, karadan havaya füzeler, İHA, Fransa’dan alınan Rafale savaş uçakları ve F-16’ların modernizasyonu var.

Fakat bunlarla da yetinmiyor Yunanistan.

ABD’den 24 adet F-35 istiyorlar, en ucuzu 77 milyon dolar bu uçakların.

Almanya’dan da binden fazla M1117 zırhlı araç, denizaltılar için ağır hizmet torpidosu talep ediyorlar.

C-130 ve İtalyan yapımı C-28 nakliye uçaklarının modernizasyonu ile Barracuda sınıfı denizaltı alma arzuları da var.

Yunanistan, “Türkiye’ye mesaj” diye yapılan tatbikatlarda, bir F-16’yı bir saat havada tutmak için 25 bin dolar ödüyor.

Türkiye’nin de dış borcu var ama Türkiye başına bela edilen terör örgütleri, Irak ve Suriye nedeniyle zaten ordusunu modern bir hale getirdi hatta savunma sanayii ihracatı da yapıyor artık.

Böyle bir tabloda olan yine Yunanistan halkına olacak aslında, farkında değiller.

Al sana yeni Fransa...

Aşı deyince aklımıza gelen ilk isim kuduz aşısını bulan Louis Pasteur olurdu.

Haberin Devamı

Onun adını taşıyan Pasteur Enstitüsü de yıllarca aşı konusunda dünyanın en önde gelen kurumlarından biri oldu.

Haberin Devamı

İnsanlık adına can sıkan bir gelişme ama Pasteur Enstitüsü, klinik deney safhasında istediği sonucu vermediği için koronavirüs aşı çalışmalarını sonlandırdı.

Yeni Fransa, Sarkozy ve Macron gibi ucuz sağ, Hollande gibi, şans eseri aday olmuş, sosyalist görünümlü magazinsel cumhurbaşkanlarıyla bu noktaya geldi.

Sevinmek değil üzülmek gerekir bu duruma... 

Provadan izliyorum ne güzel...

Siz hiç tiyatrocuların, gündelik kıyafetleriyle bir eseri çalışmasını izlediniz mi?

Yüzdeki mimik, tonlamadaki vurgunun, ne kadar önemli olduğunu görmek için harika bir fırsat bu.

Semaver Kumpanya’dan, Molière’in Cimri’sini bir seyretmenizi öneririm İş Sanat’ın internet sayfasından.

Sanatın çevrimiçi hali, duyguları rakamlarla ölçmek gibi bir şans tanıyor insana.

İş Sanat, Youtube sayfasında en çok izlenen konser, Türk halk müziği, ardından barok aryaların yer aldığı konser geliyor.

Anadolu değil mi zaten bu, farklı zevklerin, farklı beklentilerin karşılandığı bu müthiş coğrafya.

En son, 12 Eylül’de, Kenan Evren yasaklamıştı Nâzım Hikmet’in eserlerini, Nâzım Hikmet dinletisini izlenme sayısı 350 bin civarında şimdilik, daha da artacaktır, adım gibi eminim.

Küresel salgın döneminde sanat dünyası zor günler geçiriyor, sanata destek veren kimi kuruluşlar, “Salonlar kapalı, ne yapalım?” derken, İş Sanat örneğinde olduğu gibi, hem sanatçıyı hem de sanatseverleri koruyan adımlar da atılıyor.

Kolay zamanlarda herkes liderlik yapar, asıl zor zamanlarda lider olma sözünün sadece siyasette geçerli olmadığı görüyoruz bir kez daha.

Teşekkürler İş Sanat...